6. Kıbrıs Türk Kültür Festivali Temmuz’da

İngiltere Kıbrıs Türk Dernekleri Konseyi öncülüğünde geleneksel olarak düzenlenen Kıbrıs Türk Kültür Festivali’nin 6’ncısı bu yıl temmuz ayında İngiltere’de gerçekleşecektir.

Detaylı bilgileri aşağıdaki dosyadan bulabilirsiniz. Festivale katılım firmalarımıza, yurt dışında yaşayan Kıbrıslı Türklere erişebilme fırsatı sunacaktır.

İlgilenen üyelerimizin 05338697099’dan bizlere ulaşmasını rica ederiz.

CTCA Festival booklet REV02

The project to develop standards for the construction industry is being implemented

Cyprus Turkish Building Contractors Association (CTBCA) announced the start of the Development of Standards and Inspection Project for the Construction Sector.

The CTBCA announced that the implementation phase of the ‘Development and Supervision of Standards for the Construction Sector Project’ has started within the scope of works carried out to improve the sector’s institutional and structural make up and to increase the competitiveness of the sector; one of the main elements of economic and social development in our country.

Speaking at the signing ceremony held in the CTBCA meeting hall on April 10, 2023, the CTBCA President Cafer Gürcafer stated that the recent earthquake disaster and the developments in the world once again demonstrated the importance of improving the construction industry standards in our country.

It was announced that thanks to the project, contractors will be audited and certified as per set industry standards. The project is part of the Association’s development plan for the industry. The aim of the project, which is carried out with the internationally accredited inspection organization, USB Certification, covers the certification of CTBCA members according to the construction quality management system that has been developed.

With the implementation of these standards, construction companies will be enabled to work more institutionally, more effectively and productively, while the “Corporate Competence Certification” to be issued after an audit within the scope of the CTBCA Standard Development Centre “STAGEM”, the product and service quality of the companies will be more visible, the brand of the sector will be improved, as well as ensuring that the members of CTBCA will become more competitive in national and international markets. Within the scope of the project, it was declared that the regional information meetings will begin soon.

“Toplumun lehine bir çözüm için restleşmeye değil diyaloğa ihtiyaç var”

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB), Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası (KTEZO), Kıbrıs Türk Sanayi Odası (KTSO) ve Kıbrıs Türk Otelciler Birliği (KITOB), El-Sen yetkilileri ile Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu görüşmesini değerlendirdi.

4 örgüt açıklamasında, toplumun lehine bir çözüm için restleşmeye değil diyaloğa ihtiyaç olduğunun altını çizdi ve El-Sen yetkilileri ile bakan Amcaoğlu’nun yapmış olduğu görüşmeyi selamladığını kaydetti.

Hükümet yetkilileri ile El-Sen arasındaki görüşmelerin derinleşerek çözüm çıkana değin devam ettirilmesi gerektiğine işaret eden KTİMB, KTEZO, KTSO ve KITOB, ortak açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Toplum adına ortaya konan ker türlü endişe, kaygı, hassasiyet bizler açısından saygıdeğerdir. Amacımız kronikleşmiş sorunlarımızın sonlandırılması, yapısal bozukluklarımızın giderilerek toplumumuzun özgür ve çağdaş gelişiminin sağlanması olmalıdır. Bu hassasiyetin Kıbrıs Türk toplumunun her bireyinin tartışmasız hassasiyeti olduğunun hepimiz farkında olmalıyız.

Kıbrıs Türk toplumunun çarpık ve çağdışı kalmış bir yapı içerisinde yaşamaya mahkûm edilmesi veya mevcut durumdan daha kötüsünü yaşatacak gelişmelerin olması bizim açımızdan kabul edilemezdir. Kendi özeleştirimizi yapıp özellikle geleceğe dönük geçmişte yapılmış olan birçok hatadan dolayı toplumun gelecek kaygısı yaşadığını ortada. Bu nedenle daha fazla sorgular durumda, daha hassas, daha kırılgan olduğunun bilinci ile hareket etmek hepimizin boynunun borcudur. Bulacağımız çözümlerin, uzlaşı yolu ve şeffaflık içeren bir yapıda olmasına dikkat etmek hepimizin sorumluluğudur. Toplumun mutluluğu ve huzuru için en zoru dahi olsa zorlamaktan kaçınmamalıyız.

Kıb-Tek ile ilgili son günlerde yaşananlarla ilgili halka yansımış olan sorunlardan halk mutsuz ve bıkmış durumda. Diğer yandan hükümet tarafından yapılmaya çalışılan bilinmeyenle ilgili halk ciddi bir endişe içerisinde. Sosyal ve ekonomik yaşamı etkileyecek bu denli önemli bir konuda yapılmaya çalışılan düzenlemeden toplumu haberdar etmek ve toplumun onayını almak hükümetlerin sorumluluğudur. Toplumun lehine bir çözüm için ise restleşmeye değil diyaloğa ihtiyaç olduğu aşikardır.

Bu çerçevede bugün El-Sen yetkilileri ile hükümet adına Sayın Olgun Amcaoğlu’nun yapmış olduğu görüşmeyi selamlamakla beraber derinleşerek çözüm çıkana değin devam ettirilmesini beklemekteyiz.”

İnşaat Sektörüne Yönelik Standartların Geliştirilmesi Projesi hayata geçiyor

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği, İnşaat Sektörüne Yönelik Standartların Geliştirilmesi ve Denetim Projesi için start verildiğini duyurdu

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği, ülkemizdeki ekonomik ve sosyal kalkınmanın temel unsurlarından biri olan inşaat sektörünün kurumsal ve yapısal standartlarının geliştirilmesi ve sektörün rekabet edebilirliğinin arttırılması için gerçekleştirilen çalışmalar kapsamında ‘İnşaat Sektörüne Yönelik Standartların Geliştirilmesi ve Denetimi Projesi’nin uygulama aşamasına başlandığını duyurdu.

10 Nisan 2023 günü KTİMB toplantı salonunda gerçekleştirilen imza töreninde konuşan KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, yakın zamanda gerçekleşen deprem felaketi ve dünyadaki gelişmelerin, ülkemizdeki inşaat sektör standartlarının geliştirilmesinin önemini bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Birliğin sektöre dair gelişim planının bir parçası olan proje sayesinde, müteahhitlerin denetlenecekleri ve sertifikalandırılacakları bir sektör standardı geliştirildiği bildirildi. Uluslararası akredite denetim kuruluşu USB Certification ile yürütülen projenin amacı, geliştirilen inşaat kalite yönetim sistemine göre KTİMB üyelerinin belgelendirilmesini kapsıyor.

İnşaat sektör standartlarının geliştirilmesi ile inşaat firmalarının daha kurumsal, daha etkin ve verimli çalışmaları sağlanırken, denetim sonrasında KTİMB Standart Geliştirme Merkezi “STAGEM” kapsamında verilecek “Kurumsal Yeterlilik Sertifikasyonu” ile firmaların ürün ve hizmet kalitesinin daha görünür olması, sektörün marka imajının geliştirilmesi ve KTİMB üyelerinin ulusal ve uluslararası pazarlarda daha rekabet edebilir olması sağlanacak.  Proje kapsamında bölgesel bilgilendirme toplantılarının yakında başlayacağı bilgisi verildi.

Gürcafer açtı ağzını yumdu gözünü

“TURANLI ‘AKLI EVVELLER VE İKİ SERSERİ’ DİYEREK BİZİ KASTEDİYORSA, LAFI AYNEN KENDİSİNE İADE EDİYORUM”

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, Taş Yapı’nın sahibi Emrullah Turanlı’nın havaalanından kazandığı paranın bir kısmını kullanmak sureti ile havaalanı inşaatını devam ettirdiği bilgisini aldıklarını kaydetti. Gürcafer, “BÖYLE YATIRIMI NENEM DE YAPAR!” dedi.

 

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer’in açıklamaları aynen şöyle:

 

“Yaptığımız araştırmalara ve edindiğimiz bilgilere göre, Turanlı, havaalanından kazandığı paranın bir kısmını kullanmak sureti ile havaalanı inşaatını devam ettirdi. BÖYLE YATIRIMI NENEM DE YAPAR!

Havaalanının ihalesi ile ilgili şartname ortada ne zaman başlayacağı ne zaman sonuçlanacağı ve kimin tarafından yapılacağı açıkça şartnamede belirtilmiştir. Bunlara uymadığı, Kıbrıs’taki hukuku hiçe sayarak kendi başına buyruk işler yaptığı, mahkeme kararı ile de teyit edilmiştir.

Kıbrıs Türkü ve sivil toplum örgütleri, ülke için faydalı olan, bu ülke hukukuna saygı göstererek, bu ülke insanına saygı göstererek bu ülkede yatırım yapan tüm yabancı yatırımcıları baş tacı etmesini çok iyi bilmiştir. Etrafına baksın, birçok örnek işletme görecektir.

Yatırım yapmaya başladığı günden bugüne değin ismi sürekli gecikmeyle, sürekli sözleşme ihlaliyle, sürekli vergilerini ödememekle anılmıştır, sürekli yüz milyonlarca TL vergi muafiyeti istemekle anılmıştır.

Turanlı’nın yaptığı ihlaller neticesinde yarattığı koşullar işin başında şartnamede olsaydı bu ihaleye birçok işletme talip olacaktı.

Kıbrıs Türkü sapla samanı ayırmasını çok iyi bilir. “Aklı evveller ve iki serseri” diyerek bizi kastediyorsa, lafı aynen kendisine iade ediyorum.”

Havaalanından aldığı parayı ve harcadığı paraları açıkça ortaya koysun. Biz kurum olarak havaalanına talibiz. Beğenmiyorsa gelsin yaptığı yatırımı kendisine verelim. Güle güle gitsin.”

 

Gürcafer: Okulları bize teslim edin Eylül’e kadar bitirelim

Kıbrıs Türk Müteahhitler Birliği Başkanı Cafer Gürcafer Haber Kıbrıs’a açıklamalarda bulundu.

Haberin devamı için tıklayınız >>> https://haberkibris.com/gurcafer-okullari-bize-teslim-edin-eylule-kadar-bitirelim-1111-2023-03-13.html?fbclid=IwAR0eqIeLoC97KKBu87zVife_Iabe-3Z1VfYNdfHQlfrr_nfCVovDFxfpGfs

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan önemli duyuru!

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 1-10 Mart 2023 tarihleri arasında çalışma izni başvurusu kabul etmeyeceğini duyurdu.

BAKANLIKTAN YAPILAN DUYURU AYNEN ŞÖYLE:

“Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 1-10 Mart 2023 tarihleri arasında çalışma izni başvurusu kabul etmeyecek.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı tarafından, 1-10 Mart 2023 tarihleri arasında “e-nüfus ve e-kimlik” sistemleri üzerinde geçiş çalışmaları yapılması sebebiyle, aynı tarihler arasında çalışma izin işlemlerinde yeni başvuru kabul etmeyecek.

İçişleri Bakanlığı Nüfus Kayıt Dairesi Müdürlüğü ve Nüfus Baş Yazmanlığı’ndan yapılan duyuruya göre, 1-10 Mart 2023 tarihleri arasında sistem üzerinde geçiş çalışmaları yapılacağından, belirtilen tarihlerde doğum kaydı, elektronik kimlik kartı, e-imza gibi işlemler için başvuru ve elektronik kimlik kartı, doğum ve ölüm belgeleri gibi hizmetler geçici bir süre verilemeyecektir.

Bu çerçevede, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, çalışma izni kabul sürecinde İçişleri Bakanlığı ile eş zamanlı çalışmakta olduğundan, 1-10 Mart 2023 tarihleri arasında yeni çalışma izni başvurusu kabul etmeyecektir.

Vatandaşlarımızın belirtilen tarihlerde yapılacak sistemsel çalışmalar süresince mağdur olmaması adına yukarıda belirtilen hususlara özen göstermesi ve kamuoyunun bilgilendirilmesi önemle rica olunur.”

GÜRCAFER: IN NEW BUILDINGS; THE CLAIMS ‘CRACKED, RISK OF COLLAPSE’ ARE FALSE

“ALL CONSTRUCTIONS MUST BE FIRST STRAINED THROUGH THE FILTER OF SCIENCE”

The earthquake disaster in Türkiye resulted in great sadness as well as raise serious concerns in the TRNC. Cafer Gürcafer, President of the Cyprus Turkish Building Contractors Association (CTBCA), said that there is a lack of control in the country, but there is also a trained, responsive engineer and architect sector. In newly constructed buildings; stating that claims such as “it has cracked, collapsed, there is a danger of collapse” are unfounded, Gürcafer went on to say, “however, we have buildings from before 74, schools, hospitals and public buildings that are not earthquake proof. We need to survey them quickly.” Drawing attention to recent allegations made frequently about the Long Beach region, Gürcafer said, “When these rumours first came out, we sent the Construction Commission and the technical staff of the relevant municipality to the area to make the necessary investigations. The technical team did not come across a situation as claimed. Of course, it is not possible to enter and look inside all the houses, but we reached out to all the real estate agents. In case of complaints from their customers, we asked them to inform us about this issue.”

“URGENT NEED FOR SHELTER”

CTBCA President Cafer Gürcafer also touched upon the issue of aid from the TRNC to Türkiye.

Gürcafer stated that machinery and labour, truckloads of food, blankets and other humanitarian needs, as well as mobile toilets, were sent to the earthquake zones, but besides these, the most urgent need for earthquake victims at the moment is shelter. Stating that they took steps to ensure that the aid provided by the Turkish Cypriots goes to the right place, Gürcafer stated that in this context, the “Turkish Cypriot Solidarity Platform” was established by 42 chambers, unions, federations and associations in Northern Cyprus and that their sleeves were rolled up for the establishment of a prefabricated living space of 1000 houses in the earthquake zone. Cafer Gürcafer also reiterated that the living space to be established in earthquake zones in Türkiye will be named “Cyprus Turkish Champion Angels Village”.

CTBCA President Cafer Gürcafer participated as a guest in the program titled ‘Agenda’, prepared and presented by Ulaş Barış which was broadcast on Kıbrıs Postası TV.

“THE PROJECT HAS 1000 HOUSES BUT THIS NUMBER CAN BE INCREASED BASED ON DONATIONS”

CTBCA President Gürcafer said that 1000 houses were scoped in the “Cyprus Turkish Champion Angels Village” project, but this number may increase depending on the donations collected. Cafer Gürcafer explained the details of the project, which will be brought to life on a collectivist basis: “Right now, tens of thousands of earthquake survivors in Türkiye are either living in the street, as guests with others, or crammed into hotel rooms. The need for shelter is the most urgent need. We also took a step to ensure that the aid of Turkish Cypriots and our members goes to the right place. I think the public has been somewhat misinformed here. When this idea of ours came up, we obtained prices from all of our companies that produced these prefabricated houses. Some said 10 thousand dollars, some 11 thousand dollars, some 13 thousand and some 9 thousand dollars. We started with the best price. The houses to be built in Türkiye are a single type and are 22 square meters in size. The houses we will build are 42 square meters, twice the size of the ones to be built currently, and at least four people can comfortably stay in them. When this campaign begun, it completely turned to a collective effort. The Electrical Contractors Association took an approach such as ‘we do the electrical work and we do not charge any labour related to it’. An avalanche of help arose from our traders of construction materials, such as ‘we’ll give you the toilets, we’ll give you the ceramics’. Companies that sell metal materials have started to donate. Therefore, at the end of the day with these donations, you will see that the item cost of these houses will be 80-90 thousand TL. As much as the money collected, maybe 1300, maybe 1500 houses could be built. At present, the work has started feverishly. We’ll get this done promptly. We aim to deliver the first phase within 10 days.”

“6 ORGANIZATIONS WILL SUPERVISE”

Gürcafer said that duties were shared among the members of the Turkish Cypriot Solidarity Platform, and accordingly, 6 organizations were given the task of supervising this work. Commenting on the public discourse about the cost of 1000 prefabricated houses to be built, Cafer Gürcafer said: “In addition to helping people find the right space, there is another thing that is very important here, which is that Turkish Cypriots can produce and can come together and achieve something in such situations. Now, views such as ‘Let’s buy it from Türkiye, it is cheaper there’ have also emerged. Perhaps it is cheaper in China, maybe even cheaper in Pakistan. This is not the right approach. It is much more expensive in Germany, but Germany also takes into account its own economy. On the one hand, we will help, on the other hand, we need to be ready for a difficult 5 years ahead. At this juncture, it is critical to produce, to be self-sufficient and to create a self-nurturing system. This is the big picture and it needs to be looked at. The small picture is the stuff of populism, and we’ve moved on from that. We have to do whatever we can do with our own strength and resources.”

“ALL BUILDINGSS MUST BE STRAINED THROUGH THE FILTER OF SCIENCE FIRST”

CTBCA President Cafer Gürcafer also made statements about questions and concerns in public on; “If there is an earthquake in the TRNC, what will be our fate?”. Gürcafer said, “There is a lack of control in our country, but we also have a trained, conscientious engineering and architecture sector. Licencing points are of great importance in this respect.  Respect for them must get higher. The supervision of these should be strengthened and it is necessary to all the buildings in this country must be strained through the filter of science first,” he said.  Stating that the government also backed away from this issue, Gürcafer said, “their approach; predicating the projects drawn by the state via licence control, which in my opinion in any case is wrong, as the control system of the state had already collapsed. Therefore, the projects to be undertaken by the state should definitely be included in the licencing process.”

“BUILDING CONTROL ADMINISTRATION SHOULD BE EXPANDED”

Gürcafer noted that every project developed in the TRNC passes through the licence office and that only the projects drawn up by architects and engineers are implemented by contractors. Cafer Gürcafer, who stated that according to the law, the project owner is responsible for the supervision of this, went on to say, “in other words, the engineer has an obligation to conduct the necessary supervision at every stage of that construction. Therefore, if there is a mistake in the on-site implementation of the projects, both the engineer and the architect are responsible.” Gürcafer, as he continued his speech, also drew attention to the importance of building inspection. Cafer Gürcafer said, “CTBCA and Union of Chambers of Turkish Cypriot Engineers and Architects (UCTCEA) have a good dialogue. They are partners, they are colleagues. Building inspection is a system that has been put forward due to our and their efforts and has just begun to be applied. There is a Cabinet decision taken 5-6 years ago regarding this. Unfortunately, this was not implemented by many municipalities. In this regard, it is necessary to thank the Nicosia Turkish Municipality (NTM). NTM is our municipality, which started this pilot implementation first, took ownership of it, and contributed greatly to its dissemination.

This work was introduced in the Famagusta Municipality during the period of Mr. İsmail Arter, and now İskele Municipality has started it too. We need to expand building controls in all other municipalities,” he said.

“BUILDINGS SHOULD BE SURVEYED FAST”

Noting that the TRNC was also shaken by the intensity of the earthquake in Türkiye, the intensity of what was felt in Cyprus was at level 4, Cafer Gürcafer stated that the buildings should be scanned. Noting that there are a lot of rumours in the public and that there is a great deal of misinformation about this issue, Cafer Gürcafer said: “When these rumours first came out, we sent the Construction Commission and the technical staff of the municipality to the Long Beach area. Of course, it is not possible to enter and inspect all the houses, but we reached out to all the real estate agents. We said, ‘If there are complaints from customers, inform us about it’. The technical staff of the Construction Commission, the architect, the engineers as well as the technical staff of the municipality did not come across the claimed situation. The buildings made by large companies were visited especially and nothing like it was encountered. If there is such a thing, of course, it should be examined. It is necessary to determine whether it is a crack in the separators (brick or drywall) or a crack in the load bearers (column). In the TRNC, we have schools, hospitals and public buildings that are not earthquake resistant. We need to survey them quickly. In this context, schools that need to be evacuated should be evacuated immediately. For those who can be reinforced, we need to develop projects to retrofit them and issue tenders straight away. We need to demolish buildings that cannot be reinforced and build new ones instead. In short, we need to direct all our energies to take precautions against earthquakes. Maybe we need to transform our economy into an economy that feeds on this and create a movement.”

“MY PRIORITY IS NOT THE MOSQUE OR THE ROAD. IT IS NOT KNOWN WHEN THE EARTHQUAKE WILL KNOCK ON OUR DOOR”

CTBCA President Cafer Gürcafer underlined that we are going through a very dangerous process and said, “Today, there is no need for me to build a mosque or a road urgently. Let my car go rattling on our roads for a little bit more. Whereas, investments in this regard are investments related to human life. Gürcafer, who stated that a centre comprising stakeholders and science should be established, said; “We need to form this centre under the umbrella of the Prime Ministry, ensure the best use of the time and furnish that centre with authority. That centre should have the authority on the actions to be taken and the steps to be implemented. This can be done with the decision of the Council of Ministers.” “It is not clear when the earthquake will knock on our door, we must not be late!” Gürcafer warned, however, that compared to the scenes in Adıyaman or Hatay, if such a thing occurs in the TRNC, a similar destruction would not take place. Gürcafer said, “In that, if we are to put a ratio among our architects, engineers and owners, there is a 90 percent segment of which is decent. If you do not inspect, there will be people who will steal with malicious intent, but this is a bit related to education and culture as well. Our country also has that culture. Nevertheless, there are buildings from before 74. It is necessary to review the high-rise buildings which has concrete with expired life-cycle and we need to carry out earthquake surveys.

Cafer Gürcafer noted that it is necessary to begin the work without delay by establishing some rules for the screening of all buildings, but primarily the schools, hospitals and public buildings, and continued his speech: “The building can be saved. Reinforcement project gets done, calculations made according to earthquake regulations and the building can be strengthened. If this is not possible then it is demolished and another is built. There, with matters that the state will bring forward and the rights it will issue, the cost can be reduced considerably and that building can be reconstructed. It is possible to start work without delay by setting some rules for surveying all buildings, primarily the schools, hospitals and public buildings. We have this capacity. We have several thousand engineers and architects in our country. 50 teams can be established in coordination with UCTCEA. We can set up 10 teams per region. We can do these surveys quickly. We will only tread water in this confusion and mess. We need to start working from a centre without listening to the gossip.”

“CLAIMS OF CRACKED AND UNAUTHORIZED BUILDINGS IN İSKELE ARE FALSE”

Cafer Gürcafer also warned that most news and gossip should be disregarded. Gürcafer said, “Currently, apart from the buildings I mentioned above, news such as ‘cracked, collapsing, there is a danger of collapse’ in newly constructed buildings are false. They should be disregarded. There are photos taken, there are some confidential information. So far, we have not been able to find the accuracy of these. But there are aged or old buildings that are in danger,” he said. CTBCA President Cafer Gürcafer also drew attention to the allegations that have been made for the Long Beach region in recent days. Explaining that there is a pile foundation system in the Long Beach region, Cafer Gürcafer said, “Since the ground is soft, they dig 30-40 meters down to the bedrock, build foundations that step on the bedrock and construct the buildings on those foundations. These are the projects drawn by the Chamber of Civil Engineers (CTCCE) in accordance with the requirements. Project owners have a responsibility here,” he said. Cafer Gürcafer added; “There are 4-5 disciplines in building inspection. There is a survey engineer who ensures that there is no border violation in the setting of the building. There are civil engineers, architects, contractors and owners. Everyone signs up on their responsibility each month. This control mechanism needs to be expanded. These stakeholders have been scrambling for years to get this done. Now, due to this misfortune, this cautionary tale, all municipalities have entered the race to implement it. For example, it was not applied in Gönyeli. Mr. Ahmet Benli was refusing to implement this. As soon as Mr. Hüseyin Amcaoğlu took office, he said that they wanted to make building inspections and the implementation begun. It is the same in İskele. Famagusta Municipality needs to develop a little more. This is not something that will burden the State anyway. You allow for a system of control without a need to fund it.

“THE ONE WHO BUILDS CANNOT DRAW, WHO DRAWS CANNOT BUILD. WHO DRAWS CANNOT CONTROL, THE ONE WHO CONTROLS CANNOT DRAW”

Here, the one who draws, builds and controls is very important. It is science that draws. In other words, it is the civil engineer, the architect, the mechanical engineer. These are people who have received academic training for this job. It should also be teams of them that control. The Contractor… It is the same with our law. I am a contractor, but I cannot work as a contractor unless I employ architects and engineers in my own company, unless I appoint them as a manager. Therefore, the one who draws will not be able to build, and the one who builds will not be able to draw. Those who draw will not be able to control, those who control will not be able to draw. It’s what we call the separation of controls. This is both economic planning and tax revenue for the state. The state sits at the top of the process, checks whether the system works correctly, whether people comply with their responsibilities, and imposes penal sanctions. In fact, it is necessary to bed in the system. There has been work done on how this system would be by the CTCCE, UCTCEA and other relevant chambers. Legislative-executive is missing. I am very sorry, but the legislature-executive did not care about these for years. Their own predicaments came before us. Therefore, these measure were not brought to life. But this is not the time to blame someone. It is time to learn from them and correct them. Civil society organizations know what needs to be done. The legislature will join hands with us and we will do it all.”

“I WILL RESPOND IF MY SECTOR IS BEING SMEARED WITH FAKE NEWS”

Gürcafer said, “Now is not the time for polemics, it is the time to find solutions to problems and to be united,” but said that he would not remain silent if an attempt was made to smear his industry with fake news. Cafer Gürcafer, who said that he never advocated for Kyrenia to become such high-rise, said, “Kyrenia should not have been more than 3 floors. In Kyrenia, the city planners have signed both the 10 floors and the reduction to 8 floors in the decree. I did not sign. They signed. The contractor is the company that produces housing within the framework of the rules. Why don’t I build multi-storey buildings in Tatlısu or Esentepe? It’s being manipulated. ‘The contractors went, they put pressure on the politicians, they constructed their buildings with as many floors as they wanted, wherever they wanted’; the perception of them doing this is being created. The first mistake was made in land reform. This plan should have been made while the land was being distributed. There are two zoning plans in İskele and the difference between them is not 2 percent. But it’s all about a ‘no, I will have my way’ situation. A perception is being created that if there is a change in the zoning plan, if there is an earthquake in our country, all buildings would need to be demolished. It is being manipulated,” he said.

“IN OUR COUNTRY, THERE CAN BE NO SUCH THING AS A ZONING AMNESTY”

Noting that an attempt is made to correlate the destruction in the earthquake with the change in the zoning plan, Cafer Gürcafer said, “The zoning amnesty is not the right approach. Globally, it has only been formulated in Türkiye and for purposes of political profit. It is being used for this purpose. There is no zoning amnesty in our country. An order was made regarding illegal floors in Kyrenia. I was the one who said that the Kaya Artemis Hotel built in Kyrenia should be demolished. I pursued it to the end. There can be no such thing as a zoning amnesty in our country,” he said.

HISTORICAL FORMATION AT THE CTBCA

A historical formation was signed into life at the Cyprus Turkish Building Contractors Association (CTBCA).

The first General Assembly Meeting of the Cyprus Turkish Building Cooperative Ltd. (KTİ-KOOP), which was formally constituted on January 9th, 2023, under the umbrella of the CTBCA, was held.

At the KTİ-KOOP inaugural General Assembly Meeting held in the Sevket Abohorlu Meeting Hall of the CTBCA over the previous afternoon, with the participation of all the founding members, and after the main charter was discussed and accepted, 7 (seven) people who will serve for 3 (three) years as the Board of Directors and the 5 (five) person Supervisory Board were elected.

The KTİ-KOOP aims to carry out all kinds of regulatory, supervisory, promotional, supportive work for the development of the sector and to raise the standards of the sector.

In the meeting to be held by the KTİ-KOOP Board of Directors in the coming days, priorities regarding the activities will be determined and work will commence.

Members of the Board of Directors, elected unanimously at the 1st General Assembly Meeting of KTİ-KOOP, were chosen as follows:

Erdim Oras, President of the Board of Directors

Yağmur Özyalçın, Vice-President of the Board of Directors

Secretary, Erim Kanlıada

Active member, Taner Yolcu

Active member, Taşkın Ürel

Active member, Burçin Burak

Active member, Mirsevdi Avağ

 

Members of the Cyprus Turkish Building Cooperative Ltd (KTİ-KOOP) Supervisory Board is as follows:

Cahit Kaya, President of the Supervisory Board

Active member, Dimağ Çağıner

Active member, Serkan Amca

Active member, Ceyhun Tunalı

Active member, Özalp Nailer

 

CYPRUS TURKISH BUILDING COOPERATIVE (KTİ-KOOP)

The KTİ-KOOP aims to carry out all kinds of regulatory, supervisory, promotional, supportive work for the development of the sector and to raise the standards of the sector.

KTİ-KOOP will mediate for the recycling of Urban waste. Furthermore, thanks to this non-profit cooperative, citizens who do not own a house in the country will be afforded the opportunity to become house owners, taking into account their ability to pay.

 

 

Gürcafer: Yeni yapılan binalarda; ‘çatladı, çökme tehlikesi var’ iddiaları asılsızdır

Türkiye’deki deprem felaketi, KKTC’de büyük bir üzüntünün yanı sıra ciddi endişelere de yol açtı.

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, ülkede kontrollük zafiyeti olduğunu ancak buna karşın eğitimli, duyarlı bir mühendis, mimar kesiminin de bulunduğunu söyledi.

Yeni yapılan binalarda; ‘çatladı, çöküyor, çökme tehlikesi var’ gibi iddiaların asılsız olduğunu kaydeden Gürcafer, “Ancak 74 öncesinden kalan binalar, depreme dayanıklı olmayan okullarımız, hastanelerimiz ve kamu binalarımız vardır. Bizim bunları süratle taramamız lazımdır” diye konuştu.

Long Beach bölgesi için son günlerde sıkça dile getirilen iddialara da dikkat çeken Gürcafer, “Bu dedikodular ilk çıktığında biz, İnşaat Encümeni’ni ve ilgili belediyenin teknik elemanlarını gerekli incelemeleri yapması için bölgeye gönderdik. Teknik ekip orada, iddia edildiği gibi bir duruma rastlamadı. Tabi orada tüm konutların içerisine girip bakabilmek mümkün değil fakat tüm emlakçılara ulaştık. Müşterilerden şikâyet gelmesi durumunda bize bu konuda bilgi verilmesini istedik” dedi.

 

“EN ACİL BARINMA İHTİYACI”

 

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, KKTC’den Türkiye’ye yapılan yardımlar konusuna da değindi.

Gürcafer, deprem bölgelerine makine ve iş gücü dışında TIR’lar dolusu gıda, battaniye ve diğer insani ihtiyaçların yanı sıra seyyar tuvaletlerin gönderildiğini ancak, şu anda depremzedeler için en acil ihtiyacın barınma olduğunu belirtti.

Kıbrıs Türkünün yapacağı yardımların doğru yere gitmesi için adım attıklarını söyleyen Gürcafer, bu bağlamda Kuzey Kıbrıs’taki 42 oda, birlik, federasyon ve dernek tarafından “Kıbrıs Türk Dayanışma Platformu”nun kurulduğunu ve deprem bölgesinde 1000 konutluk prefabrik yaşam alanı kurulması için kolların sıvandığını aktardı.

Cafer Gürcafer, Türkiye’de deprem bölgelerine kurulacak olan yaşam alanına “Kıbrıs Türk Şampiyon Melekler Köyü” adının verileceğini de yineledi.

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer Kıbrıs Postası TV’de yayınlanan ve Ulaş Barış’ın hazırlayıp sunduğu ‘Gündem’ isimli programa konuk olarak katıldı.

 

“PROJE 1000 KONUT ANCAK BU SAYI BAĞIŞA GÖRE ARTABİLİR”

 

KTİMB Başkanı Gürcafer, “Kıbrıs Türk Şampiyon Melekler Köyü” projesinde belirlenenin 1000 konut olduğunu ancak toplanan bağışa göre bu sayının artabileceğini söyledi.

Cafer Gürcafer, imece usulü hayat bulacak olan projenin detaylarını anlattı:

“Türkiye’de şu anda depremzede 10 binlerce insan ya sokakta ya başkalarının yanında misafir olarak kalıyor ya da otel odalarına tıkılmıştır. Barınma ihtiyacı en acil ihtiyaçtır.

Biz de Kıbrıs Türkünün, bizim üyelerimizin yapacağı yardımların doğru bir yere gitmesi için bir adım attık. Burada sanırım kamuoyu biraz yanlış bilgilendirildi. Bizim bu düşüncemiz ortaya çıktığı zaman bu prefabrik konutların üretimini yapan firmalarımızın tümünden fiyat aldık. Kimisi 10 bin dolar, kimisi 11 bin dolar kimisi 13 bin kimisi de 9 bin dolar dedi. En uygun fiyattan yola çıkıldı.

Türkiye’de yapılacak olan konutlar tek tip ve 22 metrekare. Bizim yapacağımız konutlar, 42 metrekare yani Türkiye’de yapılacak olanların iki kat büyüklüğünde, en azından dört kişinin rahatlıkla kalacağı büyüklükte.

Bu kampanya başladığında da tamamen imece usulüne döndü. Elektrik Müteahhitleri Birliği, ‘elektrik işini biz yaparız ve bununla ilgili işçilik almayız’ gibi bir yaklaşım sergiledi. İnşaatla malzemesi satıcılarımızdan ‘tuvaletleri biz verelim, seramikleri biz verelim’ şeklinde çığ gibi büyüyen bir yardım etme talebi doğdu. Metal malzemesini satan firmalar bağış yapmaya başladı. Dolayısıyla burada bu bağışlarla günün sonunda bakacaksınız ki bu evlerin adedi, 80- 90 bin TL’ye mal oldu. Toplanan para kadar, belki 1300, belki 1500 konut yapılacak. Şu anda çalışmalar hummalı bir şekilde başladı. Süratle bu işi tamamlayacağız. İlk etabını, 10 günlük bir süre içerisinde göndermeyi hedefliyoruz.”

 

“6 ÖRGÜT DENETLEYECEK”

 

Gürcafer, Kıbrıs Türk Dayanışma Platformu üyeleri içerisinde de bir görev dağılımı yapıldığını buna göre, 6 örgüte bu işi denetleme görevinin verildiğini söyledi.

Yapılacak 1000 prefabrik konutun maliyetine ilişkin kamuoyundaki söylemeleri de yorumlayan Cafer Gürcafer, şunları aktardı:

“İnsanların yaptığı yardımın doğru yere gitmesinin yanı sıra burada çok önemli olan bir şey daha var ki o da Kıbrıs Türkü’nün üretmesi ve bu gibi durumlarda bir araya gelip bir şeyleri başarabiliyor olmasıdır.

Şimdi ‘Türkiye’den alalım, orada daha ucuzdur’ gibi görüşler de ortaya çıktı. Çin’de daha ucuz, Pakistan’da belki daha da ucuz. Bu doğru bir yaklaşım değildir.

Almanya’da çok daha pahalıdır ama Almanya kendi ekonomisini de göz önünde bulundurur. Bir taraftan yardım yapacağız, bir taraftan da bizi bekleyen zor bir 5 yıla hazır olmamız lazımdır. Bu noktada üretmek, kendi kendine yetmek ve kendi kendine yarayan bir sistem oluşturmak çok önemlidir. Bu büyük fotoğraftır ve buna bakmak lazımdır. Küçük fotoğraf popülizm ile ilgili şeylerdir ve bizler işin o tarafını kapattık. Kendi gücümüzle, imkanlarımızla yapabileceğimiz neyse yapmamız lazımdır.”

 

“TÜM İNŞAATLAR ÖNCE BİLİMİN SÜZGECİNDEN GEÇİRİLMELİDİR”

 

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, kamuoyunda; “KKTC’de deprem olursa, akıbetimiz ne olur?” sorusu ve endişesine yönelik de açıklamalarda bulundu.

Gürcafer, “Bizim memleketimizde kontrollük zafiyeti vardır ama eğitimli, duyarlı bir mühendis, mimar kesimimiz de vardır. Vize noktaları bu açıdan çok büyük önem arz eder.  Bunlara saygının artması lazımdır. Bunların denetimi güçlendirilmelidir ve de bu ülkede yapılan tüm inşaatları bilimin süzgecinden geçirip yapmak lazımdır” diye konuştu.

Bu konuda hükümetin de geri adım attığını söyleyen Gürcafer, “Zaten oradaki yaklaşım; devletin kendiyle ilgili çizdiği projelerin vize kontrolünden muaf olması ile ilgiliydi, ki bana göre yanlıştır, çünkü devletin kontrol sistemi zaten çökmüştür. Dolayısıyla devletin kendi yapacağı projelerin de muhakkak bu vizeye dahil olması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

 

“YAPI DENETİMİ UYGULAMASI YAYGINLAŞTIRILMALIDIR”

 

Gürcafer, KKTC’de yapılan her projenin vize bürosundan geçtiğini ve mimar, mühendislerin çizdiği projelerin müteahhitler tarafından yapıldığını kaydetti.

Yasaya göre, proje müellifinin bunun kontrollüğünden sorumlu olduğunu belirten Cafer Gürcafer, “Yani mühendis o inşaatın her aşamasında gerekli kontrollüğü yapmak ile mükelleftir. Dolayısıyla eğer yapılan projelerin yerinde uygulamasında bir yanlışlık varsa bunda mühendis de mimar da sorumludur” dedi.

Gürcafer, konuşmasının devamında yapı denetiminin önemine de dikkat çekti.

Cafer Gürcafer, “KTİMB ile KTMMOB’nin iyi bir diyaloğu vardır. Paydaştırlar, meslektaştırlar. Yapı denetimi de bizim ve onların çabaları ile ortaya konmuş ve yeni yeni uygulanmaya başlamış bir sistemdir. Bununla ilgili 5-6 sene önce alınmış bir bakanlar kurulu kararı vardır. Ancak maalesef birçok belediye tarafından bu uygulanmıyordu.

Bu konuda Lefkoşa Türk Belediyesi’ne (LTB) teşekkür etmek gerekmektedir. LTB, bu pilot uygulamayı, ilk başlatan, sahip çıkan, yaygınlaşmasında da büyük katkısı olan belediyemizdir.

Gazimağusa Belediyesi’nde de Sayın İsmail Arter döneminde bu çalışma başlatıldı, Şimdi de İskele Belediyesi başlattı.

Yapı denetimini diğer tüm belediyelerde yaygınlaştırmamız lazımdır” diye konuştu.

 

 

“BİNALAR SÜRATLE TARANMALIDIR”

 

Türkiye’deki depremin şiddetinden KKTC’nin de sarsıldığını bu sarsıntının şiddetinin ise 4 olduğunu kaydeden Cafer Gürcafer, binalarda tarama yapılması gerektiğini belirtti.

Kamuoyunda bir sürü dedikodu olduğunu ve bu hususta doğru olmayan birçok haber yayıldığını kaydeden Cafer Gürcafer, şunları söyledi:

“Bu dedikodular ilk çıktığında biz, İnşaat Encümeni’ni ve belediyenin teknik elemanlarını Long Beach bölgesine gönderdik. Tabi orada tüm konutların içerisine girip bakabilmek mümkün değil fakat tüm emlakçılara ulaştık. ‘Müşterilerden şikâyet gelirse bize bu konuda bilgi verin’ dedik. İnşaat Encümeni’nin teknik elemanlarının, mimar, mühendisleri ve belediyenin teknik elemanları orada, iddia edildiği gibi bir duruma rastlamadı. Büyük firmaların inşaatları özellikle gezip dolaşıldı ve böyle bir şeye rastlanılmadı. Eğer varsa böyle bir şey, tabi ki gidip incelemek lazımdır. Onun bölücü güçlerde olan (tuğla veya alçıpen) çatlak mı, taşıyıcı güçlerde (kolon) olan bir çatlak mı bunu tespit etmek lazımdır.

KKTC’de depreme dayanıklı olmayan okullarımız, hastanelerimiz ve kamu binalarımız vardır. Bizim bunları süratle taramamız lazımdır. Bu bağlamda boşaltılması gereken okullar derhal boşaltılmalıdır. Güçlendirilebilecek olanlar için güçlendirme projelerini yapıp hemen ihale açmamız gerekmektedir. Güçlendirilemeyecek binaları da yıkıp, yerine yenisini yapmamız gerekmektedir.

Kısacası bütün enerjimizi aslında depreme karşı önlem alma hususunda yönlendirmemiz lazımdır. Belki ekonomimizi de bundan beslenen bir ekonomiye dönüştürüp bir devinim yaratmamız lazımdır.”

 

“ÖNCELİĞİM CAMİ VEYA YOL DEĞİL. DEPREM KAPIMIZI NE ZAMAN ÇALAR BELLİ DEĞİL”

 

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, çok tehlikeli bir süreçten geçildiğinin altını çizerek, “Bugün ivedi olarak benim bir cami veya yol yapmama gerek yoktur. Varsın biraz daha yollarda arabam takırdayarak gitsin. Ancak bu husustaki yatırımlar insan hayatı ile ilgili yatırımlardır” dedi.

Öncelikle paydaşlar ve bilimden oluşan bir merkez oluşturulması gerektiğini söyleyen Gürcafer, “Bu merkezi de Başbakanlığın çatısı altında toplamamız, zamanı en iyi şekilde değerlendirmemiz ve o merkezi yetki ile donatmamız lazımdır. O merkez, yapılacaklar ve atılacak adımlarla ilgili yetkili olmalıdır. Bu bakanlar kurulu kararı ile yapılabilir” dedi.

“Depremin ne gün kapımızı çalacağı belli değildir, geç kalmamız lazımdır!” uyarısında bulunan Gürcafer, ancak Adıyaman veya Hatay’daki manzara ile karşılaştırıldığında KKTC’de böyle bir şey olursa benzer bir enkazın ortaya çıkmayacağını ifade etti.

Gürcafer, “Çünkü bu hususta mimarlarımız da mühendislerimiz de mal sahiplerimiz de oranlama yapacak olursak yüzde 90’ı hassas olan bir kesim vardır. Denetim yapmazsan kötü niyetli olan çalan kişiler de olur ama bu biraz da eğitim ve kültür ile alakalıdır. Bizim ülkemizde de o kültür vardır. Ama 74 öncesinden kalan binalar var. Beton ömrünü tamamlamış yüksek katlı binaların gözden geçirilmesi, deprem taramalarının yapılması lazımdır” diye konuştu.

Okullar, hastaneler ve kamu binaları öncelikli olmak üzere tüm binaların taranması için birtakım kurallar konularak geç kalınmadan işe başlanması gerektiğini kaydeden Cafer Gürcafer, konuşmasının devamında şunları kaydetti:

“Bina kurutulabilir. Güçlendirme projesi yapılır, deprem yönetmeliğine göre hesaplamalar yapılır ve bina güçlendirilebilir. Eğer bu mümkün değilse o zaman yıkılır ve başka yapılır. Orada devletin ortaya koyacağı birtakım şeyler ve vereceği haklarla maliyet çok aşağı düşürülüp o binanın yeniden yapılması sağlanabilir.

Okullar, hastaneler ve kamu binaları öncelikli olmak üzere tüm binaların taranması için birtakım kurallar konularak geç kalınmadan işe başlanabilir. Bu kapasitemiz vardır. Ülkemizde birkaç bin mühendis ve mimarımız var. KTMMOB ile bir koordinasyon içerisinde 50 ekip kurulabilir. Her bölgede 10’ar ekip kurabiliriz. Süratle bu taramaları yapabiliriz.  Karmaşa ve dağınıklık içerisinde sadece patinaj yapılır. Bizim dedikodulara kulak vermeden bir merkezden çalışmaya başlamamız lazımdır.”

 

 

“İSKELE’DE ÇATLAK VE İZİNSİZ İNŞAAT İDDİASI GERÇEK DIŞIDIR”

 

Cafer Gürcafer, her habere ve dedikodulara itibar edilmemesi uyarısında da bulundu. Gürcafer, “Şu anda, bu söylediğim binaların dışında, yeni yapılan binalarda ‘çatladı, çöküyor, çökme tehlikesi var’ gibi haberler yalandır. Bunlara itibar edilmemelidir.

Çekilen fotoğraflar var, gizli birtakım bilgiler var. Bunların doğruluğuna şu ana kadar ulaşamadık. Ama tehlike altında olan, eskiden kalma veya eskiden yapılmış binalarda bunlar vardır” dedi.

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, Long Beach bölgesi için son günlerde sıkça dile getirilen iddialara da dikkat çekti.

Long Beach bölgesinde kazık temel sistemi olduğunu söyleyen Cafer Gürcafer, “Yani zemin yumuşak olduğu için ana kayaya kadar, 30-40 metre kazar, ana kayanın üzerine basacak temeller yapar ve binayı o temeller üzerine inşa edilir. Bu İnşaat Mühendisleri Odası’nın deprem kuşağında bulunduğumuzu göz önünde bulundurarak ve deprem yönetmeliğine göre çizdiği projelerdir.  Proje, işin doğrusunu gösterir. Geriye inşaatın o projeye uygun yapılıp yapılmadığı kalır. Burada müelliflere görev düşer” dedi.

Cafer Gürcafer, şunları söyledi:

“Yapı denetiminde 4-5 disiplin vardır. Binanın oturtulmasında herhangi bir hudut ihlalinin olmaması hususunda harita mühendisi vardır. İnşaat mühendisi, mimar, müteahhit ve mal sahibi var. Herkes sorumluluğu ile ilgili her ay imza atar. İşte bu kontrol mekanizmasının yaygınlaştırılması lazımdır. Bu paydaşlar, bunun yapılması için yıllardır çırpınıyor. Bir musibet bir nasihat hikayesi şimdi bunu uygulamak için tüm belediyeler yarışa girdi.

Örneğin Gönyeli’de uygulanmazdı. Sayın Ahmet Benli bunu uygulamayı reddediyordu. Sayın Hüseyin Amcaoğlu göreve gelir gelmez yapı denetimi uygulamasını yapmak istediklerini söyledi ve uygulamaya başlandı. İskele de aynı keza. Gazimağusa Belediyesi biraz daha geliştirmesi lazım.  Bu zaten size devlet olarak külfet getirecek bir şey değildir. Siz bir sistemin para vermeden kontrol etmesini sağlarsınız.

 

“YAPAN ÇİZEMEYECEK, ÇİZEN YAPAMAYACAK. ÇİZEN KONTROL EDEMEYECEK, KONTROL EDEN ÇİZEMEYECEK”

 

Burada çizen, yapan ve kontrol eden çok önemlidir. Çizen bilimdir. Yani inşaat mühendisidir, mimardır, makine mühendisidir. Bu işin akademik eğitimini almış kişilerdir. Kontrol eden onlardan oluşan ekipler olmalıdır.

Müteahhit… Bizim yasamızda da aynıdır. Ben müteahhidim ama kendi firmamda mimar, mühendis istihdam etmediğim sürece, yönetici olarak atamadığım müddetçe müteahhitlik yapamam. Dolayısıyla yapan çizemeyecek, çizen yapamayacak. Çizen kontrol edemeyecek, kontrol eden çizemeyecek. Kontroller ayrımı dediğimiz şey. Bu hem ekonomik planlamadır hem de devlete vergi geliridir. Devlet işin başında oturur, sistemin doğru çalışıp çalışmadığını, kişilerin sorumluluklarına uyup uymadığını kontrol eder, cezai müeyyideler koyar. Aslında sistemi oturtmak lazımdır. Bu sistemin nasıl olacağı ile ilgili çalışma KTİMB’de, KTMMOB’de ve ilgili diğer odalarda var. Eksik olan yasama-yürütme. Çok üzgünüm ama yasama-yürütme bunları yıllarca önemsemedi. Kendi gaileleri önümüze çıktı. Dolayısıyla bunlar hayat bulamadı. Ama zaman birini suçlama zamanı değildir. Bunlardan ders çıkarıp bunları düzeltme zamanıdır. Sivil toplum örgütleri yapılması gerekenleri biliyor. Yasama bizimle el ele verecek ve hepsini yapacağız.”

 

“YALAN HABERLERLE SEKTÖRÜM KARALANMAYA ÇALIŞILIRSA CEVAP VERİRİM”

 

“Şimdi polemik zamanı değildir, sorunlara çözüm üretme, birlik olma zamanıdır” diyen Gürcafer, ancak yalan haberlerle sektörün karalanmaya çalışılması halinde buna sessiz kalmayacağını belirtti.

Girne’nin çok katlı olmasını hiçbir zaman savunmadığını söyleyen Cafer Gürcafer, “Girne’nin 3 kattan fazla olmaması lazımdı.

Girne’de emirnamede de 10 kat olmasında da 8 kata düşmesinde de şehir plancılarının imzası vardır. Ben imza atmadım. Onlar imzaladı.

Müteahhit, konan kurallar çerçevesinde konut imal eden firmadır. Neden Tatlısu’da, Esentepe’de çok katlı binalar yapmıyorum! Manipülasyon yapılıyor. Müteahhitler gitti, siyasetçileri bastırdı, istediği yere istediği katta inşaatı yaptı, yapıyor algısı yaratılıyor.

İlk yanlış toprak reformunda yapıldı. Topraklar dağıtılırken bu plan yapılmış olmalıydı. İskele’de iki imar planı var ve ikisi arasındaki değişiklik yüzde 2 değildir. Ama bütün mesele ‘hayır, benim dediğim olacak’ durumudur.

İmar planında değişiklik olursa bizim ülkemizde de deprem olursa tüm binalar yıkılacak algısı yaratılıyor. Manipüle ediliyor” şeklinde konuştu.

 

“BİZİM ÜLKEMİZDE İMAR AFFI DİYE BİR ŞEY SÖZ KONUSU OLAMAZ”

 

Depremdeki yıkılmalar ile imar planındaki değişikliğin bağdaştırılmaya çalışıldığına da dikkat çeken Cafer Gürcafer, “İmar affı doğru bir yaklaşım değildir. Dünyada sadece Türkiye’de ve siyasi rant amaçlı geliştirilmiştir. Bu amaçla da kullanılıyor. Bizim ülkemizde imar affı yapılmadı. Girne’de kaçak katlar ile ilgili bir emirname yapıldı. Kaya Artemis Otel’in Girne’de yaptığı bina için ‘yıkılması gerekir’ diyen bendim. Sonuna kadar da takipçisi oldum. Bizim ülkemizde imar affı diye bir şey söz konusu olamaz” diye konuştu.