Kapat

Girne Belediyesi “Uğur Mumcu Bulvarı Birinci Etap Köprü Yapımı İhalesi” için teklif kabul edilecek

İhale Sıra No : 011/2017

İhale Makamı : Girne Belediyesi

İş Konusu : Girne Belediyesi hudutları dahilinde “Uğur Mumcu Bulvarı Birinci Etap Köprü Yapımı İhalesi” hazırlanan proje, şartname ve detaylara uygun olarak yapım inşa edilecektir.

Geçici Teminat : 20/2016 sayılı Kamu İhale Yasası’nda belirtilen geçici teminat miktarları geçerli olacaktır. Teminat olarak, Banka Teminat Mektubu ve/veya Girne Belediyesi’ne yatırılacak para karşılığında alınacak makbuz geçerli olacaktır. Banka çeki kesinlikle kabul edilmeyecektir. Verilecek teminatın süresi 45 (kırk beş) günden az olmayacaktır. Yeterli teminat miktarı ve süresi olmayan ihale katılımcılarının teklifi değerlendirmeye
alınmayacaktır.

Kapanış Tarihi : 11 Mayıs 2017, saat 16.00’a kadar ihale dosyası alınabilir.

İhale Dosya Bedeli : 500 TL. (KDV Dahil)

İhale Şartları :

1- Teklif vermeden önce yapılacak iş tarif edilecektir.

2- İhale dosyası Belediye Veznesi’ne yatırılacak (nakit veya günlük çek) karşılığında Girne Belediyesi Bayındırlık Bölümü’nden alınabilir.

3- Teminat olarak banka teminat mektubu ve/veya Girne Belediyesi’ne yatırılacak para karşılığı alınacak makbuz geçerli olacaktır. (Çek kesinlikle kabul edilmez.) Teminatsız teklifler dikkate alınmayacaktır. Teminat miktarları Kamu İhale Yasası şartlarına göre hesaplanacaktır.

4- Teklifler en geç 1 Haziran 2017, Perşembe günü saat 11.00’a kadar Belediyemiz teklif kutusuna atılacaktır.

5- Yapılacak işle ilgili teklif verecek müteahhitlerin 19/1998 sayılı “Yapı İnşaatı ve Teknik İşler Müteahhitleri Kayıt ve Denetim Yasası” gereğince Encümene kayıt şartı gerekmektedir.

6- İnşaatlarla ilgili müteahhitlerin İnşaat Encümeni Başkanlığı’nda Teknik İşler için I. II. III. ve IV. sınıf karneleri son 3 (üç), aylık (güncel) olması gerekmektedir. Sınıf karnesi olmayan müteahhitlerin teklifleri kabul edilmeyecektir.

7- Teklifler Kamu İhale Yasası, Genel Yapım İşleri Şartnamesi şartlarına göre değerlendirilecektir.

GİRNE BELEDİYE BAŞKANLIĞI

“Arazi ve Gayrimenkul Geliştirme Stratejisi” çalıştayı sona erdi

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği tarafından yürütülen, “Arazi ve Gayrimenkul Geliştirme Stratejisi” oluşturularak, strateji metni hazırlanmasına yönelik çalışma çerçevesinde düzenlenen ve iki gün süren çalıştay tamamlandı. The Management Centre moderatörlüğünde yapılan çalıştayın ilk gününde “Ülkesel Planlama ve İnşaat Sektörü” ve ikinci gününde “Gayrimenkul Sektöründe Yatırım Ortamının İyileştirilmesi ve Ekonomik Vizyon” konuları irdelendi. Çalıştaya şehir plancıları, mimarlar, mühendisler, müteahhitler, emlakçılar, hukukçular, akademisyenler ve kamudan uzmanlar katkı koydu. Sıradaki aşamada ise The Management Centre uzmanları tarafından çalıştay çıktıları analiz edilerek raporlanacak  ve strateji metni ortaya çıkacak.

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği tarafından yürütülen, “Arazi ve Gayrimenkul Geliştirme Stratejisi” oluşturularak, strateji metni hazırlanmasına yönelik çalışma çerçevesinde düzenlenen ve iki gün süren çalıştay tamamlandı.

STRATEJİ RAPORUNUN DEVLET POLİTİKASI OLMASI HEDEFLENİYOR

The Management Centre moderatörlüğünde yapılan çalıştayın tamamlanmasının ardından çalıştay çıktıları analiz edilerek raporlanacak ve ülkede ilk kez Arazi ve Gayrimenkul Geliştirme Stratejisi ortaya çıkacak. Birlik, ortaya çıkan stratejiyi devlet kurumları ile paylaşarak, bunun bir devlet politikası olmasını talep edecek.

İLK AŞAMADA VERİ TOPLANDI

Dört ayı aşkın süredir devam eden çalışmalar kapsamında, birinci aşama olarak “Birincil ve İkincil Kaynak Taraması”, “Yapılandırılmış Mülakatlar” ve “Odak Grup Toplantıları” yapılarak veriler toplandı.

İKİNCİ AŞAMA; “STRATEJİ OLUŞTURMA ÇALIŞTAYI”

Strateji hazırlanmasının ikinci aşamasını 20 Nisan 2017 ve 24 Nisan 2017 tarihlerinde yapılan “Strateji Oluşturma Çalıştayı” oluşturuyor.

Üçüncü aşamada ise, The Management Centre uzmanları tarafından çalıştay çıktıları analiz edilerek raporlanacak  ve strateji metni ortaya çıkacak.

UZMANLAR KATILDI

20 Nisan 2017, Perşembe günü gerçekleşen “Ülkesel Planlama ve İnşaat Sektörü” konulu çalıştay ile 24 Nisan 2017, Pazartesi günü gerçekleşen “Gayrimenkul Sektöründe Yatırım Ortamının İyileştirilmesi ve Ekonomik Vizyon” konulu çalıştaylara şehir plancıları, mimarlar, mühendisler, müteahhitler, emlakçılar, hukukçular,  akademisyenler ve kamudan uzmanlar katkı koydu.

FARKLI ÜLKE ÖRNEKLERİ VE AB MEVZUATI İNCELENDİ

Çalıştayın ilk günü Management Centre Proje Koordinatörü İzge Arısal’ın sunumu ile başladı. Strateji hazırlama süreci ve çalıştay metodolojisini anlatan Arısal, KKTC, Güney Kıbrıs, Malta ve İrlanda’nın planlama sistemleri ve AB mevzuatı hakkında bilgi verdi.

Ülkesel Planlama ve İnşaat konusunda sorunların detaylı olarak irdelendiği çalıştayda katılımcılar çözüm önerileri ortaya koydu.

Çalıştayda son olarak ortaya konulan öneriler önem derecesine göre katılımcılar tarafından oylandı.

SEKTÖRÜN EKONOMİK BOYUTU ELE ALINDI

Çalıştayın ikinci gününde ise turizm ve yükseköğrenim sektörleriyle gayrimenkul sektörü arasındaki ilişki, gayrimenkul yatırımlarında uygulanan finansman kolaylıkları, teşvikler ve vergi kolaylıkları, yabancılara gayrimenkul satışı, tapu sistemi ve taşınmaz mal alımında aşamalar ile temel yasal düzenlemelere değinildi.

Katılımcıların çözüm önerilerini ortaya koyduğu çalıştay, önerilerin önem derecesine göre oylanması ile son buldu.

Gürcafer: “Çocuklarımızın en iyi şekilde yetişmesi bizlerin elindedir”

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle mesaj yayımladı. Gürcafer, çocukların sağlıklı, mutlu, eğitimli ve özgür bireyler olarak hayatlarını sürdürmelerini sağlamanın, yetişkinlerin en önemli görevi olduğunu vurguladı. Açıklama şöyle:

“Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın sağlıklı, mutlu, eğitimli ve özgür bireyler olarak hayatlarını sürdürmelerini sağlamak biz yetişkinlerin en önemli görevidir. Çocuklarımızın en iyi şekilde yetişmesi ve ülkeye faydalı bireyler olmaları bizlerin elindedir.

Çocuklarımıza bu anlamlı günü hediye eden Büyük Lider Mustafa Kemal Atatürk’ün de ifade ettiği gibi ‘Bugünün çocuğunu, yarının büyüğü olarak yetiştirmek hepimizin insanlık görevidir.’

Öte yandan, gerek bireysel olarak gerek toplumsal olarak, çocuk hakları konusunda daha fazla hassasiyet göstermemiz gerektiğini düşünmekteyim. Çocuk ihmal ve istismarı, çocuk tacizi ve çocuk işçiliği gibi olaylara karşı önleyici tedbirler alınmalı ve hiçbir şekilde müsamaha gösterilmemelidir.

Bu duygu ve düşüncelerle, yaşama sevincimiz olan çocuklarımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını en içten dileklerimle kutlarım.”

Cafer GÜRCAFER

Başkan

K.T. İnşaat Müteahhitleri Birliği

Arazi ve Gayrimenkul Geliştirme Stratejisi inşaa ediliyor

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği tarafından yürütülen, “Arazi ve Gayrimenkul Geliştirme Stratejisi” oluşturularak, strateji metni hazırlanmasına yönelik çalışma çerçevesinde düzenlenecek ve iki gün sürecek çalıştayın ilk günü tamamlandı. The Management Centre moderatörlüğünde yapılan “Ülkesel Planlama ve İnşaat Sektörü” konulu çalıştaya şehir plancıları, mimarlar, mühendisler, müteahhitler, emlakçılar ve kamudan uzmanlar katkı koydu. 24 Nisan 2017, Pazartesi günü “Gayrimenkul Sektöründe Yatırım Ortamının İyileştirilmesi ve Ekonomik Vizyon” konulu ikinci çalıştayın yapılmasının ardından ise The Management Centre uzmanları tarafından çalıştay çıktıları analiz edilerek raporlanacak  ve strateji metni ortaya çıkacak.

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği tarafından yürütülen, “Arazi ve Gayrimenkul Geliştirme Stratejisi” oluşturularak, strateji metni hazırlanmasına yönelik çalışma çerçevesinde düzenlenecek ve iki gün sürecek çalıştayın ilk günü tamamlandı.

STRATEJİ RAPORUNUN DEVLET POLİTİKASI OLMASI HEDEFLENİYOR

The Management Centre moderatörlüğünde yapılan çalıştayın ikinci gününün de tamamlanmasının ardından çalıştay çıktıları analiz edilerek raporlanacak ve ülkede ilk kez Arazi ve Gayrimenkul Geliştirme Stratejisi ortaya çıkacak. Birlik, ortaya çıkan stratejiyi devlet kurumları ile paylaşarak, bunun bir devlet politikası olmasını talep edecek.

İLK AŞAMADA VERİ TOPLANDI

Dört ayı aşkın süredir devam eden çalışmalar kapsamında, birinci aşama olarak “Birincil ve İkincil Kaynak Taraması”, “Yapılandırılmış Mülakatlar” ve “Odak Grup Toplantıları” yapılarak veriler toplandı.

İKİNCİ AŞAMA; “STRATEJİ OLUŞTURMA ÇALIŞTAYI”

Strateji hazırlanmasının ikinci aşamasını 20 Nisan 2017 tarihinde yapılan ve 24 Nisan 2017 tarihinde yapılacak olan “Strateji Oluşturma Çalıştayı” oluşturuyor.

“GAYRİMENKUL SEKTÖRÜNDE YATIRIM ORTAMININ İYİLEŞTİRİLMESİ VE EKONOMİK VİZYON” KONULU ÇALITAY PAZARTESİ YAPILACAK

Üçüncü aşamada ise, 24 Nisan 2017, Pazartesi günü “Gayrimenkul Sektöründe Yatırım Ortamının İyileştirilmesi ve Ekonomik Vizyon” konulu ikinci çalıştayın yapılmasının ardından, The Management Centre uzmanları tarafından çalıştay çıktıları analiz edilerek raporlanacak  ve strateji metni ortaya çıkacak.

UZMANLAR KATILDI

20 Nisan 2017, Perşembe günü gerçekleşen “Ülkesel Planlama ve İnşaat Sektörü” konulu çalıştaya şehir plancıları, mimarlar, mühendisler, müteahhitler, emlakçılar ve kamudan uzmanlar katkı koydu.

FARKLI ÜLKE ÖRNEKLERİ VE AB MEVZUATI İNCELENDİ

Çalıştay, Management Centre Proje Koordinatörü İzge Arısal’ın sunumu ile başladı. Strateji hazırlama süreci ve çalıştay metodolojisini anlatan Arısal, KKTC, Güney Kıbrıs, Malta ve İrlanda’nın planlama sistemleri ve AB mevzuatı hakkında bilgi verdi.

Ülkesel Planlama ve İnşaat konusunda sorunların detaylı olarak irdelendiği çalıştayda katılımcılar çözüm önerileri ortaya koydu.

Çalıştayda son olarak ortaya konulan öneriler önem derecesine göre katılımcılar tarafından oylandı.

Gürcafer: “Ülkemiz için en büyükı tehlike plansızlık”

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği’nin her yıl yayımladığı İnşaat Dergisi’nin yeni sayısı çıktı. Birliğin bir yıl boyunca yürüttüğü çalışmaların yanısıra röportajlar ve sektör ile ilgili haber ile makalelerin yer aldığı İnşaat 2017 dergisine konuşan KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer önemli değerlendirmelerde bulundu. Ülkedeki en büyük sorunun plansızlık olduğunu vurgulayan Gürcafer, planlı bir yaşama hemen geçilmemesi halinde, Kıbrıs konusunda bir çözüm olur ya da olmaz kendimizi tüketip yok edebileceğimiz uyarısında bulundu.

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği’nin her yıl yayımladığı İnşaat Dergisi’nin yeni sayısı çıktı. Nisan ayı itibarıyla hayat bulan İnşaat 2017 Dergisi zengin içeriği ile dikkat çekiyor. Birliğin bir yıl boyunca yürüttüğü çalışmaların yanısıra röportajlar ve sektör ile ilgili haber ile makalelerin de yer aldığı İnşaat 2017 dergisinin Genel Koordinatörlüğünü KTİMB Genel Sekreteri Erdim Oras, Yazı İşleri Koordinatörlüğünü ise KTİMB Basın ve Halkla İlişkiler Sorumlusu Filiz Seyis yürüttü.

HK Ajans tarafından yayına hazırlanan İnşaat 2017 dergisinde KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer’in geniş bir röportajı yer aldı.

İnşaat 2017 Dergisi’ne çarpıcı açıklamalarda bulunan Gürcafer, ülkedeki en büyük sorunun plansızlık olduğunu söyledi. Müteahhitler Birliği Başkanı Cafer Gürcafer planlı bir yaşama hemen geçilmemesi halinde Kıbrıs konusunda bir çözüm olur ya da olmaz kendimizi tüketip yok edebileceğimiz uyarısında bulundu.

Planlı yaşama geçmenin ülkedeki birçok sorunu ortadan kaldıracağını anlatan Gürcafer, “Bizim Müteahhitler Birliği olarak bu dönemde önceliğimiz planlı yaşama geçilmesi olacaktır. Bunun için mücadele vereceğiz” dedi. Başkan Gürcafer’e sorulan sorular ve verdiği yanıtların tam metni şöyle:

“Kıbrıs konusunun çözümü konusunda umutlarım tükendi”

Soru: Geçen yıl dergiyi hazırlarken yaptığımız röportajda çözüm umudu yüksekti. Ve siz ‘Çözüm kapıda, hazır olmalıyız” demiştiniz. Aradan bir yıl geçti. Kıbrıs konusundaki gelişmeleri şimdi nasıl değerlendiriyorsunuz?

GÜRCAFER: Çözüm konusunda şimdi daha umutsuzum. 2003 yılında Annan Planı ile birlikte çözüm umutları yatırım iklimini olumlu etkilemişti. O dönemde yatırımlarda inanılmaz bir patlama yaşanmıştı. Sonrasında 2007 yılında uluslararası mahkeme kararları gündeme geldi. Orams davası ile birlikte çözümsüzlük süreci tekrar öne çıktı. Bu yatırım iklimini de olumsuz etkiledi. Çok dik bir iniş yaşandı. Bir durgunluk dönemine girildi. Bunun ardından yeniden bir hareketlenme oldu ve bu da inşaat sektörüne yansıdı. Gelinen aşamada hem içerideki hem de dışarıdaki alıcının Kuzey Kıbrıs’tan konut alımına bakış açısı farklılaştı.

“Çözüm umutları suya düşse de bu bizi ekonomik olarak etkilemeyecek”

Soru: Bunu neye bağlıyorsunuz?

GÜRCAFER: Ben bunu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarının çok etkili olmamış olmasına, küreselleşmeden yavaş yavaş ülkelerin uzaklaşıyor olmasına ve Türkiye-AB ilişkilerinin olumsuz etkilenmesine bağlıyorum. Bu gelişmeler artık tüketiciyi veya alıcıyı Kıbrıs’ta bir çözüm olmuyor ya da olmayacak noktasında çok olumsuz etkilememeye başladı. Yani çözümsüzlük koşulları alıcıyı artık etkilemiyor. Hatırlayın, Orams davası çok büyük bir etki yaratmıştı. Ancak Orams davasından sonra mevcut kullanıcı ile ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin vermiş olduğu karar, Mal Tazmin Komisyonunun oluşması özellikle yurt dışındaki tüketici üzerinde Orams kararı gibi kararların çok da bir etkisi olmadığı algısını yarattı. Bu da bir etken. Bir diğer etken artık Kıbrıs’taki liderler Federal bir çözümden uzaklaşabileceklerinin sinyallerini vermeye başladılar. Bu tabii ki farklı algıların oluşmasına neden olur. Şunu söylemeye çalışıyorum. Bugün çözüm umutları suya düşerse veya görüşmeler koparsa 2003’te taraflardan birinin Annan Planı’na hayır demesi sonrasında Kuzey Kıbrıs ekonomisi üzerinde yarattığı olumsuz etkiyi yaratmayacağının sinyalleri geliyor artık. Bir umarsızlık vardır.

“Çözüm arayışları İnşaat sektörüne olumsuz etki yapmayacak”

Soru: Bu durum pazara nasıl yansıyor?

GÜRCAFER:  Avrupa pazarından Kuzey Kıbrıs konut pazarına dönük talepte bir azalma vardır ama örneğin Çin’den, Rusya ve Arap ülkelerinden Kuzey Kıbrıs’a dönük taleplerde bir artış vardır. Mülkiyet konusuna Kıbrıs’ta artık Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararları ile değil de kapsamlı bir çözüm bulunması ile bir çözüm bulunabileceğine olan inanış dünya genelinde çok arttı. Bu da tabii ki buraya olan ilginin azalıp artmasında ciddi bir etkendir. Dolayısıyla inşaat sektöründe her durumda görüşmeler kopsa da kopmasa da iki şekilde de talepteki artışın devam edeceğini düşünüyoruz.

“Koçanlara güven artmıştır”

Soru: Neden?

GÜRCAFER: Bunun bir sürü nedeni vardır. Benzer siyasi sorunlar dünyada çoğalmaya başladı. Dünyanın ve özellikle Birleşmiş Milletlerin de yaptırım gücü etkili olmamaya başladı. Eskiden olduğu gibi ekonomik ve siyasi yönden etkili yaptırımlar uygulanamıyor. Dolayısıyla artık Kıbrıs’taki duruma daha farklı bakılıyor. Verilen koçanlara güven artmıştır. Eskiden olduğu gibi ‘bunlar Rum malıydı’ gibi bir endişe artık o kadar yok. Bu durum bizdeki inşaat sektörünü olumlu bir şekilde etkilemeye devam edecek. Gelinen aşamada inşaat sektörü ve ülke için en büyük tehlike bu gelen talep karşısında plansız, programsız ve kontrolsüz cevap veriyor olmamızdır. Çünkü bu plansızlık, programsızlık ülkemizin cazibesinin veya varlık değerinin düşmesini doğuracaktır. Ülkemizden gelip konut almak isteyen insanlar sırf betonarmemiz, kullanılan alüminyum ya da ahşap malzemelerimiz güzeldir diye buraya gelmiyorlar. İnsanlar ülkemizin doğal güzelliği, iklimi, insan- demografik yapısı ve kültürü için burayı tercih edip geliyor. Bizim bu işleri plansız yapıyor olmamız bu değerlerimizi her geçen gün eritiyor, azaltıyor. Bizim bu nedenle çok süratli bir şekilde planlı bir yaşama geçmemiz lazımdır. Ve bence bugün biz öncelikli olarak ülkesel fiziki planlar temelinde imar planlarını yapmalı ve buna paralel sosyoekonomik kalkınma planlarımızı hemen hazırlamalıyız.  Bunlara ek olarak da tarım, üniversite, turizm ve inşaat sektörlerimizi planlı bir zemine oturtmalıyız. Önümüze belli hedefler koyarak planlı bir hayata hızla geçmeliyiz. Daha fazla zaman kaybına tahammülümüz kalmamıştır.

“Önceliğimiz planlı bir yaşama geçmek olmalıdır”

Soru: Peki ne yapmalıyız? Önceliğimiz ne olmalı?

GÜRCAFER:  Önceliğimiz planlı bir yaşama geçmek olmalıdır. Bunu yapmazsak Kıbrıs konusunda bir çözüm olur ya da olmaz kendimizi tüketip yok edeceğiz. Üniversite sektörü inşaat sektörünü olumlu tetiklese de bu sektörün uzun vadede kontrolsüz büyümesinin ülke ekonomisine zarar vereceğini düşünüyoruz. Bu durum toplumun büyük bir kesimi tarafından gözlemlenmektedir. Ülkemizde üniversite sektörü önemli bir ticari sektöre dönüştü. Eğitim konusundaki hassasiyetler ortadan kalktı. Bu da eğitimde kaliteyi düşürmektedir. Kontrolsüz bir biçimde örneğin Girne büyüyor ve Girne’de sürekli yeni üniversitelerin açılabilmesi için izinler veriliyor. Girne’yi biz katlettik. Öğrencinin artmasına paralel bir şekilde sürekli olarak konut talebi de artıyor. İmar Planı yok. Bir sürü bina yapılıyor. Bu arada Girne’ye yukarıdan bakıldığı zaman burayı artık kaybettiğimiz net bir şekilde gözle görülebiliyor. Çok ilginçtir, uzun yıllar önce sırf espri olsun diye ‘gün gelecek Girneli Girne’den göç edecek’ derdik, bugün o gün geldi ve Girneli Girne’den göç etmeye başladı. Esas Girneli Girne’nin içinden dışına doğru kaçmaya başladı. Benim söylediğim planlama aslında tüm bunları içeriyor. Nereye kadar konut yapacağız ya da ne kadar yapmayacağız, yurt dışından gelen talep ne kadar devam edecek, yurt dışında yaşayan Kıbrıslı Türkler var, bu insanlara dönük konut yapacak mıyız ve onların ülkelerine geri dönmelerini sağlayacak politikalar uygulamaya koyacak mıyız? Bütün bunlar bizim sosyoekonomik kalkınma planlarımız içerisinde tartışmamız gereken konular arasındadır. Ama maalesef bunu yapmıyoruz. Bugün yaşamakta olduğumuz sorunlarımızın çok büyük bir bölümü plansız yaşamdan kaynaklanmaktadır. Hukukun üstünlüğünün olmaması veya İmar Planlarının tamamlanmamış olması, bürokrasideki hantallık veya dıştan gelen yabancı yatırımcının gelişigüzel istediği yatırımı yapabilmesi ve bunların neden olduğu sosyal sorunlar ya da üniversitelerdeki başı boşluk ya da inşaat sektöründeki başıboşluğun sebep olduğu bir sürü sosyoekonomik sorun vardır. Biz bunları görmezden geliyoruz ama tümünün temelinde plansız yaşam vardır. Planlı yaşam bu sorunların bir çoğunu ortadan kaldıracaktır. Bizim Müteahhitler Birliği olarak bu dönemde önceliğimiz planlı yaşama geçilmesidir.

“Ülkede reformist bir siyasi anlayışa ihtiyaç vardır”

Soru:Bunu tek başınıza sağlayabilir misiniz?

GÜRCAFER: Mümkün değil yapamayız. İlla ki siyasetle el ele tutuşmak lazım. Yasama ve yürütme ile birlikte yapmak lazım. Ama maalesef siyasette de böyle bir hassasiyeti ve öncelikli yaklaşımı görmüyoruz. Geçmişten günümüze kadar gelmiş geçmiş tüm iktidarlar bu konunun çok önemli olduğunu söyleseler de maalesef hiç biri bunu gerçekleştirmedi. Plansız yaşama neşter vurmadı, vuramadı.

Soru: Ekonomik olarak ülkedeki gidişatı nasıl değerlendiriyorsunuz?

GÜRCAFER: Geçmişten günümüze hep ayni şeyi söyledik. Bu ülkenin reformist bir zihniyetin müdahalesine ihtiyacı vardır. Reformlara ihtiyacı vardır. Gelen giden bütün iktidarlar ülkedeki bütün sorunların bir parçası oluyorlar ve bu çarpık düzenin yarattığı günlük sorunlarla mücadele etmenin ötesine maalesef geçemiyoruz.  Bundan otuz yıl önce İçişleri Bakanlığının kapısına gittiğinizde kapıda bekleyen elli insan vardı, bugün yüz elli insan var. Bu ne demektir? Demek ki vatandaşlar sorunlarını çözmeleri gereken yerlerde çözemedikleri için oraya geliyorlar. Demek ki sistemde bir çarpıklık ve bozukluk vardır. Orada oturan Bakan günlük sorunlarla mı ilgilenmelidir, yoksa çok daha makro düzeyde işler ve projelerle mi meşgul olmalıdır? Elbette ki daha büyük şeylere bakması gerekirken günlük konularla uğraşmaktadır. Çünkü sistem bunu gerektirmektedir, düzen böyle çalışmaktadır. Daha da kötüsü ülkemizde bozuk, çarpık düzen olağan hale geldi ve yadırganmamaya, doğal olarak karşılanmaya başlandı. Toplumun beklentileri de bu yönde şekillenmeye başladı. Gelinen aşamada bir ekibin çıkıp ciddi bir reform süreci başlatması lazımdır. İnanıyorum ki kendi evimizin içerisini temizlersek elbette ki çözümsüzlük etkili olacaktır ama buna rağmen ciddi bir ekonomik ve sosyal kalkınma yaratabiliriz. Çünkü artık ambargoların etkisi eskisi gibi değildir. Birçok şeyi aşmış durumdayız ve birçok şeyi başarabiliriz. Ama kendi içimizdeki düzensizlik, dağınıklık ve yozlaşma bizi her geçen gün tüketiyor. Bizim yapacağımız, yapabileceğimiz müdahalelerle belli şeyleri düzeltmeyi biz palyatif tedbirler olarak görüyoruz. Yani meselelere bütünlüklü  olarak bakılıp, bütünlüklü çözümler üretilmediği sürece bu işler düzelemez. Bütünlüklü bakmadan ve bütünlüklü adımlar atmadan yapılacak olanlar artık fayda etmez. İsterseniz yine bizim konumuza dönecek olursak. Eskiden konutlara dönük talep yoktu başka sıkıntılar vardı, şimdi talep var bu da daha farklı sıkıntılar yaratıyor. Bütün bunları planlayacak, tekrardan düzenleyecek reformist bir dokunuşa ihtiyaç vardır. Bu da ancak siyaset sektöründeki değişimle mümkün olabilir. Bugün ülkemizin yönetildiği şekil artık klasikleşmiştir. Otuz sene önce nasıl yönetiliyorsak bugün de ayni şekilde yönetiliyoruz. Ama dünya değişmiştir. Örneğin Türkiye çok değişmiştir. Değişim siyasetin içinden başlamalıdır. Siyasi partiler yasasından başlamalıdır. Siyasete girecek olan kişilerden başlamalıdır. Bir milletvekili ya da bakan olmak bu kadar kolay olmamalıdır. Bu hem yasal düzenlemelerle hem de toplumun değer yargılarının değişmesi ile mümkün olacaktır. Tek başına yasal düzenlemelerle değişim olmaz. Bir gerçek vardır ki toplumu siyaset yönetir. Ve demokrasilerde bu böyledir. Dolayısıyla ne kadar değerli bir siyaset sektörü yaratırsak ülkemiz de o kadar iyi yönetilir. Ne kadar kötü yaratırsak da o kadar kötü yönetilir.

“Hukuku ihlal ettiğiniz sürece istediğiniz sisteme geçin etkisi olmaz”

Soru: Bir sistem değişikliği de mi öngörmek gerekecek?

GÜRCAFER: Hukuku ihlal ettiğiniz sürece istediğiniz sisteme geçin, onun etkisi olmaz. Ama şunu söyleyeyim. Rum Başsavcı yardımcısı geçtiğimiz günlerde vermiş olduğu bir mütalaa ile devletin bir davayı kaybetmesine neden olduğu ve birilerine menfaat sağladığı gerekçesi ile üç buçuk yıl hapse mahkum oldu. Larnaka Belediye Başkanı yaptığı yolsuzluk nedeni ile açığa alınırken, Baf Belediye Başkanı hapse atıldı. Bizde yolsuzluk, usulsüzlük yok mu? İddia ederim ki Güney Kıbrıs’tan kat ve kat daha fazla vardır. Ama hapse giren var mı? Hiç oldu mu? Demek ki bizde hukukun hakimiyeti, üstünlüğü yoktur. Kağıt üzerinde olsa da fiiliyatta yoktur. Öncelikle ülkede hukukun üstünlüğünü tesis etmek lazımdır. Bunun için de ciddi bir temiz eller operasyonuna ihtiyaç vardır. Bunu da başlatacak olan siyasi bir harekettir. Kirlenme hukukla ortadan kalkar. Hukuk hakim kılındığı zaman bu kirlenme temizlenmeye başlar, topluma da bir cesaret gelir ve bunun arkası gelir… Birinci olarak buradan başlanmalı. Benim inancım buradan başlanırsa bunun arkası gelir. Bizim yeteri kadar yasalarımız yok mu? Vardır ama bakın örneğin bir belediye başkanı ile ilgili bir işlem bugüne kadar yapıldı mı? Belediyelerin battığı söyleniyor. Ama hesap soran yok. Aşırı istihdam, partizanlık zaman zaman başka nedenler belediyeleri batırdı. Batıranlardan hesap soruldu mu? Kaç kişi içeriye girdi? Hiç biri… Eğer birisi içeriye girer, hapis yatırsa ondan sonra gelecek olan işini yasalara bakarak yapar. Sorunlar hukukun etkin kılınması ile aşılabilir. İhtiyacımız olan doğru düzgün hukuk temelinde çalışacak olan bir sistemdir. Ve bunu da yapacak olan siyaset kurumunun kendisidir…

LTB, Asmaaltı Bölgesi Yayalaştırma Projesi için teklif kabul edecek

Kapanış Tarihi: 25-05-2017
İhale Numarası: 004/2017

Açıklama:

  1. İhale tahmini değeri 1,826,000 TL’dir. (KDV Hariç)
  2.  Bu ihaleye, 19/1998 sayılı Yapı İnşaatı ve Teknik İşler Müteahhitleri Kayıt ve Denetim Yasası gereği Encümene kayıtlı 1. ve 2. sınıf Teknik İşler belgesine sahip müteahhitler katılabilir.
  3.  İhaleye teklif verecek olanlar şartnameye göre istenen belgeleri (ihale katılım beyannamesi, geçici teminat mektubu, imza sirküleri veya imza beyannamesi, yetki beyannamesi ve şartname alındı makbuzu) ve/veya malzemelerle ilgili broşür, katalog ve şartname gereği istenen diğer tüm belgeleri teklifleri ile birlikte verecektir.
  4. Geçici teminat miktarı İhale Katılımcısı tarafından, Geçici ve Kesin Teminat Mektupları ve Geçici Teminat Oranları Tüzüğü’nün 4(1). maddesindeki oranlar dikkate alınarak hesaplanacaktır. Teminatsız teklifler dikkate alınmayacaktır.
  5. Geçici Teminat olarak, 41/2001 sayılı Merkez Bankası Yasası altında denetlenen bankaların teminat mektupları veya Belediye veznesine yatırılacak para karşılığı alınacak makbuz veya karşılığı ilgili bankaca onaylanmış çek geçerli sayılacaktır.
  6. Geçici Teminat mektubunun bitiş süresi en az 17/07/2017 tarihli olacaktır.
  7. İhale dokümanları http://ihale.lefkosabelediyesi.org adresinden görülebilir. Ancak, Katılımcıların, ihaleye katılabilmesi için Belediye veznesine yatırılacak KDV dahil 1,000 TL karşılığında ihale CD dosyasını Projeler ve Emlak Şubesi’nden almaları gerekmektedir.
  8. Teklifler en geç 18/05/2017 saat 14:30’a kadar Lefkoşa Türk Belediyesi ihale kutusuna atılmalıdır.
  9. İhale Değerlendirme Komisyonu en düşük veya herhangi bir teklifi kabul etmek mecburiyetinde değildir.

Lefkoşa Türk Belediyesi

İş çevreleri ortak davranış geliştirme kararı aldı

Kıbrıs Türk Ticaret Odası, Kıbrıs Türk Sanayi Odası, Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası, Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği, Genç İşadamları Derneği ile Kıbrıs Türk İşadamları Derneği,  ülke sorunları konusunda daha aktif, mümkün olduğunca ortak davranış geliştirme kararı aldı.

Ticaret Odası, Sanayi Odası, Esnaf ve Zanaatkarlar Odası, Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, İnşaat Müteahhitleri Birliği, Genç İşadamları Derneği ile İşadamları Derneği’nce yapılan ortak yazılı açıklamada, işbirliklerinin temelinde, “ülke sorunlarına ortak çözümler üretmek ve siyaset kurumuna yön vermek” amacının yattığı belirtildi.

AÇIKLAMA ŞÖYLE:

Kıbrıs Türk halkının önemli ekonomik ve sosyal sorunlarla karşı karşıya olduğu herkesin kabul ettiği yadsınamaz bir gerçek haline gelmiştir. Bu sorunların çözümlenmesi için bazen Kıbrıs sorununun çözümüne, bazı dönemlerde ise Türkiye ile imzalanan protokollerin eksiksiz bir şekilde uygulanmasına umut bağlandığı da bilinmektedir.

Yaşadıklarımız göstermiştir ki, Kıbrıs Türk halkının sorunlarının çözümünü Türkiye’ye veya Kıbrıs sorununun çözümüne havale etmek, sorunların giderek yoğunlaşmasından başka bir sonuç doğurmamış ve gelinen aşamada bu sorunlar adeta bir kördüğüm haline gelmiştir.

Aşağıda imzası bulunan örgütlerin yöneticileri olarak, 28 Mart 2017 tarihinde yaptığımız toplantıda, bu kördüğümün oluşmasındaki sorumluluklarımızın da bilincinde olarak, akıp giden zamanın ülke kaynaklarının giderek daha büyük boyutlarda heba olmasına neden olduğu ortak kanaatine ulaşmış bulunuyoruz.

Zaman zaman dar grup çıkarlarımızın peşine takılarak ihmal ettiğimiz toplumsal görevler, bugün karşımıza bir KAOS VE YOZLAŞMA olarak dikilmiş bulunmaktadır. Bunun sonucu olarak sivil toplum örgütlerimizin siyasetçiler tarafından giderek daha az dikkate alındığının; başka bir değişle siyaset kurumunu yönlendirme yetimizi büyük ölçüde yitirdiğimizin de farkındayız.

Bugün yaşadığımız sorunların önemli bir kısmı, geçmiş kuşakların yaptıkları hataların veya yerine getirmedikleri görevlerin sonucunda bize devrettikleri kötü bir miras ise, bizim yerine getirmediğimiz görevlerin sonucunda oluşan YOZLAŞMA VE KAOS da bizim gelecek kuşaklara devredeceğimiz kötü bir miras olarak anılacaktır.

Bu bilinçle yaptığımız tartışmalar sonunda, toplantılarımıza devam etmeyi ve ülke sorunları konusunda daha aktif olarak mümkün olduğunca ortak davranışlar geliştirmeyi kararlaştırmış bulunuyoruz.

Bu işbirliğinin temelinde ülke sorunlarına ortak çözümler üretmek ve siyaset kurumuna yön vermek amacının yattığını kamuoyu ile paylaşırız.

Fikri TOROS
Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı

Ali ÇIRALI
Kıbrıs Türk Sanayi Odası Başkanı

Mahmut KANBER
Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası Başkanı

Ahmet HÜDAOĞLU
Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Başkanı

Cafer GÜRCAFER
Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı

Cemal GÜLERCAN
Genç İşadamları Derneği Başkanı

Dengiz KÜRŞAT
Kıbrıs Türk İşadamları Derneği Başkanı

Kuzey Kıbrıs’ta yatırım olanakları, Ukrayna’da anlatıldı

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği, Kuzey Kıbrıs’ın seçkin firmaları ile birlikte, 1 -2 Nisan 2017 tarihleri arasında Ukrayna’nın Kiev şehrinde yapılan International Real Estate 2017 Fuarı’nda yerini aldı. Birlik, Fuar esnasında bir de “Kuzey Kıbrıs’ta Yatırım Olanakları” konulu seminer gerçekleştirdi.

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği, Kuzey Kıbrıs’ın seçkin firmaları ile birlikte, 1 -2 Nisan 2017 tarihleri arasında Ukrayna’nın Kiev şehrinde yapılan International Real Estate 2017 Fuarı’na katıldı.

Yeni pazarlar aramak ve yurt dışından alıcılara ulaşmak hedefiyle emlak fuarlarına katılımını yoğunlaştıran KTİMB’nin 2016 yılında gerçekleştirdiği atılımlar hız kesmeden devam ediyor.

Doğu Avrupa’nın en büyük emlak fuarı olan ve Ukrayna’nın Kiev şehrinde düzenlenen International Real Estate 2017 Fuarı’na, Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği de Kuzey Kıbrıs’ın önde gelen müteahhit firmaları ile birlikte katıldı.

Dünyanın değişik ülkelerinden gayrimenkul liderlerini ağırlayan International Real Estate 2017, büyük inşaat projelerinin tanıtımına ve yatırım olanaklarına fırsat tanıyor.

Fuarın ilk günü olan 1 Nisan tarihinde gerçekleştirilen “Kuzey Kıbrıs’ta Yatırım Olanakları” konulu seminerde konuşan KTİMB Asbaşkanı Meriç Erülkü ve Avukat Oğuzhan Hasipoğlu, ülkedeki inşaat sektörü ve yabancıların Kuzey Kıbrıs’ta gayrimenkul edinirken izlenen prosedür hakkında bilgi verdiler. Yoğun ilgi gören seminerde katılımcıların Kuzey Kıbrıs’ta konut almak için yapılması gerekenler konusunda birçok soru sorduğu gözlemlendi.

Kıbrıslı müteahhitlere ilginin büyük olduğu fuarda, Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği çatısı altında yer alan firmalar ise şunlar: Döveç Construction Limited, Pamfilya Construction Limited, Recaioğlu Limited, North Shores Development Ltd., Erbatu Emlak İnşaat Limited, Tunalı İnşaat Şti. Ltd., Noyanlar Construction Ltd.

K.T. İnşaat Müteahhitleri Birliği ve Universal Bank işbirliği ile ev sahibi olmak kolaylaşacak

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği ile Universal Bank arasında, yapım işlerini yüklenen Müteahhitlere Banka aracılığı ile uygun finansman olanağı yaratmaya ve sorunsuz imalatı garanti etmeye yönelik bir işbirliği protokolü imzalandı. Protokol kapsamında başlayan projelerde, inşaatın yarım kalması ve alıcının tapusunu alamaması gibi sorunlar yaşanmayacak.

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği ile Universal Bank arasında, yapım işlerini yüklenen Müteahhitlere Banka aracılığı ile uygun finansman olanağı yaratmaya ve sorunsuz imalatı garanti etmeye yönelik bir işbirliği protokolü imzalandı. Protokolden sadece Birliğe kayıtlı müteahhitler ve bu müteahhitlerden konut alacaklar faydalanabilecek.

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği ile Universal Bank LTD. arasında imzalanan İşbirliği Protokolü İmza Töreni, 29 Mart 2017, Çarşamba günü saat 15.30’da Merit Lefkoşa Hotel’de gerçekleşti. Protokol İmza Töreni’nde KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer ile Universal Bank Ltd. Yönetim Kurulu Başkanı Şemsi Kazım hazır bulundu.

Kazım: “Ülkenin kalkınması için inşaat sektörüne ihtiyaç var”

İmza töreninde konuşan Universal Bank Yönetim Kurulu Başkanı Şemsi Kazım, ülkenin kalkınması için inşaat sektörüne ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, banka olarak başta gençler olmak üzere halkı vatanında tutacak yatırımlara özel önem vermeyi sürdürdüklerini bu bağlamda Müteahhitler Birliği ile protokole imza koyarken ülke adına heyecan duyduklarını bildirdi.

Halkın güveni ile gelişip istikrar içinde büyüyen Universal Bank’ın her koşulda önceliğinin ülke ekonomisine katkı sağlamak olduğunu belirten Kazım, Müteahhitler Birliği’ni ülkeye yaptıkları katkılardan dolayı takdir ettiğini vurguladı.

Gürcafer: “ Konutun bitmesi güvence altına alınacak”

İmzalan protokolle ilgili detaylı bilgi veren KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, sektörde yaşanan olumsuzluklara değinerek, bu proje ile geçmişte yaşanan birçok sorunun ortadan kalkacağını kaydetti.

“Bu protokol kapsamında, kimsenin satın aldığı konutun tapusunu almaması gibi bir sorunu kalmayacak, inşaatların yarım kalması gibi bir sorun da kalmayacak. Konutun bitmesi güvence altına alınacak” diyen Gürcafer, yakında  işbirliği protokolünün ilk somut adımı olacak bir pilot projeyi hayata geçirecekleri bilgisini verdi.

Bekiroğlu: “Geri dönüşümden hem çevre hem inşaat sahipleri kazançlı çıkacak”

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Erdoğan Bekiroğlu, Kanal T’de yayınlanan “Yarın Geç Olabilir” programında, Birliğin sorumluluğunu alarak çalışmalarını sürdürdüğü “Kazı, Yıkım ve İnşaatlardan Çıkan Atıkların Yönetimi ve Geri Dönüştürülmesi” projesi ile ilgili detayları anlattı. Proje hayata geçtiğinde hem çevrenin hem de inşaat sahiplerinin kazançlı olacağını vurgulayan Bekiroğlu, “Atık tesise girecek, geri dönüştürülecek ve çıkacak ürün satılarak buradan bir gelir elde edilecek. Çevre Bakanlığı ile imzalanan protokolde de belirtildiği gibi tesisten elde edilecek net gelirin yüzde 50’si inşaat kirliliğin kaldırılması ve ağaçlandırma da dahil çevre rehabilitasyonuna harcanacak” dedi.

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Erdoğan Bekiroğlu, Kanal T’de yayınlanan “Yarın Geç Olabilir” programında, bir süredir Birlik önderliğinde sürdürülen “Kazı, Yıkım ve İnşaatlardan Çıkan Atıkların Yönetimi ve Geri Dönüştürülmesi” ve yeniden ekonomiye kazandırılması ile ilgili detayları anlattı.

Birliğin birçok etkenden dolayı bu projeye adım attığını anlatan Bekiroğlu, “Etkenlerden biri çevre duyarlılığı, ikincisi sektör üzerinde oluşan olumsuz algının yıkılması, üçüncüsü ekonomik faktörlerdir” dedi.

“PROJE İVME KAZANDI”

İnşaat atıklarının yönetimi ve geri dönüşümü konusunda yapılan çalışmalar ve gelinen aşama hakkında bilgi veren Bekiroğlu şunları kaydetti:

“Projemizi geçen hafta düzenlediğimiz bilgilendirme toplantısı ile kamuoyu ve potansiyel paydaşlarımızla paylaştık. Bu toplantıda çok yapıcı öneriler ve yorumlar aldık. Bu toplantı ile kamuoyu desteği ararken kamuoyu baskısı oluştu. Böylece proje ivme kazandı.

Bu aşamaya gelene kadar, AB’nin yürüttüğü “Su/Atıksu ve Katı Atık Sektörü Kapasite Geliştirme Projesi 2. Evre Çalışmaları”nda görev alan Çevre Mühendisi Doğuç Veysioğlu ile temasa geçtik. Bu işi beraber yürütmeye başladık. İlk işimiz bir teknik rapor hazırlamak oldu. Şu anda bir taraftan diğer çalışmalar devam ederken, bir taraftan da fizibilite çalışmalarını sürdürmekteyiz. Aynı zamanda, bu çalışmaların sonlanması ile daha da netleşecek olan yönetim sistemi üzerinde çalışmaktayız.

Ayrıca, Çevre Mühendisi ve Katı Atık Uzmanı Sibel Paralik ile görüştük. Sibel Hanım Birliğimiz adına ve AB ile temas halinde  projenin teknik raporu ile ilgili çalışmaları yürüttü. Şimdiki aşama ise bu teknik rapor doğrultusunda bir fizibilite çalışmasıdır.”

TESİS İÇİN ARAZİ HAZIR

“Çevre Bakanlığı ile bu doğrultuda bir işbirliği protokolu imzaladık. Buna göre tesisin kurulması için bize Haspolat’ta bir arazi verildi. Ancak bu işin sürdürülebilir olması için çeşitli yerlerde arazilere ihtiyacımız olacak. Avrupa Birliği’nin master planı çerçevesinde toplama ve terfi istasyon alanları diye öngördükleri alanlar var. Düşüncemiz bu alanlardan da faydalanmaktır.

Öte yandan, Çevre Yasası altında İnşaat Atıklarının Bertarafı ile ilgili tüzük çalışması tamamlandı.  Temennimiz, en kısa zamanda bu tüzüğün ve diğer gerekli yasal düzenlemelerin tamamlanarak hayata geçmesidir. Çünkü bu atıkların yönetiminin doğru ve sürdürülebilir olması için yasal uygulamalar önemlidir.

Ayrıca, projenin yatırım maliyetinin ortaya çıkması lazım. Yatırım maliyeti için ön çalışma yaptık, fonlarla ilgili de çalışma yapıyoruz. Avrupa Birliği’nin fonları ile ilgili başvurularımız da olacak, kendi bütçemizden de kaynak ayıracağız.”

“GELİRİN %50’Sİ ÇEVRE REHABİLİTASYONU İÇİN HARCANACAK”

Kurulacak geri dönüşüm tesisi için bugüne kadar atılmış ve şu an atıl olarak duran inşaat atıklarının da hammadde olarak kullanılacağını belirten Bekiroğlu, maddenin tesise atık olarak girip geri dönüştürülerek ürün olarak çıkacağını kaydetti. Çıkan ürünün satılarak gelir elde edileceğini belirten Bekiroğlu, “Çevre Bakanlığı ile imzalanan protokolde de belirtildiği gibi tesisten elde edilecek net gelirin yüzde 50’si kirliliğin kaldırılması ve ağaçlandırma da dahil çevre rehabilitasyonuna harcanacak. Böylece mevcut atık alanlarını da temizleyecek ve rehabilite ederek çevreye verilen zararı da mümkün olduğunca gidermek için çalışacağız” dedi.