KTİMB’den turizm emekçilerinin eylemine destek

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, turizm emekçilerinin, pandemi nedeniyle yaşadıkları sıkıntılara dikkat çekmek amacıyla bugün Lefkoşa’da gerçekleştireceği eylemi selamladıklarını kaydetti, turizm emekçilerinin haklı eylemine KTİMB olarak destek belirtti.

Pandemi nedeni ile yaklaşık 9 aydır evine ekmek götüremediği ve hükümetten gerekli maddi desteği alamadıkları için geçtiğimiz hafta Girne’de eylem yapan turizm emekçileri, bugün saat 11:00’de Lefkoşa’da da eylem yapacak.

Lefkoşa Otobüs Terminali’nde saat 10.30’da toplanan turizm emekçileri 11:00’de City Royal Otel’in önünden geçerek Cumhuriyet Meclisi önüne yürüyecek.

 

KTEZO Başkanı Kanber ve KTİMB Başkanı Gürcafer’den açıklama

Faiz Yasası, Devlete ve Bankalara Olan Borçların Yeniden Yapılandırılması Yasası için çalışmalar başladı

Ortak bildirinin içeriğine ilişkin açıklamalarda bulundular

Yasa çalışmalarına katkı koyan örgütlerden Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkârlar Odası (KTEZO) Başkanı Mahmut Kanber ve Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer GürcaferÖzgür Web TV‘de yayınlanan “Pınar Barut’la Özgür Haber” programına konuk olarak dün yayınlanan ortak bildirinin içeriğine ilişkin açıklamalarda bulundu.

Kanber ve Gürcafer, ayrıca hükümetin pandemi sürecindeki performansını değerlendirdi, pandeminin ekonomiye etkilerini yorumladı.

Haberin ayrıntıları için tıklayınız >>>https://www.ozgurgazetekibris.com/kibris/28381-ktezo-baskani-kanber-ve-ktimb-baskani-gurcaferden-aciklama.html?fbclid=IwAR1PrxPt9PK3049BF8tb4ixpQeNjjkHTyEGQJXfN5g6X9cqAkUvAxr8xxKQ

Cafer Gürcafer: “2021’de turizmi kaybedersek, hiç görmediğimiz bir felaketle karşı karşıya kalırız”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, 2021 yılında turizm kaybedilirse KKTC’nin hiç görmediği bir ekonomik felaketle karşı karşıya kalacağını belirterek, “Mart ayında reklam kampanyalarına başlar, acentelerle temasa geçilirse, belki haziran ayı yakalanabilir” dedi.

Haberin ayrıntıları için tıklayınız >>>https://www.kibrispostasi.com/c35-KIBRIS_HABERLERI/n370038-cafer-gurcafer-2021de-turizmi-kaybedersek-hic-gormedigimiz-bir-felaketle-karsi-karsiya-kaliriz?fbclid=IwAR1BTwRKq_yw2OzVTQFnexDgr8xrNHylKT7Zwh9Q75-QTey8PuYouBmqfkY

Gürcafer: Kararlıyız. Hem faiz hem de yapılandırma yasasını hazırlayacağız

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, Özgür Gazete’de yayınlanan “Pınar Barut’la Özgür Haber” programına konuk olarak pandeminin ekonomiye etkilerini değerlendirdi, 15 örgüt tarafından dün yayınlanan ortak bildirinin içeriğine ilişkin açıklamalarda bulundu.

Pandeminin tüm dünyada ciddi bir ekonomik kayba neden olduğunu belirten KTİMB Başkanı Gürcafer, aşının bulunmasıyla birlikte birçok ülkenin ekonomilerini ayağa kaldırmak için çalışmalarını başlattığını söyledi.

Gelişmiş ülkelerin sağlıkla ekonominin paralel yürüyeceği bir model geliştirdiğini kaydeden Cafer Gürcafer, ortaya çıkacak ekonomik pastadan KKTC’nin de pay alması gerektiğini dile getirdi.

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, “Pandemi kaynaklı ciddi travma yaşamış milyarlarca insan var. Belli ki bu travmadan sonra turizm çok hareketlenecek. Herkesin hedefi; bu noktada ortaya çıkacak ekonomik pastadan pay almaktır. Ülkemizde ise bu hususta herhangi bir plan, program ve çalışma görmedik” diye konuştu.

Devletin bu hususta atacağı adımların önemine dikkat çeken Gürcafer, ‘serbest piyasa ekonomisi kendi kendini tedavi eder’ yaklaşımının tüm işletmelerin batması anlamına geleceğini kaydetti ve bu tür bir yaklaşımın kesinlikle kabul edilemeyeceğini ifade etti.

Cafer Gürcafer, “Bu savaş halidir. Birçok ülkede devlet, bu savaşı kaybetmemek adına toplumu ile birlikte mücadele verirken KKTC’de ekonomiyi ayağa kaldıracak bir çalışma, program yapılmadı, yapılacak gibi de görünmüyor. Bunun sinyallerini almaya başladığımız için STÖ’ler olarak ortak bir bildiri yayınlayarak uyarıda bulunduk” dedi.

 

“FAİZ VE YAPILANDIRMA YASASI ÇALIŞMALARINI BİZ YAPACAĞIZ”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, devlet başta olmak üzere altındaki tüm kurum, kuruluşların pandemiden zarar gördüğünü, bankacılık sektörünün de bundan payını alacağını dile getirdi.

Gürcafer, ülke ekonomisinin çarklarını döndüren yüzlerce işletmenin bu savaştan sağ çıkabilmesi için Faiz Yasası ve devlete, bankalara olan borçların yeniden yapılandırılmasına yönelik bir Yapılandırma Yasası’na ihtiyaç olduğunu belirtti.

“Bu işletmeleri kurtaracak, borçlarını ödenebilir vadelere yayacak, ödenebilir faiz oranlarını sağlayacak yasal düzenlemeye ihtiyaç var” diyen Gürcafer, “Kesinlikle kararlıyız. Faiz ve yapılandırma yasasını hazırlayıp hem iktidar hem de muhalefet ile paylaşacağız ama bunu yaparken bencilce bir yaklaşım da sergileyemeyeceğiz. İlgili yasa çalışmalarını bankacılık sektörünü de zarara sokmadan, dünyadaki doğru örnekleri kullanarak yapacağız” şeklinde konuştu.

 

“GÖRMEZDEN GELİNİRSE TEPKİMİZ SERT OLACAK”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, taleplerinin karşılık bulmaması halinde gereken en sert tepkiyi göstermekten de çekinmeyeceklerini ifade etti.

Gürcafer, “Günün sonunda ‘hayat normale döndü, herkes başının çaresine baksın’ noktasına gelinmesini istemiyoruz. Evet. Yalnızca eleştirerek, kavga ederek bir yere gidemeyiz. Yapıcı da olmak lazımdır. Fakat bu konuda görmezden gelmeye çalışılması durumunda yapıcı olamayacağız. Bu örgütler daha da artarak sokağa dökülecektir” dedi.

GÜRCAFER: Greeted the 8th of March, International Women’s Day

Cafer Gürcafer, President of the Cyprus Turkish Building Contractors Association (CTBCA), issued a message on the occasion of “March the 8th, International Women’s Day”.

In his message, Gürcafer stated that violence can be physical, sexual and psychological as well as in the form of economic abuse, and called on the authorities to take incisive action to end all kinds of violence against women and to allow women to become more active in politics, in occupational and as well as in social life.

CTBCA President Cafer Gürcafer noted that all women greeted March the 8th, International Women’s Day, with a wish for a fairer existence.

 

 

 

Gürcafer 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü selamladı

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” dolayısıyla mesaj yayımladı.

Gürcafer yayımladığı mesajda, şiddetin, fiziksel, cinsel ve psikolojik olabileceği gibi, ekonomik istismar şeklinde de olabildiğini kaydederek kadına yönelik her türlü şiddetin son bulması, ayrıca kadının siyasette, çalışma yaşamında ve sosyal yaşamda daha etkin olması için yetkilileri keskin kararlar almaya çağırdı.

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, adil bir yaşam dileği ile tüm kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü selamladığını kaydetti.

 

 

 

Gürcafer: Kalkınma planlarımızı yapmamız şart

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, salgının özelde inşaat sektörü genelde ülke ekonomisine etkilerini değerlendirdi.

Ülkede bilimsel temelde çalışmalara dayanan sosyo-ekonomik kalkınma planına ihtiyaç olduğunu kaydeden Gürcafer, devamında Faiz Yasası ve devlete, bankalara olan borçların yeniden yapılandırılmasına yönelik yapılandırma yasasının yapılması gerektiğini söyledi.

KTİMB Başkanı Gürcafer, Kıbrıs TV’de yayınlanan Parapolitik programına katılarak çok önemli açıklamalarda bulundu.

 

“İNŞAATTA CİDDİ BİR STOK VAR”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, KKTC’de salgının başladığın günden bugüne, kapanma dönemi hariç inşaatların devam ettiğini, şu anda ciddi bir stok olduğunu söyledi.

“Artık pazarlama noktasındayız” diyen Gürcafer, henüz bu hususta bir hareketlilik olmadığını kaydetti. Gürcafer, “Şu anda 2021 sezonunu kaçırmamaya odaklanmış durumdayız. Sezonun kaçırılmaması için neler yapmamız gerekirse onları yapıyoruz” dedi.

Program sunucusu Ali Çatal’ın sorusu üzerine, Türkiye’nin çok büyük ölçekli bir ülke olduğunu ve birçok sektörde bir planlama olmadığını kaydeden Gürcafer, arz talep dengesine göre oluşan bir konut sektörü de olmadığını da kaydetti.

KKTC’de ise arz talep dengesi çerçevesinde inşaat yapıldığını aktaran Cafer Gürcafer, KKTC’de yılda ortalama 10 bin konuk yapımının olduğunu, bunun 5 bininin iç piyasada barınma ihtiyacından dolayı ortaya çıkan talep olduğunu, 2 bininin yurtdışında yaşayan Kıbrıslı Türklerin geriye dönüşü ile alakalı olduğunu belirtti. Yılda 2-3 bin konutun da yabancıların emeklilik geçirme ve tatil amaçlı aldıkları konutlar olduğunu söyleyen Gürcafer, “yılda yapılan konut sayısı da bu talebi karşılamaya dönük olurdu. Bir anda pandemi çıkınca, bir sonraki yıl için yapılmış ve bu yılki yapılan proje bir yerde birleşti ve bir stok ortaya çıktı” dedi.

Cafer Gürcafer, “Eğer o inşaatlar yarım bırakılırsa hem istihdam bakımından hem de milli servetin heba edilmesi bakımından bu bir felakete dönüşür” diye konuştu.

KALKINMA PLANLARIMIZI YAPMAMIZ LAZIM”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, 2007 yılında yaşanan dik inişten, Anan Planı dönemi, Orams Davası’ndan sonra yaşanan keskin kırılmadan sonra çok daha tecrübeli olunduğunu, inşaat sektörünün bu krizi çok daha soğukkanlı, organize bir biçimde karşıladığını kaydetti.

Gürcafer, pandemi sürecinde sektörde endişeler, nakit sıkıntıları yaşandığını ancak iflasların olmadığını belirtti.

 

Gürcafer, “Tabi burada olay şudur; sezon açılıyor ama bizim ülkemizde kalkınma planlarımız yoktur. Örneğin siz yarın ‘ben buraya 10 bin konut başlıyorum’ derseniz, sizi engelleyen herhangi bir yasa yoktur. Dolayısıyla bizim kalkınma planlarımızı yapmamız, konut stratejimizi belirlememiz ve o konut stratejisine göre bölgesel olarak bunların nerelerde yapılacağını da planlamamız lazımdır” dedi.

“Doğa ve ekonomi ile barışık bir biçimde arz talep dengesini de dengeli bir biçimde planlamamız lazımdır” diyen Cafer Gürcafer, şöyle devam etti:

“Konut yapımızı buna göre yapmalıyız. Bu bir öz eleştiri bir eksikliktir. Genel olarak ülkenin kalkınma planları yoktur. Bu planlamayı yapıp yukarıdan aşağıya ülkesel fizik planı, ülkesel fizik planına uygun imar planları, imar planlarına uygun ekonomik politikalar… bu devam edip gider. Bu bizde olmadığı için bir tehlike var ve bu tehlike arz talep dengesizliğine gebedir. Ama biz kurumsal ve organize olmamız sebebi ile o eksikliğe, boşluğa rağmen olabildiğince süreci iyiye götürüyoruz. Ama bunun yasal bir zemine oturması lazımdır.”

 

“İSTİKRAR ÖNEMLİ”

Cafer Gürcafer, inşaat sektöründe yaşanan önemli sorunlardan birinin ise hükümetlerin sürdürülebilirliğindeki istikrarsızlık olduğuna vurgu yaptı.

Gürcafer, “Biz bir projeyi tam hayata geçirme aşamasında hükümet değişiyor. Sıfırdan başlamak zorunda kalıyoruz ve bir türlü projelerimizi neticelendiremiyoruz” dedi.

Dövizin yükselmesi ile insanların alım gücünün ciddi ölçüde düştüğünü söyleyen Gürcafer, “ancak alternatif var. Ya insanlarımızın alım gücünü arttıracaksınız, örneğin; 10 bin TL alıyorsa memur 10-12 bin TL vereceksiniz. Bunu yapamıyoruz. O zaman insanların alım gücüne göre konut yapacaksınız. Yani konut maliyetlerini aşağıya çekeceksiniz. Bunun yolu vardır. Sırf sosyal konut amaçlı ilk evini alacak kişilere yönelik bir alım kolaylığı yaratacak maliyeti aşağıya çekecek, bunu ucuzlatacak yöntemler vardır. Hem de bu yöntemlerle siz ülke ekonomisine ciddi katkı koyan yap-sektör sektörünü de olumsuz etkilemeden bunu yapabilirsiniz. Suiistimal edilmeden de yapabilirsiniz. Türkiye’de TOKİ kentsel dönüşüm için ortaya çıkmış bir kuruluştur ama zaman içerisinde Türkiye’nin en büyük müteahhidi oldu. Birçok firma da bundan dolayı battı. O şekilde de olmamalıdır” diye konuştu.

Gürcafer sözlerine şöyle devam etti:

“Türkiye’de koşullar çok farklıdır. Türkiye’de gecekondular kanayan yaraydı bunları çözmek için zaten daha farklı bir yöntem olmazdı, devlet eliyle olmasıydı yöntem ama bizde bunun aynısının olması mümkün değildi. Ama bizde de insanlarımızın konut ihtiyacını karşılama hususunda devlet ile KTİMB birlikte çalışabileceği ve yap-sat sektörünün de olumsuz etkilenmeyecek bir modelin geliştirilebileceğini biliyoruz.

Bütün hükümetlerle bunu paylaştık ama sorun şu ki tam bir yerlere varacaksınız hükümet değişiyor. Yeni hükümete de bunu anlatmanız lazımdır. Gelen de zaten koltuğa korkak bir yapı ile oturuyor. O hata yapmaktan korkmanın verdiği tedirginlik varken kurultay gündeme gelir, seçim gündeme gelir, görevden alınma alınmama, kabinenin değişip değişmemesi durumları gündeme gelir ve bu tür düşüncelerin hayata geçmesi başka bahara kalır. Tabi bu iş böyle gitmez. Tabi pandeminin yarattığı sıkıntılarla birlikte ülkede artık sistemin sorgulanması gerektiği de konuşulmaya başlandı. Bunların bütününü bütünlüklü şekilde ele alacağız.”

 

“BAZI YERLERDE YASAMANIN, YÜRÜTMENİN DOKUNMASINA İHTİYAÇ VAR”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, birliğin yaklaşık 40 çalışanı bulunduğunu ve her konuda uzmanı olan bir kurum olduğunu belirterek, KTİMB tarafından yapılan çalışmaların bütünün bilimsel olduğunu ifade etti.

“Birliğimizin hukukçusu, mimarı, mühendisi, şehir plancısı, ekonomisti, maliyecisi ve daha birçok alanda uzmanı var.  Dolayısıyla KTİMB’nin çalışmaları çok bilimsel çalışmalardır” diyen Gürcafer, “Bu çalışmaları da kendimize yapmıyoruz. Devletimizin yapısını biliyoruz. Eğer sıkıntılı bir yapı varsa onu sürekli eleştirerek ileriye varamazsınız yardımcı da olmanız lazımdır. Dolayısıyla bu çalışmaları hazırlarız ülkeyi yönetmek için gelen her ekip ile paylaşırız. Fakat bunları biz yalnız başımıza hayata geçiremeyiz. Bazı yerlerde yasamanın, yürütmenin dokunmasına ihtiyaç vardır” dedi.

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, “Örneğin arazi maliyetinin daire başına etkisi 10-15 bin pounddur. Bunu devlet verirse 60 bin pound olan bir konut otomatikman 45 bin pounda düşer. Bunun gümrük vergileri, inşaat malzemelerinin ülkeye girişinde yüzde 20 etkisi var onu da düşürdüğünüzde 30’a, 28’e düşer. Faiz Farkı Fonu’ndan biraz destek yaptığınızda bunları aşağıya çekebilirsiniz ama bunlar Bakanlar Kurulu kararı çıkarılıp yasal düzenlemeler yapılmadan olmaz” şeklinde konuştu.

 

“ANA HEDEF, SAVAŞTAN ÇIKMIŞ BİR TOPLUMU AYAĞA KALDIRMAK OLMALIDIR”

KTİMB Başkanı Gürcafer, ayrıca Faiz Yasası ve devlete, bankalara olan borçların yeniden yapılandırılmasına yönelik yapılandırma yasasının yapılması gerektiğini kaydetti.

Gürcafer, şöyle dedi: “Aslında uzun yıllardır bu faiz yasası hazırdır ama bir türlü yasallaşamadı. Bugün biz reel sektörlerin örgütleri olarak bir araya geldik. Bu memleketin yüzde 90’ı bu Faiz Yasası’nın arkasında duracak, yapılandırma yasasının arkasında duracak. Bilimsel temelde, ekonomistlerle, bankacılarla birlikte bir yasa hazırlanacak. Bu bankacılık sektörüne de ekonomimize de fayda sağlayacak ayrıca bütün işletmeleri kurtaracak şekilde bir çalışma olacak. Ana hedef, fahiş karlar elde edilmesi değil savaştan çıkmış bir toplumu ayağa kaldırmak olmalıdır.”

 

 

Gürcafer: Protokol merhemdir ama yaralarımızı sarmaya yetmez

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, 2021 yılı İktisadi ve Mali İş Birliği Protokolü’nün ülke ekonomisindeki yaraları sarmaya yeterli olmadığını belirterek, “rehavete kapılmayalım” uyarısında bulundu.

KTİM Başkanı Gürcafer, “Protokolün ekonomiye katkısı olacağını düşünüyorum. Ama ‘Protokol imzalandı, para gelecek ve tüm dertlerimiz, sıkıntılarımız bitti. Ekonomimiz güllük gülistanlık oluyor’ diye bir şey yoktur. Sakın o yanılgıya girmeyelim. Oradan gelecek olan 300-500 milyon TL merhemdir, faydası vardır, tedavi edicidir, yardımcıdır ama bizim yaralarımızı sarmaya yetmez” dedi.

Gürcafer, Ses Kıbrıs’ta yayınlanan “Kıbrıs’ın Nabzı” programına konuk olarak 2021 yılı İktisadi ve Mali İş Birliği Protokolü’nü değerlendirdi, Aytuğ Tükkan’ın gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

 

“TÜRKİYE, ‘DİPSİZ KUYUYA ARTIK KATKI YAPMAYACAĞIM’ KONUSUNDA ÇOK KARARLI”

KTİM Başkanı Cafer Gürcafer, Ekonomik Örgütler Platformu (EÖP) olarak Ankara’da gerçekleştirdikleri toplantıların kendisinde Türkiye’nin, artık dipsiz kuyuya katkı yapmamaya kararlı olduğu şeklinde intiba uyandırdığını söyledi.

 Gürcafer, protokoldeki rakamların direkt piyasaya düşecek ve ekonomiye katkı koyacak rakamlar olduğunu, bütçe açığını kapatacak veya kamu giderlerinin karşılanması için verilecek bir rakam olmadığını dile getirdi.

Cafer Gürcafer, şöyle dedi: EÖP olarak Ankara’da yaptığımız temasların neticesinde gördüğüm kadarı ile Türkiye, ‘dipsiz kuyuya artık katkı yapmayacağım’ konusunda çok kararlı. ‘Bizim yapabileceğimiz yardım; bir şekilde katma değere dönüşecek ve çok doğru projelerle ilgili olacak. Yani direkt olarak toplumun refahına, ekonominin, sosyal yaşamın gelişmesine katkı koyacak şekilde olacak’ diyor. Dolayısıyla protokolün içeriğinde reel sektöre verileceği söylenen bir katkı, organize sanayi bölgelerinin yapılması ile ilgili bir karar var. Bütün bunlar altyapıya yapılacak yatırımlarla alakalıdır. Direkt olarak piyasaya düşecek ve ekonomiye katkı koyacak rakamlardır. Alınıp da bütçe açığını kapatacak olan veya kamu giderlerinin karşılanması için verilecek olan bir rakam değildir.

 

“REHAVETE KAPILINMAMALI”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, protokolün ekonomiye katkısı olacağını belirtti, Ama ‘Protokol imzalandı, para gelecek ve tüm dertlerimiz, sıkıntılarımız bitti. Ekonomimiz de güllük gülistanlık oluyor’ diye bir şey yoktur. Sakın o yanılgıya girmeyelim” uyarısında bulundu.

Gürcafer, “Bu bir nebze nefes almaktır, piyasaya katkıdır. Çok önemlidir, bu verilecek olan 3,5 milyar TL’nin bir bilimsel çalışma neticesinde ekonomiye katkı yapacak şekilde kullanılması çok çok önemlidir ama tüketim amaçlı kullanılması halinde hiçbir işe yaramaz” dedi.

Gürcafer, EÖP’ün Türkiye’de yaptığı temaslarda ısrarla üzerinde durduğu konulardan birinin de ekonomik kalkınma planı olduğunu kaydetti.

KKTC’nin bir kalkınma planı olmadığına dikkat çeken Gürcafer, her iktidar döneminde, KKTC’de her iktidar değiştiğinde, Türkiye’de her bakan değiştiğinde ortaya farklı farklı vizyonlar, kişilerin vizyonları ile alakalı da farklı ekonomik politikalar ortaya konduğunu söyledi.

Bunun yanlış olduğunu belirten Cafer Gürcafer, KKTC’de uzun süreli kalkınma planları yapılması, bu planların da bilimsel çalışmalar temeline dayandırılması, bunun da Kıbrıs Türkü tarafından yapılması gerektiğini dile getirdi.

Gürcafer, “Türkiye’den gelen katkı ile bu planları yapmamız lazım ve Türkiye’nin yardımları bu planlar doğrultusunda olmalıdır. Aksi halde yapılan katkı, palyatif, hediye gibi olur. Sürdürülebilir, ekonomiyi ayağa kaldıran, kişi başı milli geliri arttıran bir katkı olmaz. Bunu Türkiye’de ben gündeme getirdim. Özellikle söyledim” dedi.

 

“İMAR PLANLARI KALKINMA PLANININ ÖNEMLİ BİR PARÇASIDIR”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, imar planlarının, kalkınma planının önemli bir parçası olduğunu ancak geçmişten bugüne imzalanan hiçbir protokolde imar planları için ayrılan bir kaynak olmadığını söyledi. Bu konuyu Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın gündemine de getirdiklerini söyleyen Gürcafer, Oktay’ın bu hususta kendilerini haklı bulduğunu söyledi.

İmar planlarının oluşturulması için ciddi ekipmana ve güçlü bir ekibe ihtiyaç olduğunu kaydeden Gürcafer, “3-5 personel ile bu iş yapılmaz. İmkansızlıklarla bir baraka içerisinde o ekibin bütün ülkenin planlamasını yapmasını beklerseniz daha çok beklersiniz. Bu iş ekip işidir. 60 kişilik bir ekip oluşturursunuz ve bu ekipte ekonomistler, sosyologlar, toplum bilimciler olur, bu kişiler de bizim insanlarımızdan seçilir. Ekipmanı da sağlarsınız, 3-5 milyon TL’lik bütçeyi koyar ve 2021 yılının başından sonuna kadar, Yeşilırmak’tan Dipkarpaz’a kadar bütün ülkenin imar planlarını yaparsınız. Zaten Ülkesel Fizik Planı vardır. Bu planlana göre gidersiniz” diye konuştu.

Cafer Gürcafer, konuşmasının devamında şu açıklamaları yaptı:

Artık TC-KKTC ilişkileri artık çok daha ciddi. KKTC’nin ekonomisinin ayağa kaldırılması, Doğu Akdeniz’de tanınmıyor olsa bile, Tayvan da tanınmaz ama tüm dünya ile iş ilişkisi vardır. Dolayısıyla KKTC’de bu olsun diye daha ciddi bir irade var bugün ama bu bir arayıştır ve bu arayış doğru şekilde planlanmazsa doğru netice elde etmeyeceğiz. Bizim iş ilişkilerimizin bile hangi noktada olacağı hala daha belli değil. Ortaklıklar kurulacak tamam ama nasıl olacak? Hangi konularda olacak? Bütün bunlar işte o ekonomik kalkınma planının detaylarıdır. Biz sondan başlıyoruz. Yani ‘vitrinde gözüksün de içini doldururuz’ olmaz. Detayını çalışmamız bunu da çok fazla gecikmeden yapmamız lazımdır.

 

“SİSTEMDE VERİMLİLİĞİ TARTIŞMAMIZ LAZIMDIR”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, ülkedeki yapısal bozuklukların giderilmesi noktasında STÖ’lerin birlikte adım atması gerektiğini kaydetti.

“Geldiğimiz nokta sürdürülebilir değildir” diyen Gürcafer, “Bizde yapısal bozukluklar vardır. Bu yapısal bozukluk, nasıl başladı? Nereden başladı ve nereden geldi? Zaman içerisinde birikerek bir enkaz yığınına dönüştü. Bugün siyasette olan insanlar bunun sorumlusu değildir. O günün siyasetçilerinin yanlışları, ihmalleri, doğru öngörüde bulanmamaları neticesinde atmış oldukları adımlarla bu ülke, bu hale geldi. Battık, bir şekilde yukarı çıkmamız lazım. Yapısal bozukluklarımızı gidermek için STÖ’ler olarak bu hususta adım atmamız lazımdır. Siyaset ile de görüşerek onu yapıyoruz zaten” ifadelerini kullandı.

Gürcafer, “Bana ne Seçim Yasası’ndan ya da siyasi partilerle ilgili yasadan. İşte bundan dolayı ben ilgilenirim çünkü sistemin bütünün çökmüş olmasında onun da payı vardır. Sistemi düzeltebilmek için onu da düzeltmem lazımdır. Siyaset sektörü, ülkeyi yöneten sektördür. Bana göre, en iyi insan kaynaklarından oluşması lazımdır. Dolayısıyla demek ki sisteminde bir arıza vardır ki bu ülkeyi iyi yönetemiyor. Meclise 5-10 iyi insan, çok değerli insan da gönderirsin ama etrafına bakar adam sersem olur. ‘Arkadaşlar, kusura bakmayın, bu iş bana göre değil’ der ve hiçbir şey yapmadan 5 yıl sonra kaçar gider. Bunun olmaması lazımdır. Bizim en değerlilerimizi meclise gönderip sistemde verimliliği tartışmamız lazımdır” dedi.

 

“BENİM SİYASETÇİM YAPMASI GEREKENİ YAPMIYOR”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, ihaleler konusunda da önemli açıklamalarda bulundu.

Gürcafer, “Bu işin iki bacağı var biri 90’lı yıllarda Ecevit iktidarının olduğu dönemde yine böyle tartışmalar vardı. O zaman ‘Siz araç ve makine parkı bakımından yeterli değilsiniz. Biz size küçük yollar verelim. Köy bağlantı yolları ve köy yollarını verelim. Siz bu işlerle yavaş yavaş kendinizi geliştirin. Siz kendinizi geliştirdikten sonra da büyük yolları artık burada ihale edelim’ dendi. Tabi bu buzun üzerine yazıldı.  O günün siyasetçilerinin gitmesi ile birlikte bu da gitti” dedi.

Gürcafer, bugünkü tabloya bakıldığında ise ülkede o dönemde 3 derme çatma asfalt fabrikası varken, bugün 13 asfalt fabrikası, 100 milyon doların üzerinde de bir makine filosu oluştuğunu kaydetti.

Cafer Gürcafer, şöyle dedi: “Bugün, bu kadar sıkıntı varken Türkiye’de ‘biz sizin bütün yollarınızı yapıyoruz’ gibi gelip de burada müjde vermiş olmasının kendi bakımından takdirle karşılanması beklenirken bizim tepkimiz ile karşılaştı. Çünkü benim siyasetçim yapması gerekeni yapmıyor. Bunun bizim insanımız, ekonomimiz için ne anlama geldiğini gidip anlatmıyor. ‘Doğrudur efendim, siz yapın, haklısınız’ diyor. Dolayısıyla bu bizde ciddi sıkıntı yarattı.”

İhaleler konusundaki ikinci bacağını ise şu şekilde açıkladı:

“Biz altyapı olarak geliştik ve bu işleri yapabilecek kapasitedeyiz. Öte yandan biz paralı değiliz. Bu da çirkin bir yakıştırmadır. Çok üzgünüm, benim siyasetçilerim tarafından da bu konuşulurken ‘Kıbrıs’taki müteahhitler pahalıdır. Türkiye’deki müteahhitler bunu çok daha ucuza yapar’ dendiğinde benim siyasetçim bunu araştırıp, doğru ise nereden kaynaklanır? diye öğrenme ihtiyacı duymadı. 20 senir bu böyle konuşuluyor. Dolayısıyla bunun doğru olmadığını da kalem kalem anlattık. Neden doğru değil? Çünkü 1 ton asfaltın üretiminde kullanılan yakıtı fonsuz alma ile fonlu alma arasındaki fiyat farkı 35 TL’dir. 160 TL de katran, tonunda 200 TL. Bunları alt alta yazıp da söyledik. Bizim İkincisi KKTC ekonomisinin kendi kendine yeter bir noktaya gelmesi için, siyasi çıkarlarımız için bu görüntünün ortaya çıkmasının ne anlama geldiğini, dolayısıyla bu noktada inşaat sektörünün nasıl bir araç olduğunu, bu sektörde kaç bin inanımızın ekmek yediğini, burada Kıbrıslıların var olabilmesi için bu sektörlerin var olması gerektiğini çok iyi anlattık. Birbirimizi anladığımız için de çok mutlu olduk. Demek ki bu yapılmıyordu.”

 

“UZLAŞTIK”

Türkiye Cumhuriyeti Karayolları Genel Müdürlüğü’ndeki temaslarına da değinen Gürcafer, “Uzlaştık, anlaştık, ortak bir akıl ortaya koyduk ve ‘bunun doğrusu önce ortak yapmaya başlayalım ki hem ülkemize ekonomik açıdan bir katkı olsun hem müteahhitlerimiz gelişsin. Zaman içerisinde siz bu birinci sınıf yolları da yapabilirsiniz noktasına gelindiğinde de tamamen Kıbrıslılar yapsın noktasında anlaştık. Dolayısıyla bundan sonra Ankara’da çıkacak olan bütün ihaleler, bu prensipte bu temelde çıkacak” dedi.

Gürcafer, T.C. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın açıkladığı Kıbrıs ile ve Bayındırlık Ulaştırma Bakanlığı ile ilgili yapmış olduğu duyuruda belirtilen yolların yapımı ile ilgili, bunun neticesinin en geç 1-2 ay içerisinde görüleceğini dile getirdi.

Gürcafer, açıklamasının devamında şunları kaydetti: “Bizde İnşaat Encümeni tarafından veriler karneler vardır.  Bizim söylediğimiz; şartname çıkarken örneğin Türkiye’de 150 km. bir yol ihalesi çıktığında şartnamede; ‘bu ihaleye katılacak olan müteahhitler, tek seferde en az 100 km bitirmiş olması lazımdır’ der.

Bizim ülkemizin ölçeğinde böyle bir şey yoktur. Dolayısıyla bunu bizim kendi ülkemizin ölçeğine uyarlayarak örneğin; iyi deneyimli bir müteahhidin Kıbrıs şartlarında, ‘ben yol müteahhidiyim’ demesi için 15 km bir yol yapması lazımdır. Ona uyarlayacağız. Birinci sınıf karnesi olan, araç parkı olan, banka referans yazısı olan 10-15 müteahhit firma belirlenir. Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı tarafından yeterlilik verilir. Hangileri ile girerlerse girsinler. Bu onların bileceği iş. Bizim için önemli olan bunu başarmış olmak, işi o noktaya getirmiş olmaktır.

Müteahhitlik sektöründe, bu ihalelerde kar marjı maksimum yüzde 10’dur. Bu da şu demektir; geriye kalan rakam yani yüzde 85’i, bu sektörde olan 60-70 alt sektöre gider. Bu da binlerce insana ekmek verilmesi demektir. Bu da ekonomimiz açısından çok önemli kritik bir değerdir.”

 

“2021 ÜLKE EKONOMİMİZ AÇISINDAN ÇOK ÖNEMLİDİR”

Türkkan’ın sorusu üzerine Başbakan Ersan Saner ile görüşmesine ilişkin de açıklamada bulunan KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, “Sayın Başbakan ile gitmeden önce konuşmuştuk, gelir gelmez de bizi çağırdı. Hem birkaç sıkıntılı konu vardı onları hem de genel olarak neler yapmamız gerektiğini konuştuk. Ben iyimserim biraz da endişeliyim. Endişem şu ki; tren kaçıyor, 2021’in kaçmaması lazım. 2021 ülke ekonomimiz açısından çok önemlidir. Ondan dolayı biz ekonomik örgütler olarak aşı’ dedik. Şimdi bütün dünyada bir plan program yapılmaya başlandı. Bizim de bir plan program yapmamız lazımdır. Aşı, aşılanma, pandemi ile birlikte bir süre daha yaşayacak şekilde ekonomiyi şekillendirme noktasında yaptığımız bir şey yok. Bunları yapmamız lazım” dedi.

Aşının ortaya çıkması ile birlikte tünelin ucunda artık ışığın göründüğünü dile getiren Gürcafer, “bu noktada içimde bir miktar da iyimserlik var. Aslında bu yaşadıklarımızın yapısal bozukluklarımızı düzeltmemizde bir fırsat olarak değerlendirilmesini isterim. Bu yaşananları bir fırsata dönüştürebiliriz. Felaket tellallığı yapmak ile bir şeyi eleştirmek arasındaki ince çizgiyi iyi bilmek lazımdır. Yalnızca eleştirerek de bir yere gidemeyiz. Yapıcı da olmak lazımdır” diye konuştu.

 

STÖ’ler Faiz Yasası ve borçların yapılandırması yasası gündemi ile toplandı

Sivil toplum örgütlerinin gündemi faiz yasası ve bankalara olan borçların yapılandırılması.

Kıbrıs Türk Esnaf Ve Zanaatkarlar Odası (KTEZO), Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB), Kıbrıs Türk Kamu Araçları İşletmecileri Derneği (KAR-İŞ), İnşaat Mühendisleri Odası, Kiralık Araç İşletmeciler Birliği (KAİB), Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği  (KTMMOB), Restorancılar Birliği (RES-BİR), Kıbrıs Türk Elektrik Müteahhitleri Birliği (KTEMB), Birleşik Taksiciler Birliği,  Faiz ve Mazbata Mağdurları Komitesi, Kıbrıs Türk İnşaat Taşeronları Birliği, Faiz Yasası ve banka borçları ile devlete olan borçların yapılandırılması gündemi ile Kıbrıs Türk Sanayi Odası’nda dün saat 12.00’da bir toplantı gerçekleştirdi.

Covid-19 önlemleri kapsamında düzenlenen toplantıya, her örgütten 2 kişi katıldı. Toplantının açılış konuşmasını KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer ve KTEZO Koordinatörü Hürrem Tulga yaptı.

Borçların yapılandırılması, bankalara olan borçların yapılandırılması, faiz yasasının çıkarılması ve devlete olan borçların yapılandırılması gündemi ile gerçekleştirilen toplantıda; hukukçulardan oluşan bir ekip oluşturulması ve teknik çalışmaların süratle başlatılmasına karar verildi.

“EKONOMİNİN ÖNÜNÜN AÇILMASININ İLK BACAĞI AŞILANMA, İKİNCİ BACAĞI BORÇLARIN YAPILANDIRILMASI”

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, ekonominin önünün açılmasının ilk bacağının aşılanmak ikinci bacağının ise borçların yapılandırılması olduğunu ifade etti.

Pandemiden yara alan ülkelerin ekonomisini ayağa kaldırmak için çalışmalarına çoktan başladığını ifade eden Gürcafer, “Biz ise Allah’a emanet bir sandalın içerisindeyiz, elimizde kürek de yok, savrulup savrulup gidiyoruz” dedi.

Gürcafer, gelinen noktada ivedilikle bir Faiz Yasası ve Borçların Yapılandırılması Yasası’na ihtiyaç olduğunu kaydetti.

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, şöyle dedi:

Bir süreden beri tüm örgütler aynı amaç için çaba sarfediyor. Herkes kendi işletmesini kurtarma derdindedir. Aynı zamanda ülkesini kurtarmak için de bir şeyler yapmaktadır. Çabaların tümü bu merkezde yoğunlaşmaktadır. Tabi dünyanın tahmin edemediği, öngöremediği bir süreç yaşadık. Bu sürecin sonunda evet, pandeminin yarattığı deprem ve o depremin sebep olduğu bir ekonomik çöküntü var. Ama gelinen noktada aşının bulunmuş olması ile birlikte dünya yapılanmayı, yavaş yavaş ayağa kalkmayı, uğradığı zararı telafi etmeyi düşünmeye ve organize etmeye başladı.

Yani bütün dünya; ‘aşıyı bulduk, nasıl aşılanacağız, aşılandıktan sonra küresel ekonomide bizim ülkemiz hangi noktada yer alacak, hangi sektörlerimizi ön plana çıkaracağız ve ekonomide açılmış olan yarayı nasıl tedavi edeceğiz, nasıl bu pastadan pay alacağız’ düşüncesi ile çok bilinçli ve çok organize bir biçimde hareket etmeye başladı.

Bu süre içerisinde bizde ülke kaynakları doğru kullanılmadı. ‘Ülke kaynaklarını olabildiğince doğru kullanalım çünkü bu savaş kavga erken bitmeyecek, 2 sene gidecek’ dedik.

Bu uyarımıza rağmen yönetenleri kurtaran, insanları bu işin 2-3 ayda biteceğine inanacakları dair bir algı yaratmak oldu. İnsanlar inandırıldı.”

“İŞLERİNE GELMEDİ”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, kaynakların çok acımasızca kullanıldığını söyledi ve gelinen noktada karşımızda ne yaptığını bilmeyen, panik içerisinde bir maliye yapısı olduğunu skaydetti.

Gürcafer, şöyle devam etti: “Karşımızda yalnızca kendi giderlerine yani kamu çalışanları ve emeklilerin maaşına konsantre olmuş bir devlet yapısı var. Bunun yanı sıra aşılanma ile başlayacak olan ekonominin çarklarının dönmesi var. Normal hayata Temmuz-Ağustos-Eylül gibi döneceğiz, eğer ki biz bugünden doğru öngörüde bulunup da reel sektör için doğru bir adım atmazsak, 4 ay sonra kapılar açıldığında yaramızın ne kadar büyük olduğu ile hiçbiri ilgilenmeyecek. ‘Ölen ölür, kalan sağlarla devam edeceğiz’ diyecekler. ‘Serbest piyasa kendi kendini tedavi eder’ diyecekler. Nasıl tedavi eder, biri iflas eder, haciz ile diğeri gelir işletmeyi alır ve devam eder. Bu doğru bir devlet yaklaşımı değildir. Doğru devlet yaklaşımı savaştan yara almış her bireyine sahip çıkmasıdır. Bütün dünyanın yaklaşımı bu olacak. Düşünün ki bütün ülke, bütün bireyler zarar gördü, paramparça oldu ama bankacılık sektörü kar etti. Olmaz böyle bir şey.”

 

“FAİZ YASASI YAPILMADAN YAPILACAK OLAN YAPILANDIRMA YASASI ÇOK BİR ANLAM İFADE ETMEZ”

Ayağa kalkmanın tek bir yöntemi olduğunu söyleyen Cafer Gürcafer, “Bir işletme, hayat normale döndüğü gün belli bir işletme kredisine ihtiyaç var ki iş yapsın. Bunu yapacaksın. İkincisi elde edeceği gelirden ödenebilirlik taksitlerini ortaya koyacaksın, bunun için de devlet olarak ihtiyaç duyulan faiz oranını ayarlayacaksın. Bunu da yasa ile yapacaksın. Aksi taktirde bütün işletmeler batacak” dedi.

KTİMB Başkanı Gürcafer, ülkedeki bir diğer önemli eksikliğin ise Faiz Yasası olduğunu ifade etti.

Gürcafer, sözlerini şöyle tamamladı: “Yüksek İdare Mahkemesi’nin kararı var. Hükümete emrediyor ve ‘Faiz Yasası’nı çıkarmak zorundasınız’ diyor. Bizde belli bir sistem içerisinde bu çalışmayı yapmaz yalnızca şikayette bulunursak tüm sektörler bu haciz sürecini yaşayacak. Faiz yasası yapılmadan yapılacak olan yapılandırma yasası çok bir anlam ifade etmez.”

TULGA: ÖTELEME, BİZİ BEKLEYEN EN BÜYÜK TEHDİTLERDEN BİRİSİDİR. ÖDEYEBİLİYORSANIZ ÖDEYİN

Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası (KTEZO) Koordinatörü Hürrem Tulga, devletin hiçbir zaman alacağından vazgeçmediği gibi zamanında ödeme yapılmaması halinde ceza sistemini uygulamaya soktuğunu kaydederek Faiz Yasası ile birlikte Borçların Yapılandırılması Yasası’nın da yapılması gerektiğini kaydetti.

Borçların ötelenmesi konusunda da önemli açıklamalarda bulunan Tulga şunları kaydetti:

“60 ay vadeli, yüzde 20 faiz ile 150 bin TL bir kredinin aylık taksiti 4 bin TL. 6 ay ötelediğinde 4780’e çıkar. Yani Meclis ve bankacı; ekonominin dönmediği, kapasitenin düştüğü bu şartlarda ‘sen daha çok ödeyeceksin’ diyor. Buna can dayanır mı? İşletme o noktada hayatını idame ettirebilir mi?

Aslında mecliste denildiği kadar çok milyar da isteyen bir iş değildir. Bütün mesele paraların öngörüsüz şekilde çar çor edilmesidir.

Sadece yüzde 20’lik faiz oranına yüzde 2,50’luk bir katkı aynı taksit oranında tutar. Yani ötelemeye rağmen aynı taksit tutarında ödersin.

Sen bu kaynağı yaratmayacaksın, sattıracaksın ve ‘serbest piyasa’ diyeceksin. Hayatı durdurduğun halde hiçbir sorumluluk almayacaksın. Bu mümkün mü?

Yapılacak olan, yapılabilecek olan çok şey var. Gerek bankalar gerek devlet üzerinde bir kaynak yaratılamayacaksa çöküntü olacak. Geç kalınması halinde yeniden başlama şansımız bile olmayacak.

Biz kendimizi kurtarma peşinde değiliz. Adaletin de peşindeyiz. Bu söylemeye çalıştığım dilenme noktasında değil. Yani öteleme denen mesele, bizi bekleyen en büyük tehditlerden birisidir. 3 kurulunuz bile varsa ödemeye devam etsin.”

NUREL: TÜM KAMU ALACAKLARI DA AYNI ZAMANDA YAPILANDIRILMALIDIR

Kiralık Araba İşletmecileri Birliği (KAİB) Asbaşkanı Redif Nurel, Faiz Yasası ile birlikte tüm kamu alacaklarının da yapılandırılması gerektiğini belirtti.

Nurel, “Borçlar yüzde 2,50 faiz katkısı ile 1 yıl bile ötelense taksitler hemen hemen aynı kalır. Daha fazlası lazımdır. Bir diğer sorun ise kamu borçları konusu. Pandemi nedeni ile hiçbir girdimiz yok ama seyrüseferler ve devletin diğer tüm alacakları, borçlar işlemeye devam ediyor. 1 yıldır öz sermayemizden yiyoruz, devlet kamu alacaklarını tahsil etsin diye para veriyoruz, bankalara para veriyoruz ama artık yeter. Bir yerde dur dememiz lazımdır. Faiz yasası ile birlikte tüm kamu alacakları da aynı zamanda yapılandırılmalıdır ve indirimler herkese uygulanmalıdır” diye konuştu.

DOĞRUYOL: FAİZ YASASI VE BORÇLARIN YAPILANDIRILMASI YASASI GECİKMEDEN ÇIKARILMALIDIR

Kıbrıs Türk Kamu Araçları İşletmecileri Birliği (KAR-İŞ) Yönetim Kurulu Üyesi Adnan Doğruyol, “Bir an önce aşılanma olmalı. Faiz Yasası ve Borçların Yapılandırılması Yasası çıkarılmalıdır” dedi.

Faizlerin sürdürülebilir olmadığını kaydeden Doğruyol, şöyle konuştu:

“Defalarca eylem ve grev yaptık. Hiçbir gelirimizin olmadığını ifade ettik ve seyrüsefer, işletme izinleri ve araç muayene alınmamasını talep ettik. Çok bir şey istemedik.

Tek bir kuruş devletten almadık buna rağmen tüm mükellefiyetlerimizi bizden talep ettiler. En değerli varlıklarını çocuklarını emanet ettikleri bizi açlığa mahkum ettiler.

Bir an önce aşılanma olmalı. Faiz Yasası ve Borçların Yapılandırılması Yasası çıkarılmalıdır. Bu faizler sürdürülebilir değildir. Evimize eklemek götürecek paramız kalmadı. Mantıklı olan her şeye biz varız.”

KARALAR: ÇALIŞMALAR İVEDİLİKLE BAŞLATILMALIDIR

Taksiciler Birliği Başkanı Murat Karalar, Faiz Yasası ve Borçların Yapılandırılması Yasası’nın çalışmalarına vakit kaybedilmeden başlanması gerektiğini söyledi. Karalar, yasa çalışmaları noktasında katkı koymaktan çekinmeyeceklerini aktardı.

MİMİ: SORUN HEPİMİZİN SORUNUDUR, BİR OLMALIYIZ

Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkârlar Odası (KTEZO) Genel Sekreteri Turgay Mimi, sivil itaatsizlik ve eylem önerisinde bulundu.

Mimi, “Sorun hepimizin sorunudur. Devleti, hükümetimizi ancak mahkeme yolu ile durdurabiliriz. Bu yönde birlikte hareket etmeliyiz. Devlete ödememiz gereken vergiler noktasında belki de sivil itaatsizlik kararı almalıyız. Ben tek başıma yaparsam suçlu olurum ama hep birlikte davranırsak bu bir baskı unsuru oluşturur. Kısa zamanda eylem yapmalıyız” diye konuştu.

ANT: ÜÇ BEŞ BANKA VE TEFECİ ÜLKENİN YARISINI ELE GEÇİRDİ

Faiz ve Mazbata Mağdurları Komitesi Başkanı Kazım Ant, geçmişte 3 kez yapılandırma yasası yapıldığını hatırlatarak ülkede artık Faiz Yasası’nın şart olduğunu kaydetti.

Ant, şöyle dedi: “Bu ülkede bir faiz yasası şarttır. Sahipsiz bir memleket. Üç beş banka ve tefeci ülkenin yarısını ele geçirdi. İnanın bu bankalar gelecek nesilleri ipotek altına alırlar. Yapılması gereken net. Ya pandemi döneminin başlangıcı, donuk alacak tarihi olarak kabul edilir, o miktar 2 yıl sonrasına ötelenir ve makul bir miktar ödeme ile yapılandırılır. Başka yolu yoktur. Pansuman tedbirlerle sorun çözülemez.”

KAYIM: HER TÜRLÜ KATKIYI YAPMAYA HAZIRIZ

Restorancılar Birliği (RES-BİR) Başkanı Salih Kayım, Faiz Yasası ve Borçların Yapılandırılması Yasası’nın gerekliliği ve ivediliğine işaret ederek bu hususta katkı koymaya hazır olduklarını söyledi.

Kayım, “Biz her iki yasa çalışmasının yapılmasına da ‘evet’ diyoruz. Birliğimizin avukatını bu çalışmada yer alması için görevlendirmeye hazırız” dedi.

SERDAROĞLU: FAİZ YASASI’NIN PLANLAMASINI HEP BİRLİKTE YAPMALIYIZ

Kiralık Araç İşletmecileri Birliği (KAİB) Başkanı Yakup Serdaroğlu, Faiz Yasası’nın ciddi şekilde planlanıp gerekli çalışmanın vakit kaybetmeden yapılması gerektiğini dile getirdi.

Serdaroğlu şunları kaydetti: Sektörümüz sezonluk çalışıyor. 2019 yılının Kasım ayında sezonu kapattık, pandemi nedeni ile de bir daha sezonu açamadık. Tüm yatırımlarımızı Mart ayının başında yaptık, borçlandık, pandemi bizi darmadağın etti. Elimizdeki avucumuzdakini bitirdik. Sermayeden yemeye başladık. Önümüzü görmediğimiz bir yolda yürüyoruz. Devletin karar vermesi lazımdır. Memleketin ekonomisini sürdürülebilir yapıya getirmek, memlekete yatırım yapılmasını istiyor mu? Gördüğümüz o ki; bu hususlarda bir çalışma yok. Öteleme veya pansuman yapma ile olmaz. Ciddi şekilde faiz yasasının planlamasını hep birlikte yapmalıyız. Bu şekilde dalgalanmaya devam edersek sonumuz hüsrandır.”

AMCA: CİDDİ ŞEKİLDE YASALAR YAPMAMIZ LAZIM

Kıbrıs Türk İnşaat Taşeronları Birliği Başkanı Osman Amca, Faiz Yasası ve Borçların Yapılandırılması Yasası çalışmaları kapsamında katkı koymaya hazır olduklarını kaydetti.

Amca, “palyatif çözümleri denedik ama hükümetin ne olduğunu görüyoruz. Ciddi şekilde yasalar yapmamız lazımdır ve biz bu noktada her türlü katkıyı koymaya hazırız” diye konuştu.

AYSAL: HIZLA HAREKET ETMELİYİZ

Kıbrıs Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (KTMMOB) Başkanı Seran Aysal, Faiz Yasası ve Borçların Yapılandırılması Yasası’nın önemi noktasında tüm örgütlerin hem fikir olduğunu ifade ederek ilgili çalışmaların hızla yapılması gerektiğini kaydetti.

 

 

Gürcafer: Bu süreçte elimizden gelen gayreti ortaya koymalıyız

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, Zirve Kıbrıs’ta dün Bâlâ Kayadelen’in konuğu olarak EÖP’ün Ankara temaslarını anlattı, ülkenin gündemine dair yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.

Haberin ayrıntıları için tıklayınız. >>>https://www.havadiskibris.com/gurcafer-bu-surecte-elimizden-gelen-gayreti-ortaya-koymaliyiz/?fbclid=IwAR21FiJ3a5tw1M-6A6ff4k7JkjndGzIcCvHHeQK5XjBrAD5qSs3rViIBoMk