Kapat

Tag cafer gürcafer

STÖ’ler Faiz Yasası ve borçların yapılandırması yasası gündemi ile toplandı

Sivil toplum örgütlerinin gündemi faiz yasası ve bankalara olan borçların yapılandırılması.

Kıbrıs Türk Esnaf Ve Zanaatkarlar Odası (KTEZO), Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB), Kıbrıs Türk Kamu Araçları İşletmecileri Derneği (KAR-İŞ), İnşaat Mühendisleri Odası, Kiralık Araç İşletmeciler Birliği (KAİB), Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği  (KTMMOB), Restorancılar Birliği (RES-BİR), Kıbrıs Türk Elektrik Müteahhitleri Birliği (KTEMB), Birleşik Taksiciler Birliği,  Faiz ve Mazbata Mağdurları Komitesi, Kıbrıs Türk İnşaat Taşeronları Birliği, Faiz Yasası ve banka borçları ile devlete olan borçların yapılandırılması gündemi ile Kıbrıs Türk Sanayi Odası’nda dün saat 12.00’da bir toplantı gerçekleştirdi.

Covid-19 önlemleri kapsamında düzenlenen toplantıya, her örgütten 2 kişi katıldı. Toplantının açılış konuşmasını KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer ve KTEZO Koordinatörü Hürrem Tulga yaptı.

Borçların yapılandırılması, bankalara olan borçların yapılandırılması, faiz yasasının çıkarılması ve devlete olan borçların yapılandırılması gündemi ile gerçekleştirilen toplantıda; hukukçulardan oluşan bir ekip oluşturulması ve teknik çalışmaların süratle başlatılmasına karar verildi.

“EKONOMİNİN ÖNÜNÜN AÇILMASININ İLK BACAĞI AŞILANMA, İKİNCİ BACAĞI BORÇLARIN YAPILANDIRILMASI”

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, ekonominin önünün açılmasının ilk bacağının aşılanmak ikinci bacağının ise borçların yapılandırılması olduğunu ifade etti.

Pandemiden yara alan ülkelerin ekonomisini ayağa kaldırmak için çalışmalarına çoktan başladığını ifade eden Gürcafer, “Biz ise Allah’a emanet bir sandalın içerisindeyiz, elimizde kürek de yok, savrulup savrulup gidiyoruz” dedi.

Gürcafer, gelinen noktada ivedilikle bir Faiz Yasası ve Borçların Yapılandırılması Yasası’na ihtiyaç olduğunu kaydetti.

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, şöyle dedi:

Bir süreden beri tüm örgütler aynı amaç için çaba sarfediyor. Herkes kendi işletmesini kurtarma derdindedir. Aynı zamanda ülkesini kurtarmak için de bir şeyler yapmaktadır. Çabaların tümü bu merkezde yoğunlaşmaktadır. Tabi dünyanın tahmin edemediği, öngöremediği bir süreç yaşadık. Bu sürecin sonunda evet, pandeminin yarattığı deprem ve o depremin sebep olduğu bir ekonomik çöküntü var. Ama gelinen noktada aşının bulunmuş olması ile birlikte dünya yapılanmayı, yavaş yavaş ayağa kalkmayı, uğradığı zararı telafi etmeyi düşünmeye ve organize etmeye başladı.

Yani bütün dünya; ‘aşıyı bulduk, nasıl aşılanacağız, aşılandıktan sonra küresel ekonomide bizim ülkemiz hangi noktada yer alacak, hangi sektörlerimizi ön plana çıkaracağız ve ekonomide açılmış olan yarayı nasıl tedavi edeceğiz, nasıl bu pastadan pay alacağız’ düşüncesi ile çok bilinçli ve çok organize bir biçimde hareket etmeye başladı.

Bu süre içerisinde bizde ülke kaynakları doğru kullanılmadı. ‘Ülke kaynaklarını olabildiğince doğru kullanalım çünkü bu savaş kavga erken bitmeyecek, 2 sene gidecek’ dedik.

Bu uyarımıza rağmen yönetenleri kurtaran, insanları bu işin 2-3 ayda biteceğine inanacakları dair bir algı yaratmak oldu. İnsanlar inandırıldı.”

“İŞLERİNE GELMEDİ”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, kaynakların çok acımasızca kullanıldığını söyledi ve gelinen noktada karşımızda ne yaptığını bilmeyen, panik içerisinde bir maliye yapısı olduğunu skaydetti.

Gürcafer, şöyle devam etti: “Karşımızda yalnızca kendi giderlerine yani kamu çalışanları ve emeklilerin maaşına konsantre olmuş bir devlet yapısı var. Bunun yanı sıra aşılanma ile başlayacak olan ekonominin çarklarının dönmesi var. Normal hayata Temmuz-Ağustos-Eylül gibi döneceğiz, eğer ki biz bugünden doğru öngörüde bulunup da reel sektör için doğru bir adım atmazsak, 4 ay sonra kapılar açıldığında yaramızın ne kadar büyük olduğu ile hiçbiri ilgilenmeyecek. ‘Ölen ölür, kalan sağlarla devam edeceğiz’ diyecekler. ‘Serbest piyasa kendi kendini tedavi eder’ diyecekler. Nasıl tedavi eder, biri iflas eder, haciz ile diğeri gelir işletmeyi alır ve devam eder. Bu doğru bir devlet yaklaşımı değildir. Doğru devlet yaklaşımı savaştan yara almış her bireyine sahip çıkmasıdır. Bütün dünyanın yaklaşımı bu olacak. Düşünün ki bütün ülke, bütün bireyler zarar gördü, paramparça oldu ama bankacılık sektörü kar etti. Olmaz böyle bir şey.”

 

“FAİZ YASASI YAPILMADAN YAPILACAK OLAN YAPILANDIRMA YASASI ÇOK BİR ANLAM İFADE ETMEZ”

Ayağa kalkmanın tek bir yöntemi olduğunu söyleyen Cafer Gürcafer, “Bir işletme, hayat normale döndüğü gün belli bir işletme kredisine ihtiyaç var ki iş yapsın. Bunu yapacaksın. İkincisi elde edeceği gelirden ödenebilirlik taksitlerini ortaya koyacaksın, bunun için de devlet olarak ihtiyaç duyulan faiz oranını ayarlayacaksın. Bunu da yasa ile yapacaksın. Aksi taktirde bütün işletmeler batacak” dedi.

KTİMB Başkanı Gürcafer, ülkedeki bir diğer önemli eksikliğin ise Faiz Yasası olduğunu ifade etti.

Gürcafer, sözlerini şöyle tamamladı: “Yüksek İdare Mahkemesi’nin kararı var. Hükümete emrediyor ve ‘Faiz Yasası’nı çıkarmak zorundasınız’ diyor. Bizde belli bir sistem içerisinde bu çalışmayı yapmaz yalnızca şikayette bulunursak tüm sektörler bu haciz sürecini yaşayacak. Faiz yasası yapılmadan yapılacak olan yapılandırma yasası çok bir anlam ifade etmez.”

TULGA: ÖTELEME, BİZİ BEKLEYEN EN BÜYÜK TEHDİTLERDEN BİRİSİDİR. ÖDEYEBİLİYORSANIZ ÖDEYİN

Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası (KTEZO) Koordinatörü Hürrem Tulga, devletin hiçbir zaman alacağından vazgeçmediği gibi zamanında ödeme yapılmaması halinde ceza sistemini uygulamaya soktuğunu kaydederek Faiz Yasası ile birlikte Borçların Yapılandırılması Yasası’nın da yapılması gerektiğini kaydetti.

Borçların ötelenmesi konusunda da önemli açıklamalarda bulunan Tulga şunları kaydetti:

“60 ay vadeli, yüzde 20 faiz ile 150 bin TL bir kredinin aylık taksiti 4 bin TL. 6 ay ötelediğinde 4780’e çıkar. Yani Meclis ve bankacı; ekonominin dönmediği, kapasitenin düştüğü bu şartlarda ‘sen daha çok ödeyeceksin’ diyor. Buna can dayanır mı? İşletme o noktada hayatını idame ettirebilir mi?

Aslında mecliste denildiği kadar çok milyar da isteyen bir iş değildir. Bütün mesele paraların öngörüsüz şekilde çar çor edilmesidir.

Sadece yüzde 20’lik faiz oranına yüzde 2,50’luk bir katkı aynı taksit oranında tutar. Yani ötelemeye rağmen aynı taksit tutarında ödersin.

Sen bu kaynağı yaratmayacaksın, sattıracaksın ve ‘serbest piyasa’ diyeceksin. Hayatı durdurduğun halde hiçbir sorumluluk almayacaksın. Bu mümkün mü?

Yapılacak olan, yapılabilecek olan çok şey var. Gerek bankalar gerek devlet üzerinde bir kaynak yaratılamayacaksa çöküntü olacak. Geç kalınması halinde yeniden başlama şansımız bile olmayacak.

Biz kendimizi kurtarma peşinde değiliz. Adaletin de peşindeyiz. Bu söylemeye çalıştığım dilenme noktasında değil. Yani öteleme denen mesele, bizi bekleyen en büyük tehditlerden birisidir. 3 kurulunuz bile varsa ödemeye devam etsin.”

NUREL: TÜM KAMU ALACAKLARI DA AYNI ZAMANDA YAPILANDIRILMALIDIR

Kiralık Araba İşletmecileri Birliği (KAİB) Asbaşkanı Redif Nurel, Faiz Yasası ile birlikte tüm kamu alacaklarının da yapılandırılması gerektiğini belirtti.

Nurel, “Borçlar yüzde 2,50 faiz katkısı ile 1 yıl bile ötelense taksitler hemen hemen aynı kalır. Daha fazlası lazımdır. Bir diğer sorun ise kamu borçları konusu. Pandemi nedeni ile hiçbir girdimiz yok ama seyrüseferler ve devletin diğer tüm alacakları, borçlar işlemeye devam ediyor. 1 yıldır öz sermayemizden yiyoruz, devlet kamu alacaklarını tahsil etsin diye para veriyoruz, bankalara para veriyoruz ama artık yeter. Bir yerde dur dememiz lazımdır. Faiz yasası ile birlikte tüm kamu alacakları da aynı zamanda yapılandırılmalıdır ve indirimler herkese uygulanmalıdır” diye konuştu.

DOĞRUYOL: FAİZ YASASI VE BORÇLARIN YAPILANDIRILMASI YASASI GECİKMEDEN ÇIKARILMALIDIR

Kıbrıs Türk Kamu Araçları İşletmecileri Birliği (KAR-İŞ) Yönetim Kurulu Üyesi Adnan Doğruyol, “Bir an önce aşılanma olmalı. Faiz Yasası ve Borçların Yapılandırılması Yasası çıkarılmalıdır” dedi.

Faizlerin sürdürülebilir olmadığını kaydeden Doğruyol, şöyle konuştu:

“Defalarca eylem ve grev yaptık. Hiçbir gelirimizin olmadığını ifade ettik ve seyrüsefer, işletme izinleri ve araç muayene alınmamasını talep ettik. Çok bir şey istemedik.

Tek bir kuruş devletten almadık buna rağmen tüm mükellefiyetlerimizi bizden talep ettiler. En değerli varlıklarını çocuklarını emanet ettikleri bizi açlığa mahkum ettiler.

Bir an önce aşılanma olmalı. Faiz Yasası ve Borçların Yapılandırılması Yasası çıkarılmalıdır. Bu faizler sürdürülebilir değildir. Evimize eklemek götürecek paramız kalmadı. Mantıklı olan her şeye biz varız.”

KARALAR: ÇALIŞMALAR İVEDİLİKLE BAŞLATILMALIDIR

Taksiciler Birliği Başkanı Murat Karalar, Faiz Yasası ve Borçların Yapılandırılması Yasası’nın çalışmalarına vakit kaybedilmeden başlanması gerektiğini söyledi. Karalar, yasa çalışmaları noktasında katkı koymaktan çekinmeyeceklerini aktardı.

MİMİ: SORUN HEPİMİZİN SORUNUDUR, BİR OLMALIYIZ

Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkârlar Odası (KTEZO) Genel Sekreteri Turgay Mimi, sivil itaatsizlik ve eylem önerisinde bulundu.

Mimi, “Sorun hepimizin sorunudur. Devleti, hükümetimizi ancak mahkeme yolu ile durdurabiliriz. Bu yönde birlikte hareket etmeliyiz. Devlete ödememiz gereken vergiler noktasında belki de sivil itaatsizlik kararı almalıyız. Ben tek başıma yaparsam suçlu olurum ama hep birlikte davranırsak bu bir baskı unsuru oluşturur. Kısa zamanda eylem yapmalıyız” diye konuştu.

ANT: ÜÇ BEŞ BANKA VE TEFECİ ÜLKENİN YARISINI ELE GEÇİRDİ

Faiz ve Mazbata Mağdurları Komitesi Başkanı Kazım Ant, geçmişte 3 kez yapılandırma yasası yapıldığını hatırlatarak ülkede artık Faiz Yasası’nın şart olduğunu kaydetti.

Ant, şöyle dedi: “Bu ülkede bir faiz yasası şarttır. Sahipsiz bir memleket. Üç beş banka ve tefeci ülkenin yarısını ele geçirdi. İnanın bu bankalar gelecek nesilleri ipotek altına alırlar. Yapılması gereken net. Ya pandemi döneminin başlangıcı, donuk alacak tarihi olarak kabul edilir, o miktar 2 yıl sonrasına ötelenir ve makul bir miktar ödeme ile yapılandırılır. Başka yolu yoktur. Pansuman tedbirlerle sorun çözülemez.”

KAYIM: HER TÜRLÜ KATKIYI YAPMAYA HAZIRIZ

Restorancılar Birliği (RES-BİR) Başkanı Salih Kayım, Faiz Yasası ve Borçların Yapılandırılması Yasası’nın gerekliliği ve ivediliğine işaret ederek bu hususta katkı koymaya hazır olduklarını söyledi.

Kayım, “Biz her iki yasa çalışmasının yapılmasına da ‘evet’ diyoruz. Birliğimizin avukatını bu çalışmada yer alması için görevlendirmeye hazırız” dedi.

SERDAROĞLU: FAİZ YASASI’NIN PLANLAMASINI HEP BİRLİKTE YAPMALIYIZ

Kiralık Araç İşletmecileri Birliği (KAİB) Başkanı Yakup Serdaroğlu, Faiz Yasası’nın ciddi şekilde planlanıp gerekli çalışmanın vakit kaybetmeden yapılması gerektiğini dile getirdi.

Serdaroğlu şunları kaydetti: Sektörümüz sezonluk çalışıyor. 2019 yılının Kasım ayında sezonu kapattık, pandemi nedeni ile de bir daha sezonu açamadık. Tüm yatırımlarımızı Mart ayının başında yaptık, borçlandık, pandemi bizi darmadağın etti. Elimizdeki avucumuzdakini bitirdik. Sermayeden yemeye başladık. Önümüzü görmediğimiz bir yolda yürüyoruz. Devletin karar vermesi lazımdır. Memleketin ekonomisini sürdürülebilir yapıya getirmek, memlekete yatırım yapılmasını istiyor mu? Gördüğümüz o ki; bu hususlarda bir çalışma yok. Öteleme veya pansuman yapma ile olmaz. Ciddi şekilde faiz yasasının planlamasını hep birlikte yapmalıyız. Bu şekilde dalgalanmaya devam edersek sonumuz hüsrandır.”

AMCA: CİDDİ ŞEKİLDE YASALAR YAPMAMIZ LAZIM

Kıbrıs Türk İnşaat Taşeronları Birliği Başkanı Osman Amca, Faiz Yasası ve Borçların Yapılandırılması Yasası çalışmaları kapsamında katkı koymaya hazır olduklarını kaydetti.

Amca, “palyatif çözümleri denedik ama hükümetin ne olduğunu görüyoruz. Ciddi şekilde yasalar yapmamız lazımdır ve biz bu noktada her türlü katkıyı koymaya hazırız” diye konuştu.

AYSAL: HIZLA HAREKET ETMELİYİZ

Kıbrıs Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (KTMMOB) Başkanı Seran Aysal, Faiz Yasası ve Borçların Yapılandırılması Yasası’nın önemi noktasında tüm örgütlerin hem fikir olduğunu ifade ederek ilgili çalışmaların hızla yapılması gerektiğini kaydetti.

 

 

Gürcafer: Sonuç alıcı, sonuç odaklı teknik bir çalışma yaptık

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı ve Ekonomik Örgütler Platformu (EÖP) Dönem Sözcüsü Cafer Gürcafer, EÖP’ün Ankara temaslarını değerlendirdi, bugün de yapılacak olan temaslara ilişkin BRT’ye açıklamalarda bulundu.

Kıbrıs Türk Ticaret Odası, Kıbrıs Türk Sanayi Odası, Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği ve Kıbrıs Türk Otelciler Birliği tarafından oluşturulan Ekonomik Örgütler Platformu üyeleri, Ankara’da, dün Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Ankara Ticaret Odası ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği başkanları ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde bir araya geldi.

Ekonomik Örgütler Platformu’nun (EÖP) Ankara’daki temasları bugün de devam edecek.

Kıbrıs Türk Müteahhitler Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, bugün saat 16,30’da TC. Karayolları Genel Müdürü ile bir toplantı yapacak.

Kıbrıs Türk Ticaret Odası (KTTO) Başkanı Turgay Deniz ve Kıbrıs Türk Sanayi Odası (KTSO) Başkanı Candan Avunduk ise TC. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığında bir toplantıya katılacak.

“TÜM DETAYLARI KONUŞTUK, ÇOK VERİMLİ BİR TOPLANTI YAPTIK”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, TC. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ekonomisinin pandemi dönemi ve sonrasında nasıl ayağa kaldırılabileceği ve sürdürülebilir bir yapıya nasıl kavuşturulabileceğini konuştuklarını ve çok verimli bir toplantı yaptıklarını söyledi.

Cafer Gürcafer, Oktay ile yapılan toplantıda masaya yatırılan konuları şöyle aktardı:

“Sayın Oktay ile KKTC ekonomisi için nelerin yapılabileceği, nelerin doğru, nelerin yanlış yapıldığı, nelerin yapılmaması gerektiğini tüm detayları ve tüm çıplaklığı ile konuştuk. Ekonomide planlamanın ne kadar önemli olduğunu, gerekli kaynak tespiti için bir türlü planlarımızı yapmamış olduğumuzu konuştuk. Ülkesel planlamanın nedenli önemli olduğunu konuştuk. İhalelerin Ankara’da çıkması konusunda tabi ki bizim gelmezden önce bir tepkimiz vardı onları da konuştuk. Organize sanayi bölgelerinin oluşturulmasının ne denli önemli olduğunu, esnaf sitelerinin ne denli önemli olduğunu da konuştuk.  Ayağa kalkmak için sosyo ekonomik planlamanın yapılması gerektiğini ve o plana uygun bir biçimde iktidarların her değişimi ile değişmeyecek uzun soluklu çalışmanın olması gerektiğini konuştuk. Elbette ki bizim ülkemizden sürekli teknik heyetler Ankara’ya gidiyor ve burada çalışıyorlar. Onlar tarafından dile getirilen konuları biliyorlar ama bir de reel sektör tarafından ve reel sektörün kalbi ile yöneticileri tarafından nasıl görüldüğünü, değerlendirildiğini geniş bir biçimde masaya yatırdık. Açıkçası çok çok iyi ağırlandık ve dinlendik. Gerçek anlamda sonuç alıcı, sonuç odaklı teknik bir çalışma yaptığımızı söyleyebilirim.”

“TEMASLAR DEVAM EDECEK”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, Ankara temasları çerçevesinde, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Ankara Ticaret Odası ve Türkiye Müteahhitler Birliği ile de bir görüşme yaptıklarını söyledi.

Gürcafer, Ankara’daki bu STÖ’ler ile yaptıkları görüşmede KKTC’nin sürdürülebilir sosyal ekonomik ve sağlıklı bir yapıya kavuşturulabilmesi için neler yapılabileceğinin masaya yatırılması gerektiğini konuştuklarını kaydetti.

Ekonomik Örgütler Platformu’nun (EÖP) Ankara’daki temaslarının bugün de devam edeceğini söyleyen Gürcafer, bu görüşmelere ilişkin ise şu detayları verdi:

“Bugün 16.30’da TC. Karayolları Genel Müdürü ile benim bir görüşmem olacak. Yollarımızın Kıbrıs Türk Müteahhitleri tarafından yapılabilmesi veya ihalelerde dışa açılabilmesi hususunda neler yapılabilir, teknik olarak bunun önündeki engellerin ne olduğunu, Ankara’da çıkmasına sebebiyet veren teknik veya yapısal sorunların ne olduğu tartışmasının önünü açmak için bir toplantı yapacağız.

Sanayi Odası başkanımız ile Ticaret Odası başkanımız da özel sanayi bölgelerinin oluşumu ile ilgili bugün TC. Sanayi Bakanlığında bir toplantıya katılıyorlar.”

“BU KÖPRÜ YIKILMAMALI”

 Ankara temasları kapsamında çok iyi bir ilişki, bir köprü kurulduğunu vurgulayan KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, bu köprünün devam ettirilmesinin çok önemli olduğunu aktardı.

Cafer Gürcafer, şunları söyledi: “Biz birlikte çalışmanın ne kadar önemli olduğuna vurgu yaptık. Aslında karşı taraftan gelen talep de odur. Bir taraf yapar, öteki taraf da buna uyar görüntüsü hoş bir görüntü değil ve zarar verir. Yanlış anlaşılmalara da neden olur. Birlikte çalışmak, her zaman ve tüm kesimler tarafından kabul gören neticelerin çıkmasına yol açar. Bunun için doğru diyaloga ihtiyaç vardı. Biz doğru diyalogun uzun süreceğini düşünüyoruz. Bizim kendi iç meselelerimiz vardır. Kendi devletimiz ile hükümette, iktidarda kim olursa olsun onunla konuşup çözmemiz gereken sorunlarımız vardır. Bunu da Ankara’ya taşımak doğru değildir. Bunu asla yapmayız. Bizim üzerinde durduğumuz konu KKTC ekonomik olarak ayağa kaldırmak için ve sürdürülebilir bir yapıya dönüştürmek için neler yapabilirizdir. Bu bağlamda, bu arzuda olan TC. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Fuat Oktay ile en doğrusunu nasıl yapabiliriz bunu konuştuk. Özellikle pandemi döneminde 1 milyar TL’ye varan yol ihalelerinin, 60-70 alt sektörü besleyen ihalelerin Lefkoşa’da çıkmasının ne anlama geldiğini konuştuk ve neden olamadığını sorguladık. Bunun olması için neler yapılabileceğini konuştuk. Bunu devam ettirmemiz çok önemlidir çünkü yanlış enformasyon, yanlış bilgi, her zaman yanlış ve sonradan dönüşü zor olan neticeler verir. Bu nedenle dolayı ilişkiyi iyi tutmak ve amaca hizmet edecek şekilde örgütlenmek çok önemlidir.”

“AŞI KONUSUNDAKİ TÜM ÖNGÖRÜLERİMİZ, ÖNERİLERİMİZ KABUL VE DESTEK BULDU”

Aşı konusuna da değinen Gürcafer, bu konudaki öngörülerinin ve önerilerinin kabul ve destek bulduğunu ifade etti.

Başbakan Ersan Saner’in Cuma günü Ankara’ya yapacağı ziyareti anımsatarak, “tahmin ederim ki aşı konusunda kamuoyuna daha somut bilgiler verilir” dedi.

Gürcafer’in aşı konusundaki açıklaması aynen şöyle: “Aşı talebimizin ne anlama geldiğini doğru bir şekilde anlatmak çok önemli. KKTC eğer açılamazsa ortaya çıkacak olan enkazın boyutu 5-6 milyar belki de daha fazladır. Bu enkaz olursa gidilecek olan kapı yine Türkiye kapısıdır. Dolayısıyla bunun olamaması için önceden yapılması gerekenler konuşuldu. Aşı ve aşılanma, KKTC’nin kapılarının turizme aşılanmış olan kişilere açılması çok çok önemli. Bunu doğru anlatmazsanız bu Anadolu insanının aşı hakkını elinden almak gibi görünür. Benim aşı konusunda şu an için söyleyebileceğim; çok çok olumlu olunduğudur. Tüm öngörülerimiz ve önerilerimiz kabul ve destek buldu. Cuma günü Sayın Başbakan protokol için Ankara’ya geliyor. Tahmin ederim ki Cuma günü kamuoyuna bu hususta daha somut bilgiler verilir.”

 

Gürcafer: Aldığınız kararlara karşı saygı değil saygısızlık artmaya başladı. Firmalar kendi aralarında sivil itaatsizliği konuşuyor. Bu hiç iyi değil

Bakanlar Kurulu’nun bankaları açma kararı, Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği’nin de tepkisine yol açtı.

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer,  alınan kararlara karşı saygı değil saygısızlık artmaya başladığını belirtti, “Firmalar kendi aralarında sivil itaatsizliği konuşuyor. Bu hiç iyi değil. Bu doğru yolda olmadığınızın işaretidir” dedi.

Gürcafer, “Dikkat edin! Tansiyon çıkmaya başladı” uyarısında bulundu.

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer’in açıklamaları aynen şöyle:

Aldığınız kararlara karşı saygı değil saygısızlık artmaya başladı. Firmalar kendi aralarında sivil itaatsizliği konuşuyor. Bu hiç iyi değil. Bu doğru yolda olmadığınızın işaretidir. Denge gözeterek salgına karşı mücadele etmeye çalışıyorsunuz ama denge arayışınızın içerisinde reel sektör yok. Beş yüz milyon borçlanmaya gidiyorsunuz kendi giderleriniz için. Sorarım size bu beş yüz milyonun neresindeyiz biz? Reel sektör neresinde? Yıllardır bu ülkeye katkıları, yatırımları ile ayakta tutmuş olan reel sektör can çekişiyor, tedavi bekliyor. Siz ise hala daha sağmaya çalışıyorsunuz. Biz hepimiz kapalıyız ama siz bankaları açıyorsunuz. Neden? Çalışmadığımız için tahsilat yapamıyoruz ama siz istiyorsunuz. Vergi memurlarınız firmalarımızın muhasebecilerini aramaya başladı bile. Çekler kapıya dayandı. Dikkat edin tansiyon çıkmaya başladı. Bunun nedeni de sizsiniz.

Gürcafer: Bu hiç iyi değil, dikkat edin, tansiyon yükseliyor…

Bakanlar Kurulu’nun bankaları açma kararı, Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği’nin de tepkisine yol açtı. Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, alınan kararlara karşı saygı değil saygısızlık artmaya başladığını belirtti, “Firmalar kendi aralarında sivil itaatsizliği konuşuyor. Bu hiç iyi değil. Bu doğru yolda olmadığınızın işaretidir” dedi.

Haberin ayrıntıları için tıklayınız >>>https://haberkibris.com/gurcafer-bu-hic-iyi-degil-dikkat-edin-tansiyon-yukseliyor-1508-2021-02-14.html

Gürcafer: Mesele para değil, doğru aşıya ulaşmak

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı (KTİMB) ve Ekonomik Örgütler Platformu (EÖP) Dönem Sözcüsü Cafer Gürcafer,  ‘Acil Önlemler Paketi’ adı altında hazırlanan yeni ekonomik paketi değerlendirdi.

Ekonomik örgütlerin salgının ilk gününden beri konuyu değerlendirdiğini söyleyen Gürcafer, “gelinen noktada kaderi ile başbaşa bir reel sektör vardır. Ekonomik örgütler ‘devletten birşey beklememeliyiz’ gerçeğini kabullendi. Kendi başımayız ve bunun için neler yapabileceğimizi konuşuyoruz. Onun için aşı konusu uzun bir süredir ekonomik örgütlerin gündemindedir ve direkt olarak aşıyı biz ülkemize getirmek için çaba sarfediyoruz” dedi.

Cafer Gürcafer, Nisan ayı itibari ile toplumun en az yüzde 40’lık bir kesimini aşılayıp Sağlık Üst Kurulu’nun da onayı ile ülkenin aşılı insanlara, karantinasız şekilde açılmaması halinde çok ciddi iflasların yaşanacağı uyarısını yineledi.

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, Kıbrıs Genç TV’de Nazar Erişkin’in hazırlayıp sunduğu “Bugüne Dair” programına konuk oldu ve gündeme ilişkin çok önemli açıklamalarda bulundu.

 

 “KAPANMA YOK, ÜLKEDE BİR KAOS VAR, KURALLARI DİNLEYEN YOK”

Gürcafer, aşının bir an önce ülekeye gelmesi ve aşılamanın programın bir parçası olarak yapılması gerektiğini belirtti.

Bu bağlamda şuandaki kapanmanın bir amaca hizmet etmediğini kaydeden Cafer Gürcafer,  “Bu kapanmanın bir yere hizmet etmesi lazımdır. Doktorlarımızı dinliyorum. Şuanda kapanma bir yere hizmet etmiyor, zaten kapanma da yok. Ülkede bir kaos var. Ortaya konmuş olan yasak veya kuralları dinleyen yok. Sokaklar insan dolu. Alınan önlemlerin kalıcı olarak bir amaca hizmet etmediğini görüyoruz. Bu birçok insanı özellikle de iş dünyasını çok aha fazla endişeye itiyor” diye konuştu.

 

“KRİZ MASASI OLUŞTURULMALIDIR”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, şuanda hükümetin bu krizden çıkış ile ilgili bir planı olmadığını, günlük ve el yordamı ile önelmeler alındığını söyledi.

Ülkede hemen bir kriz masası oluşturulması gerektiğine vurgu yapan Gürcafer, bu masanın kriterlerini ve yapılması gerekeni ise şöyle açıkladı: “Karar alma konusunda yetkili hemen bir kriz masasının oluşması lazımdır. Kriz masasının etrafında paydaşlar, hükümet ve muhalefet de olmalıdır. Bütün kararlar birlikte alınıp, birlikte hayata geçirilmelidir.

 

“AKIL TUTULMASI GİBİ”

Şuanda yapılan gelenekleri yerine getirmek gibi birşeydir. Bir evde 2 çalışan, 5’er bin TL aylık maaş ile ayın sonunu zorla getiriyor. Siz insanlara , ‘al 1000 TL de evini geçindir’ diyorsunuz. Bunu teklif etmek bana göre akıl tutulmasıdır ve gerçekten çok ayıptır. Evet bu acıyı çekeceğiz, belki daha fazlasını çekeceğiz ama ortada bir plan, hedef olması lazımdır.”

 

“TEK SES OLMALI”

EÖP’nin bu bağlamda ortaya bir hedef koyduğunu söyleyen Gürcafer, “Aşıyı bulacağız, ödeyeceğiz, getireceğiz, toplumun aşılanması ile birlikte açılmaya gideceğiz” dedi.

İçerisinde bulunan süreçte ortak akla ve tek sese ihtiyaç olduğunu da belirten Gürcafer, “İkridardan başka, muhalefetten başka, iş dünyasından başka, sendikalardan başka bir ses çıkıyor. Ortak aklımızın olduğunu bu dönemde ortaya koymamız lazımdır “dedi.

 

“DEVLET, PAZARLAMA TEKNİKLERİ GELİŞTİREN BİR İŞLETME GİBİ”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, ‘Acil Önlemler Paketi’ adı altında hazırlanan yeni ekonomik paketi sert bir dille eleştirdi.

Gürcafer, “Biz hükümete; ‘bize vermeyin ama bu ülkede gerçekten çok ihtiyaçlılar var. Gidin, nereden kaynak bulursanız bulun ve bu insanlara verin’ dedik. Ama gelinen noktada ortada sırf paket açıklamak için ortaya konmuş bir paket vardır. Keşke hiç açıklanmasaydı. Bugün halk, ‘eyvah benim devletim tükendi’ gözü ile bakıyor” ifadelerini kullandı.

Devletin pazarlama teknikleri geliştiren bir işletme gibi davrandığını söyleyen Cafer Gürcafer, “sanki bizim derdimiz şuanda vakıfların kira geliri, İhtiyat Sandığı gelidir. Ülkede 10 binlerce insan açlıkla karşı karşıyadır. Bu insanların nasıl geçineceği ile ilgili proje geliştirmemiz lazımdır. Sen bana sigorta priminin yüzde 60’ını karşılasan kaç yazar! Benim işletmem kapalı, çalışmıyor. Çalışanıma ekmek veremiyorum” diye konuştu.

Gürcafer, “Kira düzenlemesi, prim borçları ile ilgili düzenleme olacak evet ama önce hasarın tespitini yapmamız, ne zaman sona ereceği ile ilgili doğru öngörüde bulunmamız lazımdır. Bunun için bilimsel çalışma yapmamız lazımdır. Bu paydaşların da katılımı, özellikle de ekonomistlerin katılımı ile ciddi bir atolye çalışması isteyen bir çalışmadır” dedi.

 

“BANKACILIK SEKTÖRÜNÜ DE TEHDİT EDİYORUZ”

Bütün ülkelerin bu tip krizlerde, reel sektörü olabildiğince ayakta tutabilmek için gerekse de kamu çalışanlarını aç bırakmamak için ortaya kaynak koyduğunu hatırlatan Cafer Gürcafer, KKTC’de ise bankalara yönlendirildiğini kaydetti.

Reel sektörün şuanda borçlarının altından kalkabilecek noktada olmadığını dile getiren Gürcafer, “bu savaş bitip enkaz tespiti yapıldıktan sonra işletmelerin borç yükü, durumu ciddi şekilde çalışma gerektirir. Şuanda ülkemizde bankacılık sektörünü de tehdit ediyoruz” dedi.

Ekonominin çarklarını yeniden döndürmenin şart olduğunu ifade eden Gürcafer, “Şuanda kredilendirme geçinme ihtiyacı içindir. İşletme kredisi veya işletmelerin ayağa kalkması ile ilgili bir kredilendirme değildir. Bu işletmeleri aşağılamaktır” eleştirisini yaptı.

 

“PARA SORUNU YOK”

Aşıya ulaşma noktasında yaşanan sıkıntının ise parasal olmadığını kaydeden KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, önemli olanın doğru aşıya ve doğru şekilde ulaşmak olduğunu belirtti.

Cafer Gürcafer,  Sinovac aşısını pazarlayan 23 ulusal firmadan biri ile temasta olduklarını söyleyerek, çalışmaları olabildiğince hızlı şekilde neticelendirmeye çalıştıklarını kaydetti, “Sağlık Bakanlığımız ile de koordineli bir şekilde bunu alacağız” dedi.

Gürcafer, şunları söyledi: “Ülkeye 300-400 bin aşı gelecekse Türkiye’ye gidecek, orada 14 günlük kontrolü yapılacak, ondan sonra bize gelecek. Böyle bir aşı tedarikinin peşindeyiz. Mesele para değildir. Örneğin biz KTİMB olarak ‘2-2.5 milyon dolarlık ödeme yaparız, alırız” dedik. Ticaret Odası da Sanayi Odası da Otelciler Birliği de aynısı söyledi. Parada bir sıkıntı yok. Sorun doğru aşıya ve doğru şekilde ulaşmaktır. Açıkçası biz saygısızlık da yapmak istemedik. Türkiye bize aşı vereceğini söyledi, Türkiye bize aşı verirken birilerinin gidip de dışarıda aşı araması çok doğru bir yaklaşım olmazdı. Bu nedenle biz hükümete söyledik, ‘aşı bize ne kadar zamanda, ne kadar verilecek, Türkiye  ile bunu netleştirin’ dedik. Türkiye’ye, ‘bize tek seferde aşıyı verirseniz, size ekonomik külfet olmaktan hem siz kurtulursunuz hem biz kurtuluruz, ayrıca ekonomimizi ayağa kaldırabiliriz. İmkanınız varsa bize bunu sağlayın’ demesini söyledik. Çünkü bunu bildiğimizde halkımıza hesap verebiliriz. Bundan dolayı biz 1-2 dolar fazla vererek aşıyı alma yoluna gittik.”

 

“ELEŞTİRİLER ASILSIZ VE ÇOK ÇİRKİN”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, alınacak bu aşıların tamamen Sağlık Bakanlığı’nın kontrolünde, ülkenin program çerçevesinde aşılanması için kullanılacağının da altını çizdi.

“Zenginler aşılanacak, fakirler kalacak” gibi söylemleri de eleştiren Gürcafer, “Biz iş dünyası olarak fakir halkın aşı ihtiyacını da karşılayalım, onlardan herhangi bir para talep edilmesin’ noktasındayken, bu eleştiriler, gerçek dışı ve çok çirkin eleştirilerdir.  Bir otelin sahibi aşılanmışsa 300-400 çalışan aşılanmadığı sürece o otel açılamazki. Hatta belki özel hastaneleri de devreye sokarak aşılanma süreci hızlandırılabilir bu çok önemlidir” dedi.

Gürcafer: Sapla samanı karıştırmak yalnızca popülizme hizmet eder

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, bu ülkede çok kısa süre içerisinde büyük kazançlar elde etmiş, vergi ödememiş iş insanları olduğunu, işe gitmeden maaş çeken kamu çalışanları bulunduğunu kaydetti.

Gürcafer, bunlara karşı mücadele vermenin hem sendikaların hem de ekonomik örgütlerin görevi olduğunu söyledi.

Cafer Gürcafer, “Bu mücadelede sapla samanı karıştırmak yalnızca ve yalnızca ülkeye esas zarar veren popülizme hizmet eder. Özellikle bu dönemde sap ile  samanı karıştırmamak çok önemlidir” diyerek aydınlığa çıkabilmek için dayanışma içerisinde olmanın önemine dikkat çekti.

KTİMB Başkanı Gürcafer,  “kapanma nedeniyle iş yapamayacak özel sektör çalışanlarına kaynak yaratmak için kamu maaşlarından kesinti yapılsın” diyen Kıbrıs Türk Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Ali Başman’a yönelik eleştirilere yanıt verdi.

Gürcafer, “Başman ailesi bu ülkede  yıllardır vergisini ödeyerek, yüzlerce insanımıza iş imkanı yaratarak ülke gelişimine katkı koyan, nerden gelip nere gittiği belli olan bir ailedir. Belli ki sapla saman yine karışmıştır” dedi.

 

 

Gürcafer: Kapanmak yetmez, planlama şart

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, ekonomi ile sağlığın paralel biçimde yürütülebilmesinin tek yolunun aşılanmak olduğunu kaydetti.

KKTC’ye tek seferde 300-400 bin aşının gelmesi gerektiğini söyleyen Gürcafer, aksi halde hem sağlıkta hem de ekonomide büyük kayıpların yaşanacağını belirtti.

Gürcafer, “Ekonomi ile ilgili kilit aşıdır. Yarına kalmadan, ülkedeki tüm muhalefet partileri, iktidarı, milletvekilleri Ankara’ya gitsinler bir şekilde diplomasi sergilesinler. Gerekirse 72 saat oradan hiç ayrılmasınlar ama 300 bin aşıyı alıp gelsinler. Brüksel’e de gidelim. Ondan sonra kapanalım, kapanma ile birlikte süratli bir aşı programı uygulayalım ve yeniden açılalım” diye konuştu.

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, Kıbrıs Genç TV’de Nazar Erişkin’in hazırlayıp sunduğu  “Bugüne Dair” programına konuk oldu, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

“AŞIYA ULAŞILAMAZSA HİÇBİR FORMÜL İŞE YARAMAZ”

Ülkenin sağlık altyapısının yorgun, doktorların panik halinde olduğunu söyleyen Cafer Gürcafer, tüm bunların bir kapanma olacağına dair bir sinyal olduğunu ancak kapanma durumunda da çok iyi bir planlamaya ihtiyaç olduğunu kaydetti.

Gürcafer, “planlanan kapanma 10 gün ile sınırlı kalacaksa bu bir şekilde göğüslenebilir. Ancak süre uzayacaksa devlet maaş vermeyi bir kenara bırakıp hane halkına göre katkı vermeli ve bu noktada adil olmalıdır” dedi.

Ülke ihtiyacı kadar aşı gelmeden kapanıp yeniden açılmanın ise hiçbir fayda sağlamayacağına dikkat çeken Gürcafer, “Aşı gelmedi, kapandık, ne olacak? Tekrar açılmayacak mıyız? Açılacağız ve tekrardan sıfır noktasına geleceğiz. Aynı filmi tekrar tekrar yaşayacağız. Dolayısıyla kapanmak yeterli değildir. Bir program, plan yapılması ve o çerçevede hareket edilmesi laızmdır” ifadelerini kullandı.

Ekonominin çarklarının yeniden dönebilmesi için sağlıkla ekonominin birlikte yürütülmesi gerektiğini kaydeden Cafer Gürcafer, bunun tek yolunun aşılanmak olduğunu dile getirdi.

Gürcafer, “Devlet gidip 5-6 milyar TL borçlanır ve salgın geçene kadar herkesi evine kapatır, hane başına da aylık 5-6 bin TL maaş verirse sorun yok ama böyle bir devlet, bununla ilgili en ufak bir sinyal de yok.  Dolayısıyla kendi yağımız ile kendi ciğerimizi kavuracağız. Bunu ölmeden, toplumu hasta etmeden yapabilmek için de tek yol aşıdır. Ekonomimizi yeniden hareketlendirmek için bir an önce aşılanmalı ve ülkeyi aşılanmış insanlara açmalıyız” diye konuştu.

“OKTAY KKTC’YE GELİYOR, EÖP OLARAK KENDİSİYLE BİR GÖRÜŞMEMİZ OLACAK”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın birkaç gün içerisinde KKTC’ye geleceğinin bilindiğini bu ziyaretin gerçekleşmesi halinde EÖP’nun Oktay ile aşı gündemi ile bir görüşme yapacağını dile getirdi.

Gürcafer, “Aşının ne anlama geldiğini, aşılanmanın ekonomimizi nasıl olumlu etkileyeceğini ve bu olumlu etkilenme ile KKTC’nin Türkiye’ye daha fazla külfet olmaktan kurtulacağını doğru bir dille anlatmamız lazımdır. Ayda 20 bin aşı olayının doğru olmadığını, tek seferde aşılanmamız gerektiğinin gerekçelerini anlatacağız ve bu aşıya ulaşmaya çalışacağız. Eğer oradan olmazsa AB, oradan da olmasza karaborsadan dahi aşı alabilmeyi düşünmemiz lazım” diye konuştu.

 “İŞ DÜNYASININ TEK DERDİ ÇALIŞANIDIR”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, iş dünyasının çalışanı için tüm imkanlarını seferber ettiğini dile getirdi ve şunları söyledi:

“Zaman zaman ‘rant kesimleri’ diye nitelendiriliyoruz. Sanki iş dünyası büyük paralar yapıp da bir kenara koymanın derdinde. İş dünyasının tek derdi vardır oda yanında çalışan 10 binlerce insanı kapının önüne koymamaktır. Bu insani bir durumdur. Herkes imkanlarını, insanlarımızın aç kalmaması için seferber etmiş durumdadır. Dolayısıyla bizler aynı yaklaşımı sergilemeye devam edeceğiz. Hükümet ve muhalefet ile uyum içerisinde çalışmaya devam edeceğiz ve bu işi bir proje çerçevesinde sonlandırmaya çalışacağız.”

 

Gürcafer: 1974 öncesi inşa edilen binalar elden geçirilmeli, yarın çok geç olabilir

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, 1974 öncesi inşa edilen binaların deprem yönetmeliğine göre yeniden elden geçirilmesi gerektiğini kaydetti.

Gürcafer, 1974 öncesinde inşa edilip birçoğu kamu ve okul binası olan bu yapıların yeni deprem kurallarına göre hemen güçlendirilmesi gerektiğini söyleyerek ‘yarın çok geç olabilir’ uyarısında bulundu.

Gürcafer, bugün meydana deprem sonrasında Bayrak Radyo Televizyonu’na (BRT), konuk olarak çok önemli açıklamalar yaptı.

Cafer Gürcafer, binaların depreme dayanıklılığı konusunda İnşaat Mühendisleri Odası’nın ciddi denetimlerinin olduğunu kaydetti. Bu denetimler çerçevesinde yeni yapılmış olan binalarda depreme dayanıklılıkla ilgili konulmuş olan kurallara uyulduğunu ve bu konuda hiçbir endişesinin olmadığını kaydetti.

1974 öncesinde inşa edilen binaların depreme dayanıklılığı konusunda ciddi uyarılarda da bulunan Cafer Gürcafer şunları kaydetti:  “1974 öncesinde inşa edilen ve birçoğu kamu ve okul binası olan bu yapıların yeni deprem kurallarına göre güçlendirilmesi gerekmektedir. Örneğin Namık Kemal Lisesi, Dr. Fazıl Küçük Endüstri Meslek Lisesi’nin kolej binası ve Lefkoşa’daki daha birçok bina yeni deprem kurallarına göre güçlendirilmelidir. Bu çok büyük bir tehlikedir ve biz  bir süredir bu tehlikeye dikkat çekiyoruz. Ülkemiz yönetimi, hükümetlerimiz, devletimiz önceliklerini belirlerken bunu en üst sıraya koymalıdır. Defa defa söylüyorum. KTİMB olarak bu hususta sürekli açıklama yapıyoruz. Bugünkü deprem bize bir işarettir. Son pişmanlık fayda etmez. Yarın itibari ile tüm yatırımlar buna yönlendirmeli, kamu binalarımız ve okullarımız deprem yönetmenliğine göre elden geçirilerek tümü için güçlendirme projesi yapılmalıdır.”

Gürcafer: Mart sonunda aşılanmış insanlara kapıları karantinasız açmalıyız

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, hükümetin pandemi sürecindeki  performansını değerlendirdi. Aşı konusunda önemli açıklamalarda bulundu.

Kıbrıs Net Haber’de İsmet Özgüren’in konuğu olan Gürcafer, pandeminin ülke ekonomisine etkilerini yorumladı, Kıbrıs Konusu ve Maraş açılımına ilişkin soruları yanıtladı.

“Avantajlarımızı kullanmadık, ekonomiyi doğru yönetemedik”

KTİMB Başkanı Gürcafer, pandemi döneminin daha önce deneyimlenmediğinden dünyada olduğu gibi ülkemizde de bir çok hususta hatalar yapıldığını kaydetti.

Hata yapmanın deneyimlenmemiş olan bu süreçte çok da anormal bir durum olmadığını söyleyen Gürcafer, buna karşın ülkenin avantajlarının da doğru değerlendirilebileceğini ama bunun yapılamadığını kaydetti.

Gürcafer, “Bu dönem kimsenin deneyiminin olduğu bir dönem değil. Hata yapılması normaldi. Örneğin İngiltere,  ‘sürü bağışıklığı’ dedi, hata yaptı ve ekonomisi darmadağın oldu. Bunu bilerek yapmadı. DSÖ farklı yaklaştı, ABD farklı yaklaştı. Biz bir İngiltere, Güney Kıbrıs değildik ama kendi imkan ve olanaklarımızı o savaş döneminde olabildiğince iyi değerlendirmeliydik. Diğer ülkelere göre avantajımız ada ülkesiyiz, ‘kapattık’ dediğimiz zaman insanlar ülkeye yüzerek gelemezdi. Küçük bir toplumuz, kontrol etmek çok daha kolaydır. Neticede biz bu dönemde çok şanslı çıktık ama ekonomiyi ve kaynaklarımızı yeterince doğru yönettiğimizi de söyleyemeyiz” dedi.

“Topluma adil davranılmadı”

KTİMB Gürcafer,  kaynakların kullanımında da  adil davranılmadığını söyledi.

Halkın bu süreci kendi birikimlerini sonuna kadar kullanarak attlattığını hatırlatan Gürcafer,  “Bu birikimlerin tükeneceğini öngörüp kamu kaynaklarını tüketmememiz gerekirdi. Biz biraz bonkör davrandık, 2 ayda hayatın normale dönüşeceğini temenni ettik, temennilerimiz öngmörülerimizin önüne geçti. Tükettik. Olabildiğince adil dağıtmadık. Bu noktadan sonra ekonominin doğru yönetilmemesi felaket getirir” dedi.

“Ortaya çıkacak ekonomik pastadan pay alabilmeyiz”

Pandemi nedeni ile bir çok ülkenin ekonomisinin çöktüğünü dile getiren Cafer Gürcafer,  bu ülkelerin bir an önce aşılanıp ekonomilerinin yaralarını sarmanın peşinde olduğunu, ortaya çıkacak ekonomik pastadan pay alamabilmek için tüm ülkelerin ayağa kalktığını dile getirdi.

Ortaya çıkacak ekonomik pastadan KKTC’denin de pay alaması gerektiğini söyleyen Gürcafer, “Bu ülkeler, ekonomik olarak ayağa kalkmak için, aşılanacak ve kapılarını aşılanmış kişilere açacak. Zaten travma yaşamış insanlar kendini dışarı atacak, ya tatile gidecek ya yaşı ilerlemiş insanlar güvenli gördüğü ülkeye yerleşecek. Dolayısıyla bu pastadan bizim de pay almamız lazımdır” dedi.

“Ekonomik Örgütler Platformu’nun talebi aşı”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer,  Ekonomik Örgütler Platformu olarak aşı talebi ile Başbakanla görüştüklerini, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a ulaşmaya çalıştıklarını ve Avrupa Birliği (AB) Büyükelçisinden randevu talep ettiklerini ifade etti.

Gürcafer, “Bizim talebimiz aşıdır ancak bunu Türkiye’deki yetkililere de doğru anlatmamız lazımdır. Türkiye,  Çin’den 50 milyon aşı alacak ve bu aşıdan oran orantı yöndemi ile KKTC’ye de verecek. Yani ayda 3 milyon aşı alırsa 80 milyonluk nüfus, 500 binlik nüfusa bunun 10-20 bini gelecek. Bu yakllaşım ile biz ne kurtulabiliriz ne açılabiliriz aksine Türkiye’ye ekonomik külfet olmaya devam ederiz. Bizim açılmamız lazım ki ekonomik olarak ayağa kalkabilelim. Turizmi, yüksek öğretimi, yap-sat ve inşaat sektörünü harekete geçirmemiz lazımdır.  Bunun için de bize bikaç yüz bin aşının tek seferde verilmesi lazımdır” ifadelerini kullandı.

Toplumun iyi bir planlama ile yüzde 50’sinin aşılanması durumunda pazarlama kısmının da doğru bir şekilde yapılması gerektiğini söyleyen Gürcafer, “Bu programı yapabilirsek 2021 sezonunu kurtarırız ve Annan Planı dönemindeki gibi bir sıçrama dönemi yaşanır. Ben bunun başarılabileceğine inanıyorum” dedi.

“Bundan sonraki süreç için hükümetle ilgili noktada endişeliyim”

İş dünyasının Kıbrıs Türk siaysetine kırgın olduğunu söyleyen Cafer Gürcafer, bu dönemde ülke yararı için arzu edilen birlikteliğin sağlanamadığını ifade etti.

Gürcafer, “Bu dönemde siyasetin çok daha farklı yaklaşmasını beklerdik. Canlarını yaksa da, prensiplerine aykırı olsa da, tüm farklılıklarını bir kenara bırakarak ülke için yapılması gerekeni yapmalarını beklerdik. İktidar, muhalefet, ana muhalefet… Herkes kendi penceresinden haklı ama bir gerçek vardır. Eğer biz önümüzdeki treni kaçırırsak, 2021 sezonunu kaybederiz. Turizmdeki, inşaattaki firmalar batar, bankalar batar, sokakta ciddi bir açlık olur” diye konuştu.

Önceliğin seçim, mevki, makam olmaması gerektiğini dile getiren Gürcafer, “Bu dönemde olabildiğince konusunda uzmandan oluşan bir kabine olmalıydı. Gönüllü olarak tüm siyasi partilerin bu işin içerisine girmelerini isterdim. Ülkenin öncelikleri ön planda tutulmalıydı. Kendi adıma konuşmuyorum, tüm iş dünyası olarak söylüyorum. Bu ülke hepimizin, el birliği ile uğraşmalıyız. Siyasetin tam gereğini yapabildiğini söyleyemem ve bundan sonraki süreçten endişeliyim” ifadelerini kullandı.

“Siyaset kurumundaki verimlilik arttırılmalıdır”

Siyaset kurumundaki verimliliğin artması gerektiğini söyleyen Gürcafer, “Sistemin bütünlüklü olarak ele alınmalıdır, değiştirilmelidir. Ülkeyi yöneten siyaset kurumudur. Siyaset kurumu insan kaynakları bakımından bir zenginlik içerirse ülke yönetiminde pozitif rol oynar.  Bu işin formülünü bulmalı, insanların siyasete ilgi duymasını sağlamamız, milletvekilliği ile bakanlığı ayrıştırmamız lazımdır.  Milletvekilli yasama ile ilgili mecliste olacak, bakan teknokrat olacak. Milletvekili, bakan olacaksa milletvekillliğini yitirmelidir. Bunu yaptığımız zaman yürütmede ve yasama da verimliliği ciddi şekilde arttıracaktır” dedi.

Savunduğunun mevcut sistemin daha iyiye evrilmesi olduğunu dile getiren Cafer Gürcafer, “Ben ille de ‘başkanlık sistemi’, ‘diktatörlük olsun’ demiyorum. Kuvvetlerin ayrımı, yargının bağımsız olması çok çok önemlidir” şeklinde konuştu.

Muhalefet ile iktidarın illa kavga etmeleri gerekmediğini söyleyen Gürcafer, ülke yararı söz konusu ise uzlaşılması gerektiğini kaydetti.

“2021’i kaybedersek çökeriz”

KTİMB Başkanı cafer Gürcafer, pandeminin inşaat sektöürüne etkilerini de değerlendirdi. Gürcafer, turizm ve yüksek öğretimin durduğunu ancak inşaatta çarkların yavaş da olsa döndüğünü belirtti.

Gürcafer,  “2007-2008’deki o dik çöküşten biz ders aldık, firmalarımız şimdi çok daha kurumsal, disiplinli. Tahsis edilmiş krediler ve başlayan projeler vardı. O tahsis edilmiş krediler başlayan projelerle devam etti. Neticede ortaya 25 bin civarında bir konut, ürün çıktı. Bu ana kadar da alt tüm sektörleri hareketli tuttu, şimdi bu konutları paraya dönüştürmemiz bununla birlikte turizmi hareketlendirmemiz lazım çünkü turist gelir görür beğenir ve alır. Yüksek öğretim de bir yerde turizmin bir parçasıdır ve bu noktada ayrı tutamayız” diye konuştu.

Bu noktada aşılanmanın kilit olduğunu söyleyen Gürcafer,  “En geç 3 ay içerisinde toplumun yüzde 50’sini aşılayamazsak, Mart ayının sonunda aşılanmış insanlara kapıları karantinasız açmaz ve önceden bunu ilan etmezsek 2021’i kaybettik demektir bu da bir felakettir” dedi.

 “Bulaş otellerden olmadı”

KTİMB Başkanı Gürcafer, ülkede bulaşın nasıl olduğuna ilişkin sorgulamak istemediğini ancak, devletin denetim noktasındaki zafiyetinin bu hususta oldukça etkili olduğunu  söyledi.

“Devlet bir takım kurallar koyuyor ama kendi koyduğu kuralların ne kadar uygulandığını denetlemiyor” diyen Cafer Gürcafer, ülkedeki bir çok kurumda olduğu gibi kara kapılarında da denetimin çok doğru yapılmadığını ve bulaşın ağırlıklı olarak bu noktadan olduğunu ifade etti.

Gürcafer, “Limanlar ve havayolu olabildiğince kontrol altında tutuldu. Kara kapılarını çok doğru kontrol edemedik , bulaş ağırlıklı oradan oldu. Türkiye’den gelen 3 günlük de gelse PCR’sini yaptı ve verilere bakıldığında otellerden bir bulaş olmadı. Öte yandan bugün halen Güneyden kuzeye elini kolunu sallaya sallaya kaçakçılık da yapılıyor” dedi.

“Sayın Oktay’dan şu aşamada isteyeceğimiz şey aşıdır”

İstenilenin şuan için Kovid-19 aşısı olduğunu dile getiren Cafer Gürcafer, Türkiye ile konuşulacak konuların hayatın normale dönmesinden sonra da konuşulabileceğini belirtti.

Gürcafer, şöyle dedi: “Hayat normale dönünce elbette görüşmemiz gereken konular var.  Mesela maraş, askeri birliklerin şehir içerisinden çekilmesi gibi. 1974’te bir savaş oldu, asker geldi Girne’nin içerisine konuşlandı ama üzerinden neredeyse yarım asır geçti artık bir devlet olduk,  savaş hali konuşlanmasından normal konuşmaya dönülmelidir. Bu talebimiz yanlış anlaşılmasın. Turizmin incisi Girne içerisinde, ‘şurada duramazsın, fotoğraf çekemzsin’ gibi ihtarlar turizm ile bağdaşmaz. Asker de bundan rahatsız. Öteyandan İskele… İskele bizim turizm ile ilgili esas incimiz olacak. O bölgede düşünülen bir askeri peoje var. Bu projenin dana ileriye ötelenmesi konusunda bir talebimiz vardır. Bunların dışında Sayın Oktay ile kendi iç meselemimizi konuşmamamız lazımdır.”

“Maraş’ın eski sahiplerine iade edilerek açılmasını isterim”

Özgüren’in sorusu üzerine Kapalı Maraş konusunda da değerlendirmelerde bulunan KTİMB Başkanı Gürcafer,  Maraş’ın kapalı olmasının Mağusa’nın  gelişimini engellediğini, göçlere sebep olduğunu ve travmalara yol açtığını kaydederek Maraş’ın eski sahiplerine iade edilerek açılmasını istediğini kaydetti.

Gürcafer, “Mağusa’da yaşayan biri olarak, Maraş’ın eski sahiplerine iade edilerek açılmasını isterim. Bundan ekonomik olarak ülkemin ve toplumumun olabildiğince kazanacak şekilde düzenleme yapılmasını isterim. Hem barış hem Mağusalı hem Kıbrıs Türk insanı hem de dünya nemalansın” dedi.

“Maraş’ta büyük bir siyasi mesaj verildi”

Türkiye’den Kapalı Maraş’a yapılan ziyareti de yorumlayan Gürcafer,  konuşmasını şu sözlerle tamamladı:  “O ziyaret ile sanki TOKİ geldi ve Maraş’ı yapıyor gibi bir algı oluştu ve karmaşa oldu. Oysa yapılan Sayın Cumhurbaşkanının gezeceği güzergahta bir düzenleme yapmak karşı tarafa bir ciiddiyet mesajı vermekti. Bana göre de bu tuttu. ‘Maraşı açacağız’ dedimizde, ‘siz temizliğini bile yapamazsınız’ derlerdi. Orada büyük bir mesaj verildi. Bu siyasi bir mesajdı, bana göre de doğru bir mesajdı . Kıbrıs Konusu  ile uğraşmaya başladığımda çocuktum.  Kıbrıs sorununun daha fazla ötelenmesine tahammülümüz yoktur. Bu noktada 5+1’den bir şey çıkacağını umut ediyorum.”

 

 

Cafer Gürcafer: Mart sonunda aşılanmış insanlara kapıları karantinasız açamazsak 2021’i kaybederiz

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, hükümetin pandemi sürecindeki performansını değerlendirdi. Gürcafer, “Mart sonunda aşılanmış insanlara kapıları karantinasız açamazsak 2021’i kaybederiz” ifadelerini kullandı.

Haberin ayrıntıları için tıklayınız >>>https://www.kibrispostasi.com/c35-KIBRIS_HABERLERI/n363989-cafer-gurcafer-mart-sonunda-asilanmis-insanlara-kapilari-karantinasiz-acamazsak-2021i-kaybederiz?fbclid=IwAR1-JEYOI9AObnt29_B30HiOupL7R6HHsLwLQaSkKkXD9oYSp7pCPCYoQLU