Kapat

Gürcafer: Kalkınma planlarımızı yapmamız şart

07 Mart 2021

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, salgının özelde inşaat sektörü genelde ülke ekonomisine etkilerini değerlendirdi.

Ülkede bilimsel temelde çalışmalara dayanan sosyo-ekonomik kalkınma planına ihtiyaç olduğunu kaydeden Gürcafer, devamında Faiz Yasası ve devlete, bankalara olan borçların yeniden yapılandırılmasına yönelik yapılandırma yasasının yapılması gerektiğini söyledi.

KTİMB Başkanı Gürcafer, Kıbrıs TV’de yayınlanan Parapolitik programına katılarak çok önemli açıklamalarda bulundu.

 

“İNŞAATTA CİDDİ BİR STOK VAR”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, KKTC’de salgının başladığın günden bugüne, kapanma dönemi hariç inşaatların devam ettiğini, şu anda ciddi bir stok olduğunu söyledi.

“Artık pazarlama noktasındayız” diyen Gürcafer, henüz bu hususta bir hareketlilik olmadığını kaydetti. Gürcafer, “Şu anda 2021 sezonunu kaçırmamaya odaklanmış durumdayız. Sezonun kaçırılmaması için neler yapmamız gerekirse onları yapıyoruz” dedi.

Program sunucusu Ali Çatal’ın sorusu üzerine, Türkiye’nin çok büyük ölçekli bir ülke olduğunu ve birçok sektörde bir planlama olmadığını kaydeden Gürcafer, arz talep dengesine göre oluşan bir konut sektörü de olmadığını da kaydetti.

KKTC’de ise arz talep dengesi çerçevesinde inşaat yapıldığını aktaran Cafer Gürcafer, KKTC’de yılda ortalama 10 bin konuk yapımının olduğunu, bunun 5 bininin iç piyasada barınma ihtiyacından dolayı ortaya çıkan talep olduğunu, 2 bininin yurtdışında yaşayan Kıbrıslı Türklerin geriye dönüşü ile alakalı olduğunu belirtti. Yılda 2-3 bin konutun da yabancıların emeklilik geçirme ve tatil amaçlı aldıkları konutlar olduğunu söyleyen Gürcafer, “yılda yapılan konut sayısı da bu talebi karşılamaya dönük olurdu. Bir anda pandemi çıkınca, bir sonraki yıl için yapılmış ve bu yılki yapılan proje bir yerde birleşti ve bir stok ortaya çıktı” dedi.

Cafer Gürcafer, “Eğer o inşaatlar yarım bırakılırsa hem istihdam bakımından hem de milli servetin heba edilmesi bakımından bu bir felakete dönüşür” diye konuştu.

KALKINMA PLANLARIMIZI YAPMAMIZ LAZIM”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, 2007 yılında yaşanan dik inişten, Anan Planı dönemi, Orams Davası’ndan sonra yaşanan keskin kırılmadan sonra çok daha tecrübeli olunduğunu, inşaat sektörünün bu krizi çok daha soğukkanlı, organize bir biçimde karşıladığını kaydetti.

Gürcafer, pandemi sürecinde sektörde endişeler, nakit sıkıntıları yaşandığını ancak iflasların olmadığını belirtti.

 

Gürcafer, “Tabi burada olay şudur; sezon açılıyor ama bizim ülkemizde kalkınma planlarımız yoktur. Örneğin siz yarın ‘ben buraya 10 bin konut başlıyorum’ derseniz, sizi engelleyen herhangi bir yasa yoktur. Dolayısıyla bizim kalkınma planlarımızı yapmamız, konut stratejimizi belirlememiz ve o konut stratejisine göre bölgesel olarak bunların nerelerde yapılacağını da planlamamız lazımdır” dedi.

“Doğa ve ekonomi ile barışık bir biçimde arz talep dengesini de dengeli bir biçimde planlamamız lazımdır” diyen Cafer Gürcafer, şöyle devam etti:

“Konut yapımızı buna göre yapmalıyız. Bu bir öz eleştiri bir eksikliktir. Genel olarak ülkenin kalkınma planları yoktur. Bu planlamayı yapıp yukarıdan aşağıya ülkesel fizik planı, ülkesel fizik planına uygun imar planları, imar planlarına uygun ekonomik politikalar… bu devam edip gider. Bu bizde olmadığı için bir tehlike var ve bu tehlike arz talep dengesizliğine gebedir. Ama biz kurumsal ve organize olmamız sebebi ile o eksikliğe, boşluğa rağmen olabildiğince süreci iyiye götürüyoruz. Ama bunun yasal bir zemine oturması lazımdır.”

 

“İSTİKRAR ÖNEMLİ”

Cafer Gürcafer, inşaat sektöründe yaşanan önemli sorunlardan birinin ise hükümetlerin sürdürülebilirliğindeki istikrarsızlık olduğuna vurgu yaptı.

Gürcafer, “Biz bir projeyi tam hayata geçirme aşamasında hükümet değişiyor. Sıfırdan başlamak zorunda kalıyoruz ve bir türlü projelerimizi neticelendiremiyoruz” dedi.

Dövizin yükselmesi ile insanların alım gücünün ciddi ölçüde düştüğünü söyleyen Gürcafer, “ancak alternatif var. Ya insanlarımızın alım gücünü arttıracaksınız, örneğin; 10 bin TL alıyorsa memur 10-12 bin TL vereceksiniz. Bunu yapamıyoruz. O zaman insanların alım gücüne göre konut yapacaksınız. Yani konut maliyetlerini aşağıya çekeceksiniz. Bunun yolu vardır. Sırf sosyal konut amaçlı ilk evini alacak kişilere yönelik bir alım kolaylığı yaratacak maliyeti aşağıya çekecek, bunu ucuzlatacak yöntemler vardır. Hem de bu yöntemlerle siz ülke ekonomisine ciddi katkı koyan yap-sektör sektörünü de olumsuz etkilemeden bunu yapabilirsiniz. Suiistimal edilmeden de yapabilirsiniz. Türkiye’de TOKİ kentsel dönüşüm için ortaya çıkmış bir kuruluştur ama zaman içerisinde Türkiye’nin en büyük müteahhidi oldu. Birçok firma da bundan dolayı battı. O şekilde de olmamalıdır” diye konuştu.

Gürcafer sözlerine şöyle devam etti:

“Türkiye’de koşullar çok farklıdır. Türkiye’de gecekondular kanayan yaraydı bunları çözmek için zaten daha farklı bir yöntem olmazdı, devlet eliyle olmasıydı yöntem ama bizde bunun aynısının olması mümkün değildi. Ama bizde de insanlarımızın konut ihtiyacını karşılama hususunda devlet ile KTİMB birlikte çalışabileceği ve yap-sat sektörünün de olumsuz etkilenmeyecek bir modelin geliştirilebileceğini biliyoruz.

Bütün hükümetlerle bunu paylaştık ama sorun şu ki tam bir yerlere varacaksınız hükümet değişiyor. Yeni hükümete de bunu anlatmanız lazımdır. Gelen de zaten koltuğa korkak bir yapı ile oturuyor. O hata yapmaktan korkmanın verdiği tedirginlik varken kurultay gündeme gelir, seçim gündeme gelir, görevden alınma alınmama, kabinenin değişip değişmemesi durumları gündeme gelir ve bu tür düşüncelerin hayata geçmesi başka bahara kalır. Tabi bu iş böyle gitmez. Tabi pandeminin yarattığı sıkıntılarla birlikte ülkede artık sistemin sorgulanması gerektiği de konuşulmaya başlandı. Bunların bütününü bütünlüklü şekilde ele alacağız.”

 

“BAZI YERLERDE YASAMANIN, YÜRÜTMENİN DOKUNMASINA İHTİYAÇ VAR”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, birliğin yaklaşık 40 çalışanı bulunduğunu ve her konuda uzmanı olan bir kurum olduğunu belirterek, KTİMB tarafından yapılan çalışmaların bütünün bilimsel olduğunu ifade etti.

“Birliğimizin hukukçusu, mimarı, mühendisi, şehir plancısı, ekonomisti, maliyecisi ve daha birçok alanda uzmanı var.  Dolayısıyla KTİMB’nin çalışmaları çok bilimsel çalışmalardır” diyen Gürcafer, “Bu çalışmaları da kendimize yapmıyoruz. Devletimizin yapısını biliyoruz. Eğer sıkıntılı bir yapı varsa onu sürekli eleştirerek ileriye varamazsınız yardımcı da olmanız lazımdır. Dolayısıyla bu çalışmaları hazırlarız ülkeyi yönetmek için gelen her ekip ile paylaşırız. Fakat bunları biz yalnız başımıza hayata geçiremeyiz. Bazı yerlerde yasamanın, yürütmenin dokunmasına ihtiyaç vardır” dedi.

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, “Örneğin arazi maliyetinin daire başına etkisi 10-15 bin pounddur. Bunu devlet verirse 60 bin pound olan bir konut otomatikman 45 bin pounda düşer. Bunun gümrük vergileri, inşaat malzemelerinin ülkeye girişinde yüzde 20 etkisi var onu da düşürdüğünüzde 30’a, 28’e düşer. Faiz Farkı Fonu’ndan biraz destek yaptığınızda bunları aşağıya çekebilirsiniz ama bunlar Bakanlar Kurulu kararı çıkarılıp yasal düzenlemeler yapılmadan olmaz” şeklinde konuştu.

 

“ANA HEDEF, SAVAŞTAN ÇIKMIŞ BİR TOPLUMU AYAĞA KALDIRMAK OLMALIDIR”

KTİMB Başkanı Gürcafer, ayrıca Faiz Yasası ve devlete, bankalara olan borçların yeniden yapılandırılmasına yönelik yapılandırma yasasının yapılması gerektiğini kaydetti.

Gürcafer, şöyle dedi: “Aslında uzun yıllardır bu faiz yasası hazırdır ama bir türlü yasallaşamadı. Bugün biz reel sektörlerin örgütleri olarak bir araya geldik. Bu memleketin yüzde 90’ı bu Faiz Yasası’nın arkasında duracak, yapılandırma yasasının arkasında duracak. Bilimsel temelde, ekonomistlerle, bankacılarla birlikte bir yasa hazırlanacak. Bu bankacılık sektörüne de ekonomimize de fayda sağlayacak ayrıca bütün işletmeleri kurtaracak şekilde bir çalışma olacak. Ana hedef, fahiş karlar elde edilmesi değil savaştan çıkmış bir toplumu ayağa kaldırmak olmalıdır.”