Kapat

“Kıbrıslı Türkleri yok edemeyeceksiniz”

15 Ekim 2024

Hakların Korunması İnisiyatifi Metehan’da eylem yaptı

  • EYLEMDE, “KIBRIS RUM LİDERLİĞİNİN EYLEMLERİNİN GERİLİMLERİ ARTIRMAKTA VE UZLAŞMA ÇABALARINA DARBE VURMAKTA” OLDUĞUNA DİKKAT ÇEKİLDİ

 

  • EYLEM BİLDİRİSİNDE, “KIBRISLI TÜRKLERİN YOK OLMALARINI AMAÇLAYAN HER TÜRLÜ GİRİŞİMİN KARŞISINDA DURULACAĞI” VURGULANDI

Hakların Korunması İnisiyatifi, Metehan Sınır Kapısı’nda eylem yaptı. Eylemde, Türkçe, Rumca ve İngilizce pankartlar açıldı. Eylemde Kıbrıslı Türklerin yok edilemeyeceğine vurgu yapılırken gayrı menkul piyasasında iş yaptıkları gerekçesi ile tutuklu bulunan kişilerin özgür bırakılması da talep edildi.

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği, Kıbrıs Türk Sanayi Odası, Kıbrıs Türk Otelciler Birliği, Kıbrıs Türk Ticaret Odası, Kıbrıs Türk Barolar Birliği ve Kıbrıs Türk Emlakçılar Birliği tarafından oluşturulan ve başka bazı örgütlerin de destek verdiği Hakların Korunması İnisiyatifi eylemi, Lefkoşa Ortaköy’deki Sivil Savunma Teşkilatı yanında başladı.

Eylemciler ellerindeki pankartlarla Metehan Sınır Kapısı’na yürüdü. Metehan’da Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı tarafından okunan bildiri, BM Barış Gücü’ne ve AB’ye iletilmek üzere yetkililere teslim edildi. Açıklama, Türkçe ve İngilizce olarak da okundu. Eylemde pek çok pankartın Rumca ve İngilizce olarak da taşındığı dikkati çekti.

“KIBRISLI TÜRKLERİ YOK EDEMEYECEKSİNİZ”

Hakların Korunması İnisiyatifi’ni oluşturan örgüt temsilcilerinin “Kıbrıslı Türkleri Yok Edemeyeceksiniz” pankartı altında yürüdükleri dikkati çekerken eylemde, “mülkiyet sorununun Taşınmaz Mal Komisyonu aracılığı ile çözülebileceği, Rum tarafınca mülkiyet sorunu kullanılarak başlatılan ekonomik saldırının uzlaşma çabalarına darbe vurduğu ve Kıbrıslı Türklerin yok olmaları amacı taşıyan her türlü girişime karşı mücadele edileceği” vurgulandı.

Kıbrıs Türk Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı tarafından okunan eylem bildirisinde, taşınmaz mal sorunlarının “Kıbrıs’ta yerel bir sorun olmanın ötesinde, uluslararası insan hakları ve adalet açısından da büyük önem taşıdığı” belirtildi.

ÇÖZÜM ARAYIŞLARI VE İZOLASYONLAR

Kıbrıslı Türklerin, Kıbrıs sorununun mülkiyet dahil tüm unsurlarını çözüme kavuşturacak Annan Planı’na evet demelerine ve Crans-Montana müzakerelerinde çözüm için samimi çabalar harcamalarına karşın Kıbrıs sorununun kapsamlı bir çözüme ulaştırılamadığına dikkati çeken Esendağlı, şöyle devam etti:

“Kıbrıs Rum toplumunun uzlaşmaya yanaşmaması, bu çıkmazın temel sebebidir. Bu durum, Kıbrıslı Türklere yönelik uygulanan haksız izolasyonu gözler önüne sererken, uluslararası toplumun da bu adaletsizliği teslim ettiğine işaret etmektedir. Ancak ne yazık ki, bugüne kadar Kıbrıslı Türklerin izolasyonunu ortadan kaldıracak herhangi bir elle tutulur girişim yapılmamıştır.

Kıbrıs’taki statüko, gerilimleri daha da artırmakta ve hukuki girişimler gibi tek taraflı önlemlerin adadaki istikrarı tehdit edebileceği bir ortam yaratmaktadır. Bu nedenle, Kıbrıs Rum liderliğinin Kuzey Kıbrıs’ta faaliyet gösteren iş insanlarına karşı başlattığı son hukuki eylemlerden derin endişe duymaktayız. Kıbrıs Rum liderliğinin hukuku kendi siyasi amaçları için bir silah haline getirme girişimleri hem gerilimleri artırmakta, hem de uzlaşma çabalarına darbe vurmaktadır.”

“TMK ETKİN BİR MEKANİZMADIR”

Esendağlı, Taşınmaz mal sorunlarının çözümü için, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından etkili bir yol olarak kabul edilen Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) etkin bir karar mekanizması sağlamaya devam ettiğine işaret ederek, “TMK, AİHM tarafından onaylanmış olup, mülkiyet taleplerinin çözümünde adil ve etkili bir yol sunmaktadır. Kıbrıs’taki mülkiyet sorunları, doğrudan Kıbrıs sorunuyla bağlantılıdır ve kapsamlı müzakerelerle ele alınmalıdır. Ancak, Kıbrıslı Türkler ve diğer yabancı yatırımcılara yönelik tutuklama ve ceza davası tehditleri, kesinlikle bir çözüm yolu değildir ve AİHM kararlarıyla da çelişmektedir.” dedi.

TUTUKLAMALAR VE EKONOMİK SALDIRI

Esendağlı, yakın zamanda Şimon Aykut isimli bir iş insanının haksız yere tutuklandığı ve zor koşullar dahilinde gözaltında tutulması ve akabinde Ewa Künzel, Ilona Lesko ve MelindaLadanyi isimli iş insanlarının tutuklanmasının, yalnızca temel insan haklarını ihlal etmekle kalmayıp, aynı zamanda Kıbrıslı Türk iş insanlarının ekonomik durumlarını ve Kıbrıs Türk ekonomisinde önemli bir aktör olarak varlıklarını olumsuz etkilediğine işaret etti.

Esendağlı, şöyle devam etti:

“Kıbrıs Rum tarafının Kıbrıslı Türkleri doğrudan hedef alan bu sistematik saldırıları, ileride üzerinde ulaşılması muhtemel ortak zemin arayışlarını da dinamitlemektedir.

Hakların Korunması İnisiyatifi olarak, uluslararası hukuka bağlı kalmaya kararlıyız ve tüm çözülmemiş sorunları diyalog yoluyla çözmeye hazırız. Ayrıca, Kıbrıslı Türklerin yok olmaları gailesini güden her türlü girişimin karşısında duracağımızın da altını çizeriz. Bu önemli konuya gösterdiğiniz ilgi için teşekkür ederiz.”