“Veremeyeceğimiz hesap yoktur; Meclisi ve Yargıyı bizden hesap sormaya davet ederiz”

26 January 2017

İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı Cafer Gürcafer Güzelyurt Hastanesi ihalesi ile ilgili Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş’a cevap verdi. Gürcafer, kişisel nedenlerle kuruma karşı bir karalama kampanyası olduğunu belirtti. Bir Meclis Komitesi oluşturularak ihale sürecinin araştırılmasını talep eden Gürcafer, “Bizim veremeyeceğimiz hesabımız yoktur. Meclisi ve yargıyı bizden hesap sormaya davet ederiz” dedi.

Gürcafer’in açıklaması şöyle:

“3 Aralık 2016 tarihinde açılmış olan “Yeni Güzelyurt Hastahanesi’nin Betonarme Karkas, İstinat Duvarı ve Stabilize Dolgu İşleri Yapımı” ile ilgili ihaleye neden boykot kararı almış olduğumuzu, madde madde tüm gerekçelerimizi, yasal zeminde ve şeffaflık ilkesine uygun, etik ve ahlaki kuralları ihlal etmeyen bir dille 4 Ocak 2017 tarihinde basına yapmış olduğumuz açıklama ile tüm kamuoyuna duyurmuştuk.

Yapmış olduğumuz basın açıklamasının sonrasındaki süreçte ise, gerek devlet itibarının zedelenmemesi gerekse ülke ekonomimizin olumsuz etkilenmemesi adına sivil toplum sorumluluğu bilinci içerisinde davranmaya özen gösterdik.

Süreç içerisinde öfkesine yenik düşüp amacını aşarak temelsiz ve karalayıcı açıklamalarda bulunan Sayın Serdar Denktaş’ın söylemlerine, zaten zorda olan ülkede daha fazla krize sebebiyet vermeme adına cevap vermemeyi tercih ettik. Ancak iyi niyetimizin suistimal edildiği gün gibi ortadadır. Kişisel nedenlerden dolayı kurumumuza karşı bir karalama politikası yürütülmektedir.

Hepimiz iyi biliyoruz ki tarafsız, demokratik bir devletin olmadığı yerde demokrasiden söz etmek mümkün değildir. İleri demokrasilerde sivil toplum örgütlerine, sistemin demokratik yönde gelişmesine önemli katkılar koyan kuruluşlar olarak bakılmaktadır. Geri demokrasilerde ve diktatörlük ruhunun hakim olduğu devlet yönetimlerinde ise sivil toplum örgütlerine devletin bekasını tehlikeye sokacak varlıklar gözüyle bakılmaktadır. Belli oluyor ki Sayın Serdar Denktaş bizleri bu temelde bir tehlike, bir ayak bağı olarak görmektedir.

Sayın Serdar Denktaş’ın bu süreçte yapmış olduğu açıklamalardan, Birliğimizden rahatsız olduğunu anlamaktayız. Birliğimizin ülke demokrasisi adına ortaya koymuş olduğu denetçi yaklaşımından rahatsız olan Denktaş, Meclis kürsüsünden, her türlü pisliğin, hırsızlığın, rüşvetin, meşveretleşmenin ve usulsüzlüğün sembolü olarak kullanılan KUMPAS kelimesini Birliğimiz ve camiamız için rahatlıkla kullanabilmiştir.

Ülkemizde birtakım kumpasların olduğu bizler tarafından da bilinmektedir. Bu kumpasları yapanları toplum da çok iyi tanıyor. Sayın Serdar Denktaş’a tavsiyemiz, bu kumpasları bulmak istiyorsa uzaklara değil etrafına bakmasıdır.

Ülkemizin içerisine düşmüş olduğu durumdan çıkıp da güzel bir geleceğe doğru yelken açabilmesi için bizleri her geçen gün biraz daha kemiren kirlenmeye karşı seferberlik başlatmamız kaçınılmazdır. Bizler bunun için elimizden geleni yapmaya da elimizi taşın altına koymaya da hazırız. İlk soruşturmanın ve denetlemenin de kurumumuzdan başlatılmasını öneririz.

Başta Güzelyurt Hastahanesi’nin ihalesi olmak üzere, kendi dönemlerinde gerçekleşmiş olan tüm ihalelerin, dağıtılmış olan arazilerin ve daha ortaya koyabileceğimiz birçok şeyin oluşturulacak bir Meclis Komitesi tarafından soruşturulmasını öneririz, ciddi bir temizlik harekatının başlatılmasını talep ederiz.

Tıpkı Sayın Serdar Denktaş’ın dediği gibi; “GELİN HEP BİRLİKTE BU KUMPASI ORTADAN KALDIRALIM”.

İşin kolayına kaçmadan, başlatılacak olan soruşturma sürecinde elde edilecek bulguların da her gün kamuoyuna açıklanmasını, kamuoyu ile paylaşılmasını sağlayalım ki ülkenin esas sahibi olan halkın bizi denetlemesini sağlayalım.

Hatta Mecliste ivedilikle yasal düzenleme yaptıralım. Bu tür kirlenmelerin içerisinde olduğu tespit edilenlerin, dokunulmazlığı olsun veya olmasın, ömür boyu hapse varacak şekilde cezalandırılmasını, mal varlıklarına el konulmasını da sağlayalım.

Biz hazırız, bizim veremeyeceğimiz hesabımız yoktur. Meclisi ve yargıyı bizden hesap sormaya davet ederiz.

Biz aynaya bakmaya hazırız, siz de hazırsanız gelin kamuoyunun ,halkın karşısında aynanın karşısına geçelim. Gelin hep birlikte, geçmişten günümüze, halkımıza hesap verelim.”