Kapat

Tag cafer gürcafer

Gürcafer: Laf çok icraat yok. Utanıyorum ama yine sınıfta kaldık

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, iş sağlığı ve güvenliği konusunda, başta KTİMB olmak üzere sivil toplum örgütlerinin birçok projesi olduğunu ancak yasama ve yürütmenin bu konuda gerekli adımı atmamasından dolayı hiçbirinin hayata geçirilemediğini belirtti.

İş sağlığı ve güvenliği hususunda eksiklikleri giderme yolunda atılan adımların kaplumbağa hızından daha yavaş olduğunu dile getiren Gürcafer, “Dünya bu konuda mevzuatları yenilerken biz maalesef çağdaş dünyanın başladığı noktada bile değiliz” dedi.

“Laf çok, icraat yok” diyen Gürcafer, şöyle söyledi: “Her İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası’nda siyasiler bol bol mesajlar verip açıklamalar yapıyorlar, kameraları alıp, inşaatları geziyorlar, işçiye ve emeğe ne kadar değer verdiklerini söylüyorlar. Ancak iş sağlığı ve güvenliği politikasının hayata geçmesi için yapması gerekenleri hiçbir zaman yapmıyorlar. Örneğin; bütçe oluşurken bakın bakalım iş sağlığı ve güvenliği sorununu gidermek için kaç para ayrılmıştır? Ben eminim ki hiç para ayrılmamıştır.”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, “4-10 Mayıs İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası” nedeni ile yayımladığı mesajda, şunları kaydetti:

“İş sağlığı ve güvenliği konusunda sivil toplum örgütleri tarafından geçmişten günümüze ortaya konan projeleri kim ne kadar hatırlıyor veya ne kadar dikkate aldı, önemsedi? Üzgünüm ama bu husustaki notumuz çok kötüdür. İş sağlığı ve güvenliği önceliklerimiz arasında değildir. Bu konu bizi hem kendi kendimize hem de dünyaya rezil etmeye devam ediyor. Evine 2 kuruşluk ekmek parası sağlayabilmek için binlerce kilometre uzaktan gelip çalışan insanların hayatını yeterince önemseyen bir sistemimiz yok. Bu sistemi geliştirmek için maalesef gereğini yapmıyoruz. Biz sivil toplum örgütü olarak bu konuda bir sürü proje yaptık, yapmaya da devam ediyoruz ama yasamanın ve yürütmenin el atmadığı, katkı koymadığı hiçbir şeyi hayata geçirmek mümkün değildir. Dolayısıyla bizim önemsiyor olmamız yalnız başına yeterli değildir. Üzgünüm ama bir İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası’nda yine ülke olarak sınıfta kaldığımızı utana utana deklere ederim.”

Gürcafer, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle mesaj yayınladı

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle mesaj yayınladı.

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, mesajında, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Covid-19 nedeni ile dar kapsamda kutlanacağını belirterek “Çocuklarımızın Büyük Lider Mustafa Kemal Atatürk’ün kendilerine armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı gelecek yıl özgürce oyunlar oynayarak gönüllerince kutlamalarını dilerim dedi.

Gürcafer: İnsanların boynundaki ilmik her geçen gün daralıyor!

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, ülke ekonomisinin iyi bir noktada olmadığını kaydetti.

Bugüne kadar el yordamı ve deneme-yanılma yöntemi ile gelindiğini ifade eden Gürcafer, süreçte çoğu zaman yanılgıya düşüldüğünü ancak artık yanılma lüksünün kalmadığını belirtti.

“İnsanların boynundaki ilmik her geçen gün daralıyor” diyen Cafer Gürcafer, “Artık en doğrusunu yapmak zorundayız çünkü insanların boynundaki ilmik her geçen gün daralıyor, sıkıyor. Açlık, işsizlik ve bunlara bağlı travmalar her geçen gün bize daha fazla yanaşıyor. Hata payımız kalmadı. Bu da bizi endişelendiriyor” diye konuştu.

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, bugünün koşullarına bakıldığında aşıya ulaşan, aşılanmaya başlayan ülkelerin, ekonomik olarak açılımı yaptıklarını belirterek İngiltere ve İsrail’in de bu ülkelerden ikisi olduğuna dikkat çekti.

Gürcafer, “Biz maalesef aşıya ulaşamadık. Ulaşma hususunda tavrımız da ‘çok şükür olsun. Ne kadar olursa ne kadar verirlerse onunla idarece edeceğiz’ şeklinde. Aşıya ulaşma konusunda bir acizlik söz konusu.

‘Anavatan bize ne kadar aşı gönderirse biz onunla idare edeceğiz’ gibi bir yaklaşım var. Aşılanmanın olmaması durumunda ekonominin daha kötüye gideceği, işsizliğin artacağı aşikâr ama hükümetin bu noktalarda bir B planı, C planı yok, böyle bir çalışma da yok. ‘Paramız yok ne yapalım?’ gibisinden bir tavır içerisindedir, bu da kötü” ifadelerine yer verdi.

Özgür Gazete’de yayınlanan “Pınar Barut’la Özgür Haber” programına konuk olan Cafer Gürcafer, pandeminin inşaat sektörüne etkilerini de değerlendirdi.

 

“Sığınacak liman olma fırsatını kaçırmamak gerekir”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, ülkede inşaat sektöründen evine ekmek götüren insan sayısının yüzde 30 civarında olduğuna dikkat çekerek, 70’e yakın alt sektörün, inşaat sektöründen beslendiğini kaydetti.

Annan Planı sonrasında yaşanan krize işaret eden Gürcafer, sektörün artık daha kurumsal bir yapıda olduğunu dolayısıyla paniğe kapılmadan doğru bir şekilde ilerlediklerini belirtti.

Ancak gelinen noktada ortaya 25 bin kadar bir konut fazlası çıktığını ifade eden Gürcafer, bu konutların paraya dönüşüp 70 sektöre dağılması ve ekonominin çarklarının dönmesi için tekrarlanması gerektiğini söyledi.

Gürcafer, “Şu anda 25 bin kadar konut fazlası oluştu. Bu hem bankacılık sektörünü hem genel olarak ülke ekonomisini ilgilendiren önemli bir konu hem de devamlılığın sağlanabilmesi adına önemli bir konudur.

Hükümet ile sürekli görüşüyoruz. Maalesef pazarlama hususunda çok bilimsel çalıştığımızı söyleyemem. Örneğin, ‘Bir model, proje geliştirelim de konut almak isteyen Finlandiyalı, Danimarkalı, İsveçli, Norveçli, 60-70 yaşına gelmiş olan insanlar var. Bunlar sığınacak bir liman arıyorlar. ‘Bunu bir avantaja çevirelim diyoruz’ ama maalesef bu konuda herhangi bir proje çalışması yok. Böyle bir arayış, gaile de yok. Son dönemlerde bu açılımla birlikte konut almak için gelecek olan insanlara yönelik bir açılım da olacağı söyleniyor ama net bir şey yok” diye konuştu.

 

“Yeniden hükümet olmayı hedefleyen atamalar bizi üzdü”

KTİMB Başkanı Gürcafer, ülke bir savaş halindeyken kurultayları, seçimi, tekrar seçilmeyi, tekrar hükümet olmayı hedefleyen atamalar yapıldığını ve bu durumdan son derece rahatsız olduğunu ifade etti.

Atamalar konusunda Cafer Gürcafer şöyle konuştu: “Sıradan dönemlerde bir siyasi parti seçim kazanmayı düşünebilir buna dönük yatırım yapabilir, dengelere oynayabilir. Vasıfsız, niteliksiz insanları da bu uğurda bir yerlere getirebilir ama böyle bir savaş içinde olduğumuz dönemde, en küçük hataya bile tahammülümüz yokken kesinlikle liyakatle gelinmesi gereken makamlara hiç deneyimi olmayan insanları atamış olmalarını bizde inanılmaz bir hayal kırıklığı yaşatmıştır. Geleceğe olan umutlarımızı zedelemiştir. Tabi gün gelir bu halk bunun hesabını sorar. Bunu tüm kabine için söylemiyorum. Canla başla çalışan da var. Canla başla çalışan bürokratlarımız da var ama geneline baktığımız zaman bu savaşta en iyi komuta kadrosu görmek isterdim maalesef krizi, salgını önlemeye yönelik değil, kaynakları olabildiğince adil yönetmeye yönelik değil, kurultayları, seçimi, tekrar seçilmeyi, tekrar hükümet olmayı hedefleyen atamalar oldu. Bunlar da bizi çok rahatsız etti, çok üzdü.”

 

“5 yıllık reformlara ihtiyacımız var”

Gürcafer, erken seçim konusunda yaptığı açıklamada ise Kendi ayakları üzerinde duran ekonomiyi oluşturacak, göçleri engelleyecek, reformları, ekonomik politikaları hayata geçirecek bir yapıya ihtiyaç olduğuna vurgu yaptı.

Reform hükümeti ihtiyacına işaret eden Gürcafer, “5 yıllık reformlara ihtiyacımız var. Salgın birçok şeyi daha berrak görmememizi sağladı. Bu yapı sürdürülebilir bir yapı değil. Kendi ayakları üzerinde duran ekonomiyi oluşturacak, göçleri engelleyecek, reformları, ekonomik politikaları hayata geçirecek bir yapıya ihtiyacımız vardır. Dolayısıyla ivedili bir şekilde seçim yapılıp netliğe kavuşulmalıdır” diye konuştu.

Kurultay ve benzer kaygıların siyasetin önceliğini oluşturduğunu söyleyen Gürcafer, “bu dönemde bunun kabul edilebilir değildir. Buna bir son verilmelidir. Buna da bir erken seçim son verebilir” dedi.

 

 

Faiz Yasası ve Borçların Yapılandırması Yasası yasa çalışmaları sürüyor

Sivil toplum örgütleri, Faiz Yasası ve Borçların Yapılandırması Yasası yasa çalışmaları gündemi ile yeniden bir araya geldi.

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) merkez binasında, Şevket Abohorlu Toplantı Salonu’nda dün sabah yapılan toplantıya yasa çalışmalarını yapan hukukçular da katıldı.

Hukukçular, çalışmaları hakkında detaylı bilgi verdi, konu yasaların Avrupa ve dünyadaki örnekleri araştırılıp incelenerek oluşturulan bir rapor okundu.

Faiz Yasası ve Borçların Yapılandırması Yasalarının aciliyetine atıfta bulunulan toplantıda yasa çalışmalarının hızlandırılması hususunda fikir birliğine varıldı.

 

 

 

KTİMB yetkilileri Bakan Canaltay’ı ziyaret etti

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, Asbaşkan Erdim Oras, KTİMB Yönetim Kurulu Üyesi (Yazman) Yağmur Özyalçın ile (Faal üye) Burçin Döveç, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Resmiye Canaltay’a nezaket ziyaretinde bulundu.

Ziyarette; İnşaat sektörünün geliştirilmesi, sektörde ara eleman yetiştirilmesi ve Yapı İşleri İhalelerinde Uygulanan Esaslar ve Usuller Tüzüğü değişikliği, 18/1998 ve 19/1998 Sayılı Müteahhitler Birliği ve Encümen Yasaları hakkında görüş alışverişi yapıldı. Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) ile İnşaat Encümeni’nin birlikte yürütmesi gereken projelerin takvimlendirilip hayata geçirilmesi konusunda görüş birliğine varıldı.

Olumlu bir havada geçen görüşmede en erken zamanda yeniden bir araya gelinmesi konusunda hemfikir olundu.

 

Gürcafer, Girne’ye yapılacak olan hastanenin ihalesinin iptalini istedi: Bu işin peşini bırakmayacağız!

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, Girne’ye yapılacak olan hastanenin ihalesinin iptalini istedi. Gürcafer, tüzüklerin düzeltilmesinin ardından ihalenin tekrar açılması gerektiğini ifade ederek, “Bizim 15 milyon TL’yi ya da 10 milyon TL’yi birilerinin cebine attıracak durumumuz yoktur! Bu işin peşini bırakmayacağız” dedi.

 

Haberin ayrıntıları için tıklayınız >>>https://www.kibrispostasi.com/c35-KIBRIS_HABERLERI/n372462-cafer-gurcafer-girneye-yapilacak-olan-hastanenin-ihalesinin-iptalini-istedi-bu-isin-pesini-birakmayacagiz?fbclid=IwAR2F5qZCZwSr-IG87isQSIqnIOekBzA7jIiT0laPaC1Hry38yzGIAc-5In0

Gürcafer: Kararlıyız. Hem faiz hem de yapılandırma yasasını hazırlayacağız

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, Özgür Gazete’de yayınlanan “Pınar Barut’la Özgür Haber” programına konuk olarak pandeminin ekonomiye etkilerini değerlendirdi, 15 örgüt tarafından dün yayınlanan ortak bildirinin içeriğine ilişkin açıklamalarda bulundu.

Pandeminin tüm dünyada ciddi bir ekonomik kayba neden olduğunu belirten KTİMB Başkanı Gürcafer, aşının bulunmasıyla birlikte birçok ülkenin ekonomilerini ayağa kaldırmak için çalışmalarını başlattığını söyledi.

Gelişmiş ülkelerin sağlıkla ekonominin paralel yürüyeceği bir model geliştirdiğini kaydeden Cafer Gürcafer, ortaya çıkacak ekonomik pastadan KKTC’nin de pay alması gerektiğini dile getirdi.

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, “Pandemi kaynaklı ciddi travma yaşamış milyarlarca insan var. Belli ki bu travmadan sonra turizm çok hareketlenecek. Herkesin hedefi; bu noktada ortaya çıkacak ekonomik pastadan pay almaktır. Ülkemizde ise bu hususta herhangi bir plan, program ve çalışma görmedik” diye konuştu.

Devletin bu hususta atacağı adımların önemine dikkat çeken Gürcafer, ‘serbest piyasa ekonomisi kendi kendini tedavi eder’ yaklaşımının tüm işletmelerin batması anlamına geleceğini kaydetti ve bu tür bir yaklaşımın kesinlikle kabul edilemeyeceğini ifade etti.

Cafer Gürcafer, “Bu savaş halidir. Birçok ülkede devlet, bu savaşı kaybetmemek adına toplumu ile birlikte mücadele verirken KKTC’de ekonomiyi ayağa kaldıracak bir çalışma, program yapılmadı, yapılacak gibi de görünmüyor. Bunun sinyallerini almaya başladığımız için STÖ’ler olarak ortak bir bildiri yayınlayarak uyarıda bulunduk” dedi.

 

“FAİZ VE YAPILANDIRMA YASASI ÇALIŞMALARINI BİZ YAPACAĞIZ”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, devlet başta olmak üzere altındaki tüm kurum, kuruluşların pandemiden zarar gördüğünü, bankacılık sektörünün de bundan payını alacağını dile getirdi.

Gürcafer, ülke ekonomisinin çarklarını döndüren yüzlerce işletmenin bu savaştan sağ çıkabilmesi için Faiz Yasası ve devlete, bankalara olan borçların yeniden yapılandırılmasına yönelik bir Yapılandırma Yasası’na ihtiyaç olduğunu belirtti.

“Bu işletmeleri kurtaracak, borçlarını ödenebilir vadelere yayacak, ödenebilir faiz oranlarını sağlayacak yasal düzenlemeye ihtiyaç var” diyen Gürcafer, “Kesinlikle kararlıyız. Faiz ve yapılandırma yasasını hazırlayıp hem iktidar hem de muhalefet ile paylaşacağız ama bunu yaparken bencilce bir yaklaşım da sergileyemeyeceğiz. İlgili yasa çalışmalarını bankacılık sektörünü de zarara sokmadan, dünyadaki doğru örnekleri kullanarak yapacağız” şeklinde konuştu.

 

“GÖRMEZDEN GELİNİRSE TEPKİMİZ SERT OLACAK”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, taleplerinin karşılık bulmaması halinde gereken en sert tepkiyi göstermekten de çekinmeyeceklerini ifade etti.

Gürcafer, “Günün sonunda ‘hayat normale döndü, herkes başının çaresine baksın’ noktasına gelinmesini istemiyoruz. Evet. Yalnızca eleştirerek, kavga ederek bir yere gidemeyiz. Yapıcı da olmak lazımdır. Fakat bu konuda görmezden gelmeye çalışılması durumunda yapıcı olamayacağız. Bu örgütler daha da artarak sokağa dökülecektir” dedi.

Gürcafer 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü selamladı

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” dolayısıyla mesaj yayımladı.

Gürcafer yayımladığı mesajda, şiddetin, fiziksel, cinsel ve psikolojik olabileceği gibi, ekonomik istismar şeklinde de olabildiğini kaydederek kadına yönelik her türlü şiddetin son bulması, ayrıca kadının siyasette, çalışma yaşamında ve sosyal yaşamda daha etkin olması için yetkilileri keskin kararlar almaya çağırdı.

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, adil bir yaşam dileği ile tüm kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü selamladığını kaydetti.

 

 

 

Gürcafer: Kalkınma planlarımızı yapmamız şart

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, salgının özelde inşaat sektörü genelde ülke ekonomisine etkilerini değerlendirdi.

Ülkede bilimsel temelde çalışmalara dayanan sosyo-ekonomik kalkınma planına ihtiyaç olduğunu kaydeden Gürcafer, devamında Faiz Yasası ve devlete, bankalara olan borçların yeniden yapılandırılmasına yönelik yapılandırma yasasının yapılması gerektiğini söyledi.

KTİMB Başkanı Gürcafer, Kıbrıs TV’de yayınlanan Parapolitik programına katılarak çok önemli açıklamalarda bulundu.

 

“İNŞAATTA CİDDİ BİR STOK VAR”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, KKTC’de salgının başladığın günden bugüne, kapanma dönemi hariç inşaatların devam ettiğini, şu anda ciddi bir stok olduğunu söyledi.

“Artık pazarlama noktasındayız” diyen Gürcafer, henüz bu hususta bir hareketlilik olmadığını kaydetti. Gürcafer, “Şu anda 2021 sezonunu kaçırmamaya odaklanmış durumdayız. Sezonun kaçırılmaması için neler yapmamız gerekirse onları yapıyoruz” dedi.

Program sunucusu Ali Çatal’ın sorusu üzerine, Türkiye’nin çok büyük ölçekli bir ülke olduğunu ve birçok sektörde bir planlama olmadığını kaydeden Gürcafer, arz talep dengesine göre oluşan bir konut sektörü de olmadığını da kaydetti.

KKTC’de ise arz talep dengesi çerçevesinde inşaat yapıldığını aktaran Cafer Gürcafer, KKTC’de yılda ortalama 10 bin konuk yapımının olduğunu, bunun 5 bininin iç piyasada barınma ihtiyacından dolayı ortaya çıkan talep olduğunu, 2 bininin yurtdışında yaşayan Kıbrıslı Türklerin geriye dönüşü ile alakalı olduğunu belirtti. Yılda 2-3 bin konutun da yabancıların emeklilik geçirme ve tatil amaçlı aldıkları konutlar olduğunu söyleyen Gürcafer, “yılda yapılan konut sayısı da bu talebi karşılamaya dönük olurdu. Bir anda pandemi çıkınca, bir sonraki yıl için yapılmış ve bu yılki yapılan proje bir yerde birleşti ve bir stok ortaya çıktı” dedi.

Cafer Gürcafer, “Eğer o inşaatlar yarım bırakılırsa hem istihdam bakımından hem de milli servetin heba edilmesi bakımından bu bir felakete dönüşür” diye konuştu.

KALKINMA PLANLARIMIZI YAPMAMIZ LAZIM”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, 2007 yılında yaşanan dik inişten, Anan Planı dönemi, Orams Davası’ndan sonra yaşanan keskin kırılmadan sonra çok daha tecrübeli olunduğunu, inşaat sektörünün bu krizi çok daha soğukkanlı, organize bir biçimde karşıladığını kaydetti.

Gürcafer, pandemi sürecinde sektörde endişeler, nakit sıkıntıları yaşandığını ancak iflasların olmadığını belirtti.

 

Gürcafer, “Tabi burada olay şudur; sezon açılıyor ama bizim ülkemizde kalkınma planlarımız yoktur. Örneğin siz yarın ‘ben buraya 10 bin konut başlıyorum’ derseniz, sizi engelleyen herhangi bir yasa yoktur. Dolayısıyla bizim kalkınma planlarımızı yapmamız, konut stratejimizi belirlememiz ve o konut stratejisine göre bölgesel olarak bunların nerelerde yapılacağını da planlamamız lazımdır” dedi.

“Doğa ve ekonomi ile barışık bir biçimde arz talep dengesini de dengeli bir biçimde planlamamız lazımdır” diyen Cafer Gürcafer, şöyle devam etti:

“Konut yapımızı buna göre yapmalıyız. Bu bir öz eleştiri bir eksikliktir. Genel olarak ülkenin kalkınma planları yoktur. Bu planlamayı yapıp yukarıdan aşağıya ülkesel fizik planı, ülkesel fizik planına uygun imar planları, imar planlarına uygun ekonomik politikalar… bu devam edip gider. Bu bizde olmadığı için bir tehlike var ve bu tehlike arz talep dengesizliğine gebedir. Ama biz kurumsal ve organize olmamız sebebi ile o eksikliğe, boşluğa rağmen olabildiğince süreci iyiye götürüyoruz. Ama bunun yasal bir zemine oturması lazımdır.”

 

“İSTİKRAR ÖNEMLİ”

Cafer Gürcafer, inşaat sektöründe yaşanan önemli sorunlardan birinin ise hükümetlerin sürdürülebilirliğindeki istikrarsızlık olduğuna vurgu yaptı.

Gürcafer, “Biz bir projeyi tam hayata geçirme aşamasında hükümet değişiyor. Sıfırdan başlamak zorunda kalıyoruz ve bir türlü projelerimizi neticelendiremiyoruz” dedi.

Dövizin yükselmesi ile insanların alım gücünün ciddi ölçüde düştüğünü söyleyen Gürcafer, “ancak alternatif var. Ya insanlarımızın alım gücünü arttıracaksınız, örneğin; 10 bin TL alıyorsa memur 10-12 bin TL vereceksiniz. Bunu yapamıyoruz. O zaman insanların alım gücüne göre konut yapacaksınız. Yani konut maliyetlerini aşağıya çekeceksiniz. Bunun yolu vardır. Sırf sosyal konut amaçlı ilk evini alacak kişilere yönelik bir alım kolaylığı yaratacak maliyeti aşağıya çekecek, bunu ucuzlatacak yöntemler vardır. Hem de bu yöntemlerle siz ülke ekonomisine ciddi katkı koyan yap-sektör sektörünü de olumsuz etkilemeden bunu yapabilirsiniz. Suiistimal edilmeden de yapabilirsiniz. Türkiye’de TOKİ kentsel dönüşüm için ortaya çıkmış bir kuruluştur ama zaman içerisinde Türkiye’nin en büyük müteahhidi oldu. Birçok firma da bundan dolayı battı. O şekilde de olmamalıdır” diye konuştu.

Gürcafer sözlerine şöyle devam etti:

“Türkiye’de koşullar çok farklıdır. Türkiye’de gecekondular kanayan yaraydı bunları çözmek için zaten daha farklı bir yöntem olmazdı, devlet eliyle olmasıydı yöntem ama bizde bunun aynısının olması mümkün değildi. Ama bizde de insanlarımızın konut ihtiyacını karşılama hususunda devlet ile KTİMB birlikte çalışabileceği ve yap-sat sektörünün de olumsuz etkilenmeyecek bir modelin geliştirilebileceğini biliyoruz.

Bütün hükümetlerle bunu paylaştık ama sorun şu ki tam bir yerlere varacaksınız hükümet değişiyor. Yeni hükümete de bunu anlatmanız lazımdır. Gelen de zaten koltuğa korkak bir yapı ile oturuyor. O hata yapmaktan korkmanın verdiği tedirginlik varken kurultay gündeme gelir, seçim gündeme gelir, görevden alınma alınmama, kabinenin değişip değişmemesi durumları gündeme gelir ve bu tür düşüncelerin hayata geçmesi başka bahara kalır. Tabi bu iş böyle gitmez. Tabi pandeminin yarattığı sıkıntılarla birlikte ülkede artık sistemin sorgulanması gerektiği de konuşulmaya başlandı. Bunların bütününü bütünlüklü şekilde ele alacağız.”

 

“BAZI YERLERDE YASAMANIN, YÜRÜTMENİN DOKUNMASINA İHTİYAÇ VAR”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, birliğin yaklaşık 40 çalışanı bulunduğunu ve her konuda uzmanı olan bir kurum olduğunu belirterek, KTİMB tarafından yapılan çalışmaların bütünün bilimsel olduğunu ifade etti.

“Birliğimizin hukukçusu, mimarı, mühendisi, şehir plancısı, ekonomisti, maliyecisi ve daha birçok alanda uzmanı var.  Dolayısıyla KTİMB’nin çalışmaları çok bilimsel çalışmalardır” diyen Gürcafer, “Bu çalışmaları da kendimize yapmıyoruz. Devletimizin yapısını biliyoruz. Eğer sıkıntılı bir yapı varsa onu sürekli eleştirerek ileriye varamazsınız yardımcı da olmanız lazımdır. Dolayısıyla bu çalışmaları hazırlarız ülkeyi yönetmek için gelen her ekip ile paylaşırız. Fakat bunları biz yalnız başımıza hayata geçiremeyiz. Bazı yerlerde yasamanın, yürütmenin dokunmasına ihtiyaç vardır” dedi.

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, “Örneğin arazi maliyetinin daire başına etkisi 10-15 bin pounddur. Bunu devlet verirse 60 bin pound olan bir konut otomatikman 45 bin pounda düşer. Bunun gümrük vergileri, inşaat malzemelerinin ülkeye girişinde yüzde 20 etkisi var onu da düşürdüğünüzde 30’a, 28’e düşer. Faiz Farkı Fonu’ndan biraz destek yaptığınızda bunları aşağıya çekebilirsiniz ama bunlar Bakanlar Kurulu kararı çıkarılıp yasal düzenlemeler yapılmadan olmaz” şeklinde konuştu.

 

“ANA HEDEF, SAVAŞTAN ÇIKMIŞ BİR TOPLUMU AYAĞA KALDIRMAK OLMALIDIR”

KTİMB Başkanı Gürcafer, ayrıca Faiz Yasası ve devlete, bankalara olan borçların yeniden yapılandırılmasına yönelik yapılandırma yasasının yapılması gerektiğini kaydetti.

Gürcafer, şöyle dedi: “Aslında uzun yıllardır bu faiz yasası hazırdır ama bir türlü yasallaşamadı. Bugün biz reel sektörlerin örgütleri olarak bir araya geldik. Bu memleketin yüzde 90’ı bu Faiz Yasası’nın arkasında duracak, yapılandırma yasasının arkasında duracak. Bilimsel temelde, ekonomistlerle, bankacılarla birlikte bir yasa hazırlanacak. Bu bankacılık sektörüne de ekonomimize de fayda sağlayacak ayrıca bütün işletmeleri kurtaracak şekilde bir çalışma olacak. Ana hedef, fahiş karlar elde edilmesi değil savaştan çıkmış bir toplumu ayağa kaldırmak olmalıdır.”

 

 

Gürcafer: Protokol merhemdir ama yaralarımızı sarmaya yetmez

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, 2021 yılı İktisadi ve Mali İş Birliği Protokolü’nün ülke ekonomisindeki yaraları sarmaya yeterli olmadığını belirterek, “rehavete kapılmayalım” uyarısında bulundu.

KTİM Başkanı Gürcafer, “Protokolün ekonomiye katkısı olacağını düşünüyorum. Ama ‘Protokol imzalandı, para gelecek ve tüm dertlerimiz, sıkıntılarımız bitti. Ekonomimiz güllük gülistanlık oluyor’ diye bir şey yoktur. Sakın o yanılgıya girmeyelim. Oradan gelecek olan 300-500 milyon TL merhemdir, faydası vardır, tedavi edicidir, yardımcıdır ama bizim yaralarımızı sarmaya yetmez” dedi.

Gürcafer, Ses Kıbrıs’ta yayınlanan “Kıbrıs’ın Nabzı” programına konuk olarak 2021 yılı İktisadi ve Mali İş Birliği Protokolü’nü değerlendirdi, Aytuğ Tükkan’ın gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

 

“TÜRKİYE, ‘DİPSİZ KUYUYA ARTIK KATKI YAPMAYACAĞIM’ KONUSUNDA ÇOK KARARLI”

KTİM Başkanı Cafer Gürcafer, Ekonomik Örgütler Platformu (EÖP) olarak Ankara’da gerçekleştirdikleri toplantıların kendisinde Türkiye’nin, artık dipsiz kuyuya katkı yapmamaya kararlı olduğu şeklinde intiba uyandırdığını söyledi.

 Gürcafer, protokoldeki rakamların direkt piyasaya düşecek ve ekonomiye katkı koyacak rakamlar olduğunu, bütçe açığını kapatacak veya kamu giderlerinin karşılanması için verilecek bir rakam olmadığını dile getirdi.

Cafer Gürcafer, şöyle dedi: EÖP olarak Ankara’da yaptığımız temasların neticesinde gördüğüm kadarı ile Türkiye, ‘dipsiz kuyuya artık katkı yapmayacağım’ konusunda çok kararlı. ‘Bizim yapabileceğimiz yardım; bir şekilde katma değere dönüşecek ve çok doğru projelerle ilgili olacak. Yani direkt olarak toplumun refahına, ekonominin, sosyal yaşamın gelişmesine katkı koyacak şekilde olacak’ diyor. Dolayısıyla protokolün içeriğinde reel sektöre verileceği söylenen bir katkı, organize sanayi bölgelerinin yapılması ile ilgili bir karar var. Bütün bunlar altyapıya yapılacak yatırımlarla alakalıdır. Direkt olarak piyasaya düşecek ve ekonomiye katkı koyacak rakamlardır. Alınıp da bütçe açığını kapatacak olan veya kamu giderlerinin karşılanması için verilecek olan bir rakam değildir.

 

“REHAVETE KAPILINMAMALI”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, protokolün ekonomiye katkısı olacağını belirtti, Ama ‘Protokol imzalandı, para gelecek ve tüm dertlerimiz, sıkıntılarımız bitti. Ekonomimiz de güllük gülistanlık oluyor’ diye bir şey yoktur. Sakın o yanılgıya girmeyelim” uyarısında bulundu.

Gürcafer, “Bu bir nebze nefes almaktır, piyasaya katkıdır. Çok önemlidir, bu verilecek olan 3,5 milyar TL’nin bir bilimsel çalışma neticesinde ekonomiye katkı yapacak şekilde kullanılması çok çok önemlidir ama tüketim amaçlı kullanılması halinde hiçbir işe yaramaz” dedi.

Gürcafer, EÖP’ün Türkiye’de yaptığı temaslarda ısrarla üzerinde durduğu konulardan birinin de ekonomik kalkınma planı olduğunu kaydetti.

KKTC’nin bir kalkınma planı olmadığına dikkat çeken Gürcafer, her iktidar döneminde, KKTC’de her iktidar değiştiğinde, Türkiye’de her bakan değiştiğinde ortaya farklı farklı vizyonlar, kişilerin vizyonları ile alakalı da farklı ekonomik politikalar ortaya konduğunu söyledi.

Bunun yanlış olduğunu belirten Cafer Gürcafer, KKTC’de uzun süreli kalkınma planları yapılması, bu planların da bilimsel çalışmalar temeline dayandırılması, bunun da Kıbrıs Türkü tarafından yapılması gerektiğini dile getirdi.

Gürcafer, “Türkiye’den gelen katkı ile bu planları yapmamız lazım ve Türkiye’nin yardımları bu planlar doğrultusunda olmalıdır. Aksi halde yapılan katkı, palyatif, hediye gibi olur. Sürdürülebilir, ekonomiyi ayağa kaldıran, kişi başı milli geliri arttıran bir katkı olmaz. Bunu Türkiye’de ben gündeme getirdim. Özellikle söyledim” dedi.

 

“İMAR PLANLARI KALKINMA PLANININ ÖNEMLİ BİR PARÇASIDIR”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, imar planlarının, kalkınma planının önemli bir parçası olduğunu ancak geçmişten bugüne imzalanan hiçbir protokolde imar planları için ayrılan bir kaynak olmadığını söyledi. Bu konuyu Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın gündemine de getirdiklerini söyleyen Gürcafer, Oktay’ın bu hususta kendilerini haklı bulduğunu söyledi.

İmar planlarının oluşturulması için ciddi ekipmana ve güçlü bir ekibe ihtiyaç olduğunu kaydeden Gürcafer, “3-5 personel ile bu iş yapılmaz. İmkansızlıklarla bir baraka içerisinde o ekibin bütün ülkenin planlamasını yapmasını beklerseniz daha çok beklersiniz. Bu iş ekip işidir. 60 kişilik bir ekip oluşturursunuz ve bu ekipte ekonomistler, sosyologlar, toplum bilimciler olur, bu kişiler de bizim insanlarımızdan seçilir. Ekipmanı da sağlarsınız, 3-5 milyon TL’lik bütçeyi koyar ve 2021 yılının başından sonuna kadar, Yeşilırmak’tan Dipkarpaz’a kadar bütün ülkenin imar planlarını yaparsınız. Zaten Ülkesel Fizik Planı vardır. Bu planlana göre gidersiniz” diye konuştu.

Cafer Gürcafer, konuşmasının devamında şu açıklamaları yaptı:

Artık TC-KKTC ilişkileri artık çok daha ciddi. KKTC’nin ekonomisinin ayağa kaldırılması, Doğu Akdeniz’de tanınmıyor olsa bile, Tayvan da tanınmaz ama tüm dünya ile iş ilişkisi vardır. Dolayısıyla KKTC’de bu olsun diye daha ciddi bir irade var bugün ama bu bir arayıştır ve bu arayış doğru şekilde planlanmazsa doğru netice elde etmeyeceğiz. Bizim iş ilişkilerimizin bile hangi noktada olacağı hala daha belli değil. Ortaklıklar kurulacak tamam ama nasıl olacak? Hangi konularda olacak? Bütün bunlar işte o ekonomik kalkınma planının detaylarıdır. Biz sondan başlıyoruz. Yani ‘vitrinde gözüksün de içini doldururuz’ olmaz. Detayını çalışmamız bunu da çok fazla gecikmeden yapmamız lazımdır.

 

“SİSTEMDE VERİMLİLİĞİ TARTIŞMAMIZ LAZIMDIR”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, ülkedeki yapısal bozuklukların giderilmesi noktasında STÖ’lerin birlikte adım atması gerektiğini kaydetti.

“Geldiğimiz nokta sürdürülebilir değildir” diyen Gürcafer, “Bizde yapısal bozukluklar vardır. Bu yapısal bozukluk, nasıl başladı? Nereden başladı ve nereden geldi? Zaman içerisinde birikerek bir enkaz yığınına dönüştü. Bugün siyasette olan insanlar bunun sorumlusu değildir. O günün siyasetçilerinin yanlışları, ihmalleri, doğru öngörüde bulanmamaları neticesinde atmış oldukları adımlarla bu ülke, bu hale geldi. Battık, bir şekilde yukarı çıkmamız lazım. Yapısal bozukluklarımızı gidermek için STÖ’ler olarak bu hususta adım atmamız lazımdır. Siyaset ile de görüşerek onu yapıyoruz zaten” ifadelerini kullandı.

Gürcafer, “Bana ne Seçim Yasası’ndan ya da siyasi partilerle ilgili yasadan. İşte bundan dolayı ben ilgilenirim çünkü sistemin bütünün çökmüş olmasında onun da payı vardır. Sistemi düzeltebilmek için onu da düzeltmem lazımdır. Siyaset sektörü, ülkeyi yöneten sektördür. Bana göre, en iyi insan kaynaklarından oluşması lazımdır. Dolayısıyla demek ki sisteminde bir arıza vardır ki bu ülkeyi iyi yönetemiyor. Meclise 5-10 iyi insan, çok değerli insan da gönderirsin ama etrafına bakar adam sersem olur. ‘Arkadaşlar, kusura bakmayın, bu iş bana göre değil’ der ve hiçbir şey yapmadan 5 yıl sonra kaçar gider. Bunun olmaması lazımdır. Bizim en değerlilerimizi meclise gönderip sistemde verimliliği tartışmamız lazımdır” dedi.

 

“BENİM SİYASETÇİM YAPMASI GEREKENİ YAPMIYOR”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, ihaleler konusunda da önemli açıklamalarda bulundu.

Gürcafer, “Bu işin iki bacağı var biri 90’lı yıllarda Ecevit iktidarının olduğu dönemde yine böyle tartışmalar vardı. O zaman ‘Siz araç ve makine parkı bakımından yeterli değilsiniz. Biz size küçük yollar verelim. Köy bağlantı yolları ve köy yollarını verelim. Siz bu işlerle yavaş yavaş kendinizi geliştirin. Siz kendinizi geliştirdikten sonra da büyük yolları artık burada ihale edelim’ dendi. Tabi bu buzun üzerine yazıldı.  O günün siyasetçilerinin gitmesi ile birlikte bu da gitti” dedi.

Gürcafer, bugünkü tabloya bakıldığında ise ülkede o dönemde 3 derme çatma asfalt fabrikası varken, bugün 13 asfalt fabrikası, 100 milyon doların üzerinde de bir makine filosu oluştuğunu kaydetti.

Cafer Gürcafer, şöyle dedi: “Bugün, bu kadar sıkıntı varken Türkiye’de ‘biz sizin bütün yollarınızı yapıyoruz’ gibi gelip de burada müjde vermiş olmasının kendi bakımından takdirle karşılanması beklenirken bizim tepkimiz ile karşılaştı. Çünkü benim siyasetçim yapması gerekeni yapmıyor. Bunun bizim insanımız, ekonomimiz için ne anlama geldiğini gidip anlatmıyor. ‘Doğrudur efendim, siz yapın, haklısınız’ diyor. Dolayısıyla bu bizde ciddi sıkıntı yarattı.”

İhaleler konusundaki ikinci bacağını ise şu şekilde açıkladı:

“Biz altyapı olarak geliştik ve bu işleri yapabilecek kapasitedeyiz. Öte yandan biz paralı değiliz. Bu da çirkin bir yakıştırmadır. Çok üzgünüm, benim siyasetçilerim tarafından da bu konuşulurken ‘Kıbrıs’taki müteahhitler pahalıdır. Türkiye’deki müteahhitler bunu çok daha ucuza yapar’ dendiğinde benim siyasetçim bunu araştırıp, doğru ise nereden kaynaklanır? diye öğrenme ihtiyacı duymadı. 20 senir bu böyle konuşuluyor. Dolayısıyla bunun doğru olmadığını da kalem kalem anlattık. Neden doğru değil? Çünkü 1 ton asfaltın üretiminde kullanılan yakıtı fonsuz alma ile fonlu alma arasındaki fiyat farkı 35 TL’dir. 160 TL de katran, tonunda 200 TL. Bunları alt alta yazıp da söyledik. Bizim İkincisi KKTC ekonomisinin kendi kendine yeter bir noktaya gelmesi için, siyasi çıkarlarımız için bu görüntünün ortaya çıkmasının ne anlama geldiğini, dolayısıyla bu noktada inşaat sektörünün nasıl bir araç olduğunu, bu sektörde kaç bin inanımızın ekmek yediğini, burada Kıbrıslıların var olabilmesi için bu sektörlerin var olması gerektiğini çok iyi anlattık. Birbirimizi anladığımız için de çok mutlu olduk. Demek ki bu yapılmıyordu.”

 

“UZLAŞTIK”

Türkiye Cumhuriyeti Karayolları Genel Müdürlüğü’ndeki temaslarına da değinen Gürcafer, “Uzlaştık, anlaştık, ortak bir akıl ortaya koyduk ve ‘bunun doğrusu önce ortak yapmaya başlayalım ki hem ülkemize ekonomik açıdan bir katkı olsun hem müteahhitlerimiz gelişsin. Zaman içerisinde siz bu birinci sınıf yolları da yapabilirsiniz noktasına gelindiğinde de tamamen Kıbrıslılar yapsın noktasında anlaştık. Dolayısıyla bundan sonra Ankara’da çıkacak olan bütün ihaleler, bu prensipte bu temelde çıkacak” dedi.

Gürcafer, T.C. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın açıkladığı Kıbrıs ile ve Bayındırlık Ulaştırma Bakanlığı ile ilgili yapmış olduğu duyuruda belirtilen yolların yapımı ile ilgili, bunun neticesinin en geç 1-2 ay içerisinde görüleceğini dile getirdi.

Gürcafer, açıklamasının devamında şunları kaydetti: “Bizde İnşaat Encümeni tarafından veriler karneler vardır.  Bizim söylediğimiz; şartname çıkarken örneğin Türkiye’de 150 km. bir yol ihalesi çıktığında şartnamede; ‘bu ihaleye katılacak olan müteahhitler, tek seferde en az 100 km bitirmiş olması lazımdır’ der.

Bizim ülkemizin ölçeğinde böyle bir şey yoktur. Dolayısıyla bunu bizim kendi ülkemizin ölçeğine uyarlayarak örneğin; iyi deneyimli bir müteahhidin Kıbrıs şartlarında, ‘ben yol müteahhidiyim’ demesi için 15 km bir yol yapması lazımdır. Ona uyarlayacağız. Birinci sınıf karnesi olan, araç parkı olan, banka referans yazısı olan 10-15 müteahhit firma belirlenir. Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı tarafından yeterlilik verilir. Hangileri ile girerlerse girsinler. Bu onların bileceği iş. Bizim için önemli olan bunu başarmış olmak, işi o noktaya getirmiş olmaktır.

Müteahhitlik sektöründe, bu ihalelerde kar marjı maksimum yüzde 10’dur. Bu da şu demektir; geriye kalan rakam yani yüzde 85’i, bu sektörde olan 60-70 alt sektöre gider. Bu da binlerce insana ekmek verilmesi demektir. Bu da ekonomimiz açısından çok önemli kritik bir değerdir.”

 

“2021 ÜLKE EKONOMİMİZ AÇISINDAN ÇOK ÖNEMLİDİR”

Türkkan’ın sorusu üzerine Başbakan Ersan Saner ile görüşmesine ilişkin de açıklamada bulunan KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, “Sayın Başbakan ile gitmeden önce konuşmuştuk, gelir gelmez de bizi çağırdı. Hem birkaç sıkıntılı konu vardı onları hem de genel olarak neler yapmamız gerektiğini konuştuk. Ben iyimserim biraz da endişeliyim. Endişem şu ki; tren kaçıyor, 2021’in kaçmaması lazım. 2021 ülke ekonomimiz açısından çok önemlidir. Ondan dolayı biz ekonomik örgütler olarak aşı’ dedik. Şimdi bütün dünyada bir plan program yapılmaya başlandı. Bizim de bir plan program yapmamız lazımdır. Aşı, aşılanma, pandemi ile birlikte bir süre daha yaşayacak şekilde ekonomiyi şekillendirme noktasında yaptığımız bir şey yok. Bunları yapmamız lazım” dedi.

Aşının ortaya çıkması ile birlikte tünelin ucunda artık ışığın göründüğünü dile getiren Gürcafer, “bu noktada içimde bir miktar da iyimserlik var. Aslında bu yaşadıklarımızın yapısal bozukluklarımızı düzeltmemizde bir fırsat olarak değerlendirilmesini isterim. Bu yaşananları bir fırsata dönüştürebiliriz. Felaket tellallığı yapmak ile bir şeyi eleştirmek arasındaki ince çizgiyi iyi bilmek lazımdır. Yalnızca eleştirerek de bir yere gidemeyiz. Yapıcı da olmak lazımdır” diye konuştu.