TARİH
n az Anadolu kadar eski bir tarihi olan Kıbrıs, birçok medeniyetin ve kültürün izlerini taşımış, medeniyetler tarihine ışık tutmuştur. Kıbrıs adasına insanların ilk ne zaman çıktığı konusu tartışmalıdır. Bazı arkeologlar, adada ilk insanın M.Ö. 7000 yılı civarında yaşadığı konusunda görüşler ileri sürmüşlerdir. Bununla birlikte uzmanlar, adada ilk yaşayanların M.Ö. 4000 – 3500 yıllarında Anadolu’dan geldiklerini söylemektedirler. Bu gelenlere ek olarak aşağı yukarı aynı tarihlerde Suriye’den gelenler de eklenmiştir. Neolitik çağda Kıbrıs’ta yaşayan insanlar küçük köyler halinde, denize yakın olmak üzere, ırmak kenarlarında tarıma elverişli yerlerde yaşamışlardır. Bu insanlar tarımla uğraşmakla birlikte avcılık ve balıkçılık ile de geçinmişlerdir.
TARİHE IŞIK TUTAN BİR GEÇMİŞ
Tunç çağında adaya yeni göçmenlerin gelmiş olduğu ve ada nüfusunun artmış olduğu anlaşılmaktadır. Bu dönemde adada madencilik yapılmış, cam nesneler üretilmiş ve çevre ülkeler ile ticaret yapılmıştır. Geç Tunç çağında Kıbrıs adası doğu Akdeniz’de önemli ticaret yollarının arasında bulunmuş ve önemli sayılabilecek kentlerini meydana getirmiştir.
PARLAK BİR DÖNEM
Lüzinyanlar döneminde Kıbrıs Avrupa’daki gibi feodal ilkelere göre yönetilmiştir; Latin kökenli ve Katolik olan Krallar, güvenlik güçlerini daha ziyade Lübnan’dan getirttikleri Arap kökenli Hıristiyan Maronitler’e dayandırmışlardır. Maronitler nüfusu 50 bini aşmış fakat çoğu, daha sonra Lübnan’a geri dönmüştür. Lüzinyanlar döneminde sanat ve mimari de Kıbrıs’ta doruk noktasına çıkmıştır.
DOĞU AKDENİZ’DEKİ CENNET
Stratejik konumu ve el değmemiş güzellikleriyle ilgi çeken Kıbrıs Akdeniz’in üçüncü büyük adasıdır. Kıbrıs, Kıbrıs politikasi nedeniyle siyasetçilerin, eski tarihi eserleriyle arkeologların, zengin bitki örtüsüyle biyologların, araştırmacıların ve yabancı turistlerin ilgi odağı olmuş ve her zaman gündemde kalmıştır.
“Kıbrıs” adının kökeni bilinmiyor. Kimisi, adanın burada çıkarılan bakıra ismini verdiğini söylüyor, kimisi de tuzlandıktan sonra asılan öküz derisine benzeyen biçiminden dolayı bu ismi aldığını söylüyor.
UYGARLIKLAR HARMANI
Kıbrıs coğrafi konumu nedeniyle Yakındoğu ve Ege uygarlıkları arasında bir köprü oluşturmaktadır. Kıbrıs sanatında bu uygarlıkların etkileri yerel geleneklerle kaynaşmış özgün bir yaratıcılığa dönüşmüştür. Kıbrıs tarihinde etkin olan uygarlıklar burada çeşitli eserler bırakmışlardır. Bu uygarlıklar arasında Yunan, Mısır, Asur, Pers uygarlıkları sayılabilir. Ortaçağ sıralarında adaya hakim olan Batı uygarlığı da adaya çeşitli eserler, özellikle kiliseler bırakmıştır. Osmanlılar zamanında bu kiliselerin bir kısmı camiye dönüştürülmüş, bir kısmına ise dokunulmamıştır. Ayrıca yine bu dönemde çeşitli camiler, türbeler, tekkeler, hamamlar, hanlar, konaklar ve kaleler inşa edilmiştir. Bu özellikleri ile Kıbrıs bir uygarlıklar harmanı gibidir.