Gürcafer, “İstanbul Taksim’de meydana gelen patlamada hayatını kaybeden ve yaralananların haberini derin bir üzüntü içerisinde öğrendik. Patlamada hayatını kaybedenlere Tanrıdan rahmet, yakınlarına sabır, yaralılara ise acil şifalar dilerim. Geçmiş olsun Türkiye” ifadelerini kullandı.
Tag Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer
Gürcafer: Geçmiş olsun Türkiye
Gürcafer: Atatürk bugünün dünyasına, bugünün insanlığına ışık tutmaya devam ediyor
Gürcafer mesajında Atatürk’ün 90 yıl önce ortaya koyduğu fikirleri, söylenmiş sözleri ile bugünün dünyasına, bugünün insanlığına ışık tutmaya devam ettiğini belirtti.
KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, “Yalnız Türkiye değil tüm dünyada artarak devam eden Atatürk sevgisi, bir lider olarak kişiliğinin ve ortaya koyduğu ilkelerinin ne kadar kıymetli olduğunun göstergesidir. Saygıyla anıyoruz” dedi.
Gürcafer Cumhuriyet Bayramı’nı kutladı
Gürcafer, Türk Milleti’ne bırakılmış en değerli miras olan Türkiye Cumhuriyeti’nin etkin ve güçlü varlığının Kıbrıs Türk halkına da güç verdiğini kaydetti.
KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, “Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm bağımsızlık mücadelesi kahramanlarını minnet ve rahmetle anar, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nızı kutlarım” dedi.
Gürcafer: Seyirci kalmayacağız. Gözümüz üzerinizde efendiler!
KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer’in açıklaması şöyle: “Böyle insanları seçtiğimiz sürece bu ülkenin düzelmesini boşuna beklemeyelim. Televizyon ekranlarında halkın çıkarlarından başka bir gaileleri yokmuş gibi konuşan, konuşurken mangalda kül bırakmayan, nerdeyse gece gündüz halka hizmet etmek için çalıştığını zannettiğiniz bazı palavracı vekillerin kendi menfaatleri söz konusu olduğunda kapalı kapılar arkasında savurdukları hükümeti bozma şantajlarını halktan fazla seçmenlerinin bilmesinde yarar var. Kime oy verdiklerini ve sahip olduğu vekillik mertebesini ne için kullandığını görmeleri geleceğimiz için önemli. Koalisyon ortakları arasında gelişen kurum ve daire takaslarının benzer dayatmalar sonucu şantaj neticesinde değiştiği endişesini taşıyoruz. Geçmişte yaşanmış bazı yağmalamaların hesaplarının sorulmasını beklerken yenilerinin yaşatılmasına seyirci kalmayacağız. Gözümüz üzerinizde efendiler.”
Gürcafer: Anlaşılan ile uygulamaya giren tüzük aynı değil
Üzerinde anlaşılan tüzük ile hayata geçirilen tüzüğün aynı olmadığının altını çizen Gürcafer, sistemin önünün halen tıkalı olduğunu söyledi.
Gürcafer, müteahhitlerin morallerinin bozuk, ihalelere katılma noktasında negatif olduğunu belirterek, “Bu bir tüzüktür ve tüzük bir Bakanlar Kurulu kararı ile değişebilir. Dolayısıyla bu hatayı 1-2 gün içinde düzeltebilirler” dedi.
Gündem Kıbrıs Web TV’de konuşan KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, “Fiyat farkı uygulaması, bizim çok uzun zamandır gündeme getirdiğimiz, defaten eylem yaptığımız bir konuydu. Çünkü, müteahhitlerimiz bundan çok mağdur oldu. Çok uzun yıllardır birçok müteahhidimizin iflas etmesinin nedeni budur.
Devlet sizinle TL olarak bir sözleşme imzalıyor ve sizden kaynaklanmayan nedenlerden dolayı Türk Lirası, döviz karşısında sürekli değer kaybediyor. Girdi maliyetleriniz, harcamalarınız döviz ama aldığınız TL. Yani harcadığınız karşısında aldığınız sürekli eriyor. Karınız yüzde 10 iken kaybınız yüzde 85’leri buluyor. Bu sebepten dolayı birçok müteahhit firmamız battı” ifadelerini kullandı.
Müteahhidin bu konuda yıllardır sesinin duyulmadığını belirten Gürcafer, mevcut hükümet döneminde buna son verildiğini ve Başbakan Ünal Üstel’in fiyat farkı uygulamasının hayata geçirilmesi hususunda gerekli talimatı verdiğini, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanının da bu konuda bayağı katkı koyduğunu anlattı.
Gürcafer süreçte; Türkiye’deki uygulamanın örneğinin alındığını söyleyerek, “yüzde 5, en fazla yüzde 10 karım olan TL bazında bir işte yüzde 70-80 zarar etmenin altından kalkamam” dedi.
Cafer Gürcafer, şunları kaydetti: “Bu konu masaya yatırıldı ve çözüm bulundu, Sayın Başbakan da bunun bize müjdesini verdi. İhaleye katıldınız, sözleşmenizi imzaladınız. Teminat mektubu karşılığında yüzde 30 avans verilecek. Siz işe başladıktan sonra dövizdeki artış yüzde 13’ün üzerine çıkarsa size verecek. Biz böyle biliyorduk, anlaşma da böyleydi ama maalesef Bakanlar Kurulundan geçen tüzüğün böyle olmadığını öğrendik.
Bu hususta Maliye Bakanlığının Müsteşarı Burak Bey kendine göre bir formül geliştirdi. Bizimle konuştuğunu iddia etti ama ne bizim yönetimimizde ne teknik kadrolarımızda ne Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı ne de Başbakanlıkla yapılan görüşmelerde böyle bir şey konuşulmadı.”
“KELİME OYUNLARI İLE SANKİ TÜCCAR PAZARLIĞI YAPIYORUZ”
“Yapım İşleri İhalelerinde Uygulanacak Esaslar ve Usuller (Değişiklik) Tüzüğü”nü yorumlayan Gürcafer, “Örneğin birinci hakkedişte diyelim ki dövize yüzde 16 artış geldi, yüzde 13 indirilecek, size yüzde 3’lük bir fark verilecek ama ikinci hakkedişte ihaleyi imzaladığınız tarihten itibaren yüzde 25’lik bir artış geldiyse onu dikkate almayıp birinci hakkediş tarihindeki döviz kuru ile ikinci hakkediş arasındaki döviz kurunu verecek” dedi.
“Kelime oyunları ile sanki tüccar pazarlığı yapıyoruz” diyen KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, “Sen devletsin, ben bu devletin bir bireyiyim. Ben devlete vergi ödeyen ve yaptığı ticari faaliyetten dolayı devletine milyarlarca lira katkı koyan bir sektör, kurum, kuruluşum. Aslında bunların bütünü devleti, toplumu, halkı, KKTC’yi oluşturur. Dolayısıyla yetkililer; ‘bizim gücümüz bu kadar’ diyor. O zaman 20 tane iş yapmayacaksınız. Az yapacaksınız ama tam yapacaksınız” ifadelerini kullandı.
“RİSK ENSEMİZDE BOZA PİŞİRMEYE DEVAM EDECEK, BİR AN ÖNCE ÖNLEM ALMAMIZ LAZIM”
Cafer Gürcafer, Uluslararası finans kuruluşlarının yaptığı açıklamalara bakıp, küresel ekonomik gelişmeler değerlendirildiğinde dövizde dalgalanmanın durmayacağını, bu hususta kasım ayı ile ilgili felaket senaryoları çizildiğini anlattı.
Konuşmasının devamında “Bu risk ensemizde boza pişirmeye devam edecek” ifadelerini kullanan Gürcafer, Dolayısıyla bir an önce önlem almamız lazımdır. Çünkü önlem alınmadığı sürece biz iş yapamayacağız, biz iş yapamayınca da devletin dolayısıyla da halkın ihtiyacı karşılanamıyor” dedi.
KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, “Örneğin, okulların tadilatı, hastanenin tamiratı, yollar, kaldırımlar vs. Bu tür ihtiyaçlar yapılamıyor. Biz, ‘bize rant vermeyin, bize kar da vermeyin. İstiyorsanız siz malzemeyi alın, biz size bunu yalnızca maliyetine yapalım’ diyoruz. Bizim devletten kar elde etme gibi bir derdimiz yoktur. Biz aslında bir sorumluluğu yerine getirmeye çalışıyoruz. Ama bu bizim sırtımıza yüklenmeye çalışırsa biz bunu yapamayız, böyle bir gücümüz yoktur” diye konuştu.
Sistemsizliğe vurgu yapan Gürcafer, “UNDP ihale açıyor, bizim müteahhitlerimiz bu ihalelere katılıyor, onların bize sunduğu imkanlar, bizim devletimizin sunduğu imkanların 2-3 katı, bunun tersi olmalı. Biz bu işi bir sisteme oturtmalıyız” dedi, “Biz bu konuda çok gecikiyoruz” uyarısında bulundu.
Cafer Gürcafer, konuşmasının devamında şunları kaydetti: “Yılan hikayesine dönen bir Girne Hastanesi ihalesi var. Zeyilname yayınlayıp fiyat farkı uygulamasının hastanenin ihalesinde uygulanacağını söylememiz lazımdır. Çünkü hastane TL ile bir ihaledir ve çok risklidir. Döviz kasımda, aralıkta patlarsa, o ihaleyi alacak olan adam öyle bir batar ki iki kuşak yeniden düze çıkaramaz.
Aynı yeni cezaevi projesindeki gibi, Taşyapı’nın şu anda yaptığı köy yolları ihalesinde olduğu gibi, sahayı yapmak için gelen Siyah Kalem Firmasının yapacağı gibi. Yani bu aslında bütün dünyada uygulanan bir sistemdir. Neden ısrarla bu bizim müteahhidimize layık görülmüyor.”
“’TÜRKİYE İSTEMİYOR’ YALANINDAN VAZGEÇİN”
Cafer Gürcafer, konunun suiistimale açık olduğuna da vurgu yaptı. Gürcafer, “‘Türkiye istemiyor’…. Böyle bir şey yok! Bu yalandan vazgeçin! Tamamen bizim yetkililerimizin yapmadığı, anlamsız bir şekilde ısrar ettiği bir konu. Eğer biz bu işi birkaç gün içerisinde çözemezsek önümüzdeki dönemdeki bütün ihaleleri olumsuz bir şekilde etkileyecek” ifadelerini kullandı.
“KAMU İHALELERİNDE KAPLUMBAĞA BİLE BİZDEN DAHA SÜRATLİ””
Kamu ihalelilerindeki durumu; “kaplumbağa bile bizden daha süratli” ifadeleri ile özetleyen KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, şunları kaydetti: “Biz müteahhitlere; ‘yapmayın’ demiyoruz, ‘ihalelere katılmak yasaktır’ da demiyoruz ama yapamazlar, bu riskin altına giremezler, mümkün değil. Kamu ihalelerindeki durumu özetlemek gerekirse kaplumbağa bile bizden daha süratli.
Merkezi İhale Komisyonu (MİK) başka bir yerde, Planlama İnşaat Dairesi başka bir alem, Karayolları Dairesi başka yerde, Maliye Bakanlığının yetkilileri başka bir havada, biz başka yerde. Birbirimizden kopuk durumdayız. Bir yuvarlak masa etrafında oturup karar almak ve o kararı uygulamak gerekmektedir. Biz belki de 1 yıldan fazladır kamu ihalelerine katılmıyoruz. Oysa bu 24 saatte çözülecek bir konudur. Anlaşılamadı, anlaşılamadı Sayın Başbakan son ‘yarın akşamüzeri şu saatte, buraya gelin’ dedi. Sayın Başbakan o toplantıya başkanlık etti, orada anlaştık. Ancak başka bir tüzük geçti.”
“HALKA KARŞI SORUMLULUĞUNUZ VAR. BU ÖTELENEBİLECEK BİR SORUN DEĞİLDİR”
Yapım İşleri İhalelerinde Uygulanacak Esaslar ve Usuller (Değişiklik) Tüzüğü”nde ‘yerel kaynak, yerel ihalelere verilecektir’ dendiğini ama zaten ihalelerin yüzde 95’inin zaten T.C. kaynaklı olduğunu söyledi.
“Bu nasıl bir yaklaşımdır! Halkın karşısında neyi ispatlamaya çalışıyoruz?” diyen Gürcafer, “Bu bir sorundur ve bu sorunu çözüp devam etmemiz lazımdır. Bu ötelenebilecek bir sorun değildir. Bu halka karşı bir sorumluluğumuzdur.
BRTK’nın Müdürü Sayın Meryem Özkurt geçtiğimiz gün beni aradı ve ‘dam akıtıyor, cihazlar gidiyor, birçok kez ihale açıldı, kimse teklif vermiyor. Lütfen bize yardımcı olun.’ dedi. Müteahhit yapmıyor. Zarar edeceği işi kim yapar! ‘Ben sana 3 TL vereyim, sen 10 TL bul ve git bu işi 13 TL’ye yap’… Bu nasıl bir yaklaşımdır, nasıl bir beklentidir! Devlet, yol gösterici, katkı koyan, teşvik verici olur” şeklinde konuştu.
“ZAMAN KAYBEDİYORUZ”
Kaybedilen her günün büyük zararlara neden olduğunu söyleyen KTİMB Başkanı Gürcafer, şunları kaydetti: “Alsancak yolu ihalede şu anda. Yol yapımında en önemli hammadde katrandır. TÜPRAŞ’ın fiyatı vardır, o da dövize endekslidir. Hem de petrol varil fiyatına endekslidir. Siz bu ihaleyi aldınız, dolara yüzde 30 artış geldi, nasıl olacak? Diğer önemli girdi ise akaryakıttır. Yarın yakıta zam geldiğinde peki ne olacak benim halim? Mecburen yarım bırakacağım. Türkiye bu işi çözdü. ‘Zam gelirse ben öderim, sen git işini yap’ der.
KKTC’de maalesef bu konuda çok tereddütlü davranılıyor. Açıkçası benim bu hususta moralim çok bozuk, çünkü zaman kaybı oluyor ve enerjimizi boşa harcıyormuşuz hissine kapılıyoruz. Bizim devam ettirdiğimiz 10’un üzerinde çalışmamız vardır.
Lapta’daki yaşlı bakım evinin yapım sorumluluğunu KTİMB aldı. 20 milyona yakın bir maliyeti var ve biz bunu cebimizden, tamamen bağışlarla yapacağız. İmar planları ile ilgili çalışmalarımız var. Yasalarla ilgili devam eden çalışmalarımız var. Sınır kapıları ile ilgili çalışmalarımız var. Yapım işleri tüzüğünde göz göre göre başkalarının hakkını yemeye imkan veren, müteahhitlerin arasında fırsat eşitliğini ortadan kaldıran, haksızlık ve adaletsizlik yaratan maddeler vardır. Çalıştık ama bir kenarda atılı duruyor. Daha yüzlerce sorun var fakat eğer biz bir fiyat farkı uygulaması ile ilgili çalışmasını 1 yılda neticelendiremediysek bu ülkenin sorunlarını nasıl çözeceğiz, ülkeyi nasıl düze çıkaracağız?
Bu süratle biz bunların üstesinden gelemeyiz. Bu ülkenin doğru insan kaynaklarının katılımı ile bu ülkenin geleceğini kurtarmakla alakalı bir çalıştay yapmamız lazımdır. Ama sırf ‘çalıştay yaptık’ demek için değil, bu çalıştaydan çıkan sonuç bildirgesine saygı duyup bir yerden başlamak lazımdır.”
“BİZDE KÜÇÜK KÜÇÜK DEREBEYLİKLERİ VAR”
KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, ülkeyi yönetenlerin ve kadrolarının ülkenin nasıl kurtulacağı, önceliklerin ne olduğu hususunda fikir birliği içerisinde olması gerektiğini ve bu noktada mesai harcaması gerektiğinin altını bir kez daha çizdi.
Sürekli olarak bir karmaşa ve kaosun içerisinde olunduğunu ifade eden Gürcafer şöyle konuştu: “Hükümet, bakanlar ve onların altındaki kadro, bürokratlar… Bunun bir vizyon ile yoğrulması, bakış açısının değişmesi lazımdır. Devlette 20 müsteşar varsa, 10 bakan, 1 başbakan, bunların altında da 40 da genel müdür varsa bu ekip, bu ülkenin nasıl kurtulacağını, önceliklerin ne olduğu hususunda aynı bakış açısında olmalıdır. Bizde küçük küçük derebeylikleri var. Herkes kendini koruyan bir davranış sergilemenin derdinde.
Bir karmaşa, kaosun içerisinde sürekli fokurduyoruz. Bu memlekette insan kaynağı bakımından zenginliğimiz vardır. Ancak maalesef oluşmuş olan sistemimiz bu insan kaynaklarından doğru şekilde yararlanmamızı sürekli engellemektedir. Yerleşmiş olan kültür engelliyor. Bu gerçek bizi daha fazla dibe çekiyor.”
“ENERJİ BİRİMİNİN OLUŞMASI ŞART”
Ülkede artık bir enerji üst kurulunun oluşmasının gerekliliğinden de söz eden Gürcafer, “ileri gitmek için yapmamız gerekenler bellidir. Bizim bilim insanları ile altı desteklenmiş bir Enerji Üst Kuruluna ihtiyacımız var” dedi.
Dünya, her konuda inanılmaz bir yarış ve rekabet içerisinde iken KKTC’nin bunun çok gerisinde olduğunu söyleyen Cafer Gürcafer, sözlerini şu cümlelerle tamamladı:
“İnşaat sektöründe ben artık Türkiye, Yunanistan, Belçika ile rekabet ederim ama benim onlarla rekabet edebilmem için çağın ihtiyaçlarını karşılayabilecek noktada olmalıyım. Mesela ben şu anda akıllı evler yapamam çünkü yasalar bana engeldir. Bunun için enerji biriminin oluşması lazımdır.
Bizim bilim insanları ile altı desteklenmiş bir enerji birimine ihtiyacımız var. İş dünyasının dediği de budur. Enerji üst kurulu kuralım, ülkenin enerji politikalarını tespit etsin ve ülkenin enerji politikalarını geliştirsin. Ama biz hiçbir şey yapmıyoruz. Bakanlar, Sayın Başbakan çok iyi niyetli. Ama iyi niyet bizi olduğumuz yerden başka bir yere taşımıyor. Dürüst olmak, iyi niyetli olmak lazım ama bunları yapacak birime, planlamaya, doğru ekonomik, sosyal politikalara ihtiyacımız var. Mevcut durum tespiti yapmaya, aşamalı olarak ayağa kalkmak için neler yapacağımızı tespit etmeye ihtiyacımız var. Ben tüm firmalarıma iş imkânı yaratabilecek bir potansiyele sahibim ama biz bu ülkenin insanıyız. Zamanımız çok daraldı. İnsanlarımız karar aşamasındadır, ülkeyi terk ediyorlar.”
Gürcafer: Güven yaratıcı önlemler sürecini fırsata dönüştürmek için ciddi bir diplomatik seferberliğe ihtiyaç var
“Bu davranışlardan dolayı ekonomimizin geldiği durum ortada” diyen Gürcafer, olası bir uzlaşının sağlanması durumunda hem KKTC hem T.C. halkları olarak olumlu etkileneceğimizi söyledi.
Gürcafer, “Gidişattan çok endişeliyiz ve olumlu gelişmelere şiddetle ihtiyaç duyuyoruz” dedi.
KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, şunları kaydetti:
“Günümüz dünyasında ekonomik çöküşler, diplomatik başarısızlıkların bir sonucu olarak değerlendirilir. Çünkü ekonomi ile siyaset bir paralellik içerisinde gider. Doğru dış politikalar ekonomileri olumlu etkilerken yanlış politikalar da aynı oranda olumsuz etkilemektedir. Kırk yıl öncesinde itibar gören ve o günün koşullarında olumlu netice veren katı siyasi duruşlar iletişim devriminin gerçekleştiği günümüzde fayda yerine zarar veriyor. Günümüz dünyası, siyasi hatalara ağır ekonomik bedeller ödetiyor. Dünyayla maksimum düzeyde uyumlu olmayı başaramayan siyasi yaklaşımlar, ülke ekonomilerini olumsuz etkiliyor.”
“Krizinden çıkış yolu ortak ekonomik akıl ve irade”
Ülkede azımsanmayacak miktarda genç nüfus göçünün yaşandığını dile getiren Cafer Gürcafer, Kıbrıs Türk toplumunun maruz kaldığı erozyonun çok hızlandığına vurgu yaparak, bir an önce bunun önüne geçilmesi gerektiğini söyledi.
Gürcafer, ekonominin yeniden ayağa kalkacağına ilişkin umutlu olduğunu belirterek, bu hususta çalışmaların süratle sürdürüldüğünü belirtti.
Ekonomik Koordinasyon Kurulu’nun bu bağlamda ilk toplantısını geçtiğimiz salı günü gerçekleştirdiğini aktaran Cafer Gürcafer, cuma günü de Başbakan Faiz Sucuoğlu başkanlığında başkanlar düzeyinde bir toplantı yapılacağını ifade etti.
Gürcafer, bu toplantıya Ana muhalefet Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman’ın da katılacağını söyledi.
KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, Haber Kıbrıs Web TV’de “Hüseyin Ekmekçi ile Günaydın Haber Kıbrıs” programında Hüseyin Ekmekçi’nin konuğu oldu, ekonominin yeniden ayağa kalkması için hızla atılması gereken adımları sıraladı.
“EKONOMİYİ BÜYÜTEREK İSTİHDAMIN DEVAMI SAĞLANMALI, ALIM GÜCÜ ARTTIRILMALI”
KKTC’deki ekonomik çıkmazın en etkili sebeplerinden birinin de kullanılan para birimi olduğunu dile getiren Gürcafer, “Biz Türk Lirası’nı kullanıyoruz ve TL’yi tersine çeviremeyiz. Dolayısıyla bu Türkiye’nin içerisinde bulunduğu ekonomik durumun yansımasıdır. O kaynaklı enflasyonun önüne geçemeyiz ama bir sürü turizm altyapımız var. Turizmi, inşaatı harekete geçirmek bizim elimizdedir. Sanayi ürünlerimizi ihraç etmeyi bununla ilgili mevzuatları kolaylaştırmak bizim elimizdedir” diye konuştu.
Gürcafer, istihdamın devamının sağlanıp, alım gücünün de arttırılması gerektiğini ancak bunun ekonomiyi büyüterek gerçekleştirilmesi gerektiğine işaret etti.
“EKONOMİK KOORDİNASYON KURULU’NA FIRSAT VERİLMELİ”
KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, ülke ekonomisi ile ilgili gelişmeleri günlük takip eden ve hızlı refleks gösteren bir kurula, bir organa ihtiyaç olduğunu aktararak Ekonomik Koordinasyon Kurulu’na bir fırsat verilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Gürcafer, “Siyasetçi, açılışlardan, gezilerden, törenlerden fırsat bulup da ekonomi ile ilgilenmeye kalkarsa bunu yapamaz. Siyasetçi oralara gitsin, uzmanlar buralarda çalışsın. Biz EÖP olarak hükümetten biz bunu istedik. Eğer Ekonomik Koordinasyon Kurulu’nun çalışmasına fırsat verilir, aldığı kararlar dikkate alınıp hayata geçirilirse bu işin altından kolaylıkla kalkarız. Biz STÖ’yüz yapmamız gerekeni yaparız. Siyaset bunu yapsın, onun siyasi rantını da kendisi alsın, biz de alkışlayalım kendisini. Bizim derdimiz budur” ifadelerini kullandı.
Gürcafer, bu dönemden umutlu olduğunu kaydederek “Geçmişte toplantılar hatırlamıyorum. Toplantı yapmak için toplantılar yaptık. Bu defa çıkış yolu aranıyor. Herkes kulağını dikti, dinliyor” dedi.
“KONUT PROJESİ İÇİN İHTİYACIMIZ OLAN TEK ŞEY BU PROJEYİ ÖNEMSEYEN BİR HÜKÜMET”
KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, konut ihtiyacı, imar planları ve ihalelere ilişkin soruları da yanıtladı. Yerli halkın konut sahibi olabilmesi için Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği’nin çok uzun zamandır bir sosyal konut projesi olduğunu kaydetti ve projeye ilişkin detayları paylaştı:
“Bu proje, ‘sosyal konut birimi gidip bir yerler de ev yapacak da ucuza satacak” demek değildir. Hem devleti hem ekonomiyi koruyan hem gerçek anlamda insanların barınma ihtiyacını karşılayan ve maliyetlerin de çok düşeceği çok kapsamlı bir projedir. Yani devlette belli vergilerinden feragat edecek, araziyi verecek, biz kooperatif mantığı ile onları kâr amacı gütmeden yapacağız. Ancak gerçekten hak sahibi olanları, adil bir biçimde bağımsız bir organ ile belirleyeceğiz. Bu konutlar bulunduğu bölgenin dokusuna uygun yapılacak. Bununla ilgili bizim projemiz var, ihtiyacımız olan bu konuyu önemseyen bir hükümettir.
“ÇEVRENİN DÜŞMANI MÜTEAHHİT DEĞİL POPÜLİZMDİR, PLANSIZLIKTIR”
KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, KKTC’de her zaman, her konuda bir günah keçisine ihtiyaç duyulduğunu söyleyerek, “Popülizmin yaşayabilmesi için birileri günah keçisi olmalıdır. Burada mesele sistemsizliktir, plansızlıktır” dedi.
İnşaat müteahhitlerinin çevre düşmanı olmadığını söyleyen Gürcafer, “Örneğin Esentepe- Tatlısu bölgesinde eskiden beri kural var, 2 kat yapabilirsiniz. Peki müteahhit gidip orada apartman yapmaya yeltendi mi? Yeltenmedi. Eğer ki siz devlet olarak Girne’de başından beri kural koysaydınız. “Girne 2 kat olacak” deseydiniz, müteahhit gidip orada 20 kat mı yapacaktı? Çevrenin düşmanı popülizmdir, plansızlıktır” diye konuştu.
Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği’nin başından beri bu ülkenin bir ucundan öbür ucuna kadar planlanmasını istediğini kaydeden Gürcafer, şunları kaydetti:
“En büyük değerimiz, kıymetlimiz doğamızdır, kültürümüzdür, geleneklerimiz, göreneklerimizdir, tarım alanlarımızdır, ülkemizin sükûneti, sakinliğidir. Bizim bunları korumamız lazımdır. Bunları koruyan bir plan yapılacak o plan çerçevesinde ne yapılması gerekiyorsa müteahhit onu yapacak. Müteahhidin öyle bir iddiası yoktur 40-50 kat yapsın. Müteahhidine kaç kat dersen o kadar yapar. Ancak siyaset bunu hep bir rant kapısı olarak gördü. “Biri beş yapayım size vereyim, siz de bana verin” dedi. Kime emlak sahiplerine. Dolayısıyla ne oldu. Girne’ye yazık ettik, orda tam anlamıyla bir felaket var. Başka kentlerde de benzer durumun yaşanmaması için ülkenin her bölgesinin planlanması lazımdır.”
“GEÇ KALINMIŞLIĞIN SIKINTILARI YAŞANIYOR”
Mağusa, İskele ve Yeniboğaziçi İmar Planı’na ilişkin soruları da yanıtlayan Gürcafer, “Bütün İskele fasıl 96’ydı. Yani her tarafı imara açıktı. Sınırsız yükseklikte apartman yapılabilirdi. Mağusa, İskele ve Yeniboğaziçi İmar Planı ile bölgenin yüzde 90’ını imara kapattık. Köy dokuların, tarımsal alanlarını koruduk. Long Beach’te bir düzenleme yapılması ile birlikte karşıya bir talep gelişti. Plancılar orayı yüksek kat olarak belirledi. Onun dışında Yeniboğaziçi, Ötüken, Aygün, Kuzucuk, Boğaz, Kalecik’te 2 kattır, tarımsal araziler de korunmuştur” dedi.
İskele bölgesinde yaşanan sıkıntıların ise plansızlıktan kaynaklandığını ifade etti.
Gürcafer, “geç kalınmış olmadan dolayı yaşadığımız birtakım sıkıntılar da vardır. 1980’li yıllarda toprak reformu yapılırken bu planlar yapılmalıydı. İnsanlara tarımsal araziler verilirken “ben sana bunu ekip biçesin diye verdim. Satasın da 3-5 milyon sterlin alasın diye vermedim” demesi lazımdı. O zamandan planlanması lazımdı. Böyle olmadı, zamanla bu araziler el değişti, hali ile bu insanlar, bu arazileri, yatırım amaçlı aldı, içerisine inşaat yapmak için aldı. Buna kısıtlama getirmekte bir takım yasal sıkıntılar doğdu. Bundan kaynaklı iş daha neticelenmedi” ifadelerine yer verdi.
“EÖP ADIM ATTI, SİYASET UMURSAMADI”
Girne hastanesi inşaatına yönelik seyircilerin sorularını yanıtlayan Cafer Gürcafer, “Girne Hastanesi inşaatını biz engellemedik. İhale çıktı ama döviz patladı. Döviz patlayınca 500 yataklı hastanenin ihalesi de Türkiye’de neticelenmedi” dedi.
Gürcafer açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:
“Bizdeki şartnamelerin içerisinde ne olacağı yazmıyor. Demirin fiyatı ihaleye katıldığınız gün şu kadardı, işe başlayacağınız gün yüzde 50-60 zamlandı. Bu durumda ne olur? Bu şartnamede yazmazdı. Dolayısıyla iptal edildi. Biz pandemi içerisinde ekonomik bir kriz yaşadık. Bu dönemde alınan tedbirler açıkçası ekonomik akılla çok örtüşen tedbirler değildi. Örneğin ben olsaydım, giderdim Türkiye’ye ve ‘Böyle bir ekonomik kriz vardır. Gelin bunun yönünü bulalım. Zaten bu insanlar geldiler ve sizinle görüştüler. Bu köy yollarını vs. yerel ihaleye dönüştürelim, bizim ekonomimiz bundan olumlu etkilensin’ derdim. Türkiye bize bu kapıyı açtı, biz gidip alamadık.
Biz EÖP olarak Türkiye’ye gittik. Karayolları Genel Müdürlüğü ile toplantı yaptık. Makine parkının tespiti veya şartnameleri nasıl düzenleyebiliriz diye başlangıç yaptık. Sonra ilgili bakanlığın buradan gidip bu ülke çıkarları doğrultusunda alması gerekirdi veya almak için çaba sarf etmeliydi, hiç kimse umursamadı. Bu sadece bir örnek. Yapılan şeyler tamamen popülist ve palyatifti. “Esnafın borcunu öteleyelim, 6 ay daha yaşasın” gibi. Devletin gelirlerini artırıcı, ekonomiyi büyütücü hiçbir adım atılmadı.”
“EKONOMİK GELİŞMELERİ HEP KABİNENİN BECERİSİ İLE SINIRLI TUTTUK”
KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, sosyo ekonomik kalkınma planlarının önemine de dikkat çekti.
KKTC’de ekonomik gelişmelerin hep kabinenin becerisi ile sınırlı tutulduğunu söyleyen Gürcafer, “Halbuki ekonomik vizyon, bir kalkınma planı ve ona paralel bir sosyal yaşamın gelişmesi, bir alt yapının gelişmesi, bir devletin korunup gözetlenmesi, kurumsal yapının gözetlenmesi, bütün bunların planlanması lazımdı. Bunların hiçbiri bugüne kadar yapılmadı. Biz planlama yaptık da birileri bize kendi planını mı uygulattı? Hayır. Bizim yapmamız gereken aslında bugünümüzü, yarınımızı planlamamız lazımdır. Biz yapmadık. Ne sağlığımızı ne eğitimimizi ne ekonomimizi ne de sosyal yaşamımızı biz planlamadık. Biz yapmadığımız için, bizim adımıza kararlar verildi” diye konuştu.
SİYASETÇİLERE ÇAĞRI!
KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, konuşmasını siyasilere çağrı yaparak tamamladı. Gürcafer; “Halka ‘umutlu olun’ derken siyasete muhalefeti ile iktidarı ile tüm siyasete dönüm noktasında olduğumuzun farkına varsınlar. Popülizmi de kırmızı çizgilerini de bir tarafa bıraksınlar. Bu ülke insanının gözü hepimizin üzerindedir. Yapmamız gerekeni yapmalıyız” dedi.
Nitelikli işçi sorunu çözülüyor
Bu proje doğrultusunda talep edilen işgücünün aranan vasıflara haiz olup olmadığı, geleceği ülkede teste tabi tutularak ve uygun vasıfta ise sertifikasyon merkezleri tarafından sertifikalandırılıp ülkemize getirilmesi sağlanacak.
Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, bir süredir 3. Dünya ülkelerinden getirilmeye çalışılan işçilerin, firmalar tarafından talep edilen niteliklere ve vasıflara haiz işçiler olmadıkları, talep edilen ve taahhüt edildiği özelliklerden uzak vasıfsız işçiler oldukları hususunun bilgilerine getirildiğini söyledi.
Öte yandan firmaları kullanarak ülkeye gelen bahse konu işçilerin, firmaların bilgisi dışında yoğun bir biçimde Güney Kıbrıs’a kaçak yollardan geçtiklerini veya geçme girişiminde bulunduklarını anlatan Cafer Gürcafer, bu durumun iş kaybının dışında, uluslararası camiada da KKTC’nin insan kaçakçılığı merkezi olarak anılmasını ve dolaylı olarak hem ülkemize hem de Türkiye Cumhuriyeti’ne uluslararası camiada sıkıntı yarattığını dile getirdi.
Gürcafer, bu nedenle, ihtiyaç duyulan nitelikli iş gücünün karşılanması için yapılan müracaatların değerlendirilmesi ile nitelikli eleman tedariki ve insan kaçakçılığına da geçit vermemek için Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB), Kıbrıs Türk Sanayi Odası (KTSO), Kıbrıs Türk İnşaat Taşeronları Birliği ve Restorancılar Birliği’nin (Res-Bir) devlet ile istişare halinde yeni bir projeyi hayata geçirdiğini duyurdu.
KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, “Hayata geçirilen bu proje doğrultusunda talep edilen işgücünün aranan vasıflara haiz olup olmadığına geleceği ülkede teste tabi tutularak ve uygun vasıfta ise sertifikasyon merkezleri tarafından sertifikalandırılıp ülkemize getirilmesi sağlanacaktır” dedi.
Gürcafer, Küçük ve Denktaş’ı andı
Gürcafer, “Yaşamını Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesine adayan toplum lideri Dr. Fazıl Küçük’ün vefatının 38’inci ve Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın 10’uncu yıl dönümünde kendilerini saygı ve rahmetle anıyorum” ifadelerini kullandı.
Gürcafer: Gözümüz ve kulağımız maliye bakanlığında
Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, devam eden işlerin ve imza aşamasında olan ihalelerin akıbetlerinin ne olacağı hususunda süregelen belirsizlik nedeni ile endişeli olduklarını kaydetti.
Hükümetin yaşanan gelişmeler karşısında kriz masası oluşturmasını beklediklerini dile getiren Gürcafer, “Çağrı bekliyoruz. Bir kez daha topun taça atılmasını veya acizlik sergilenmesini kabul etmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer’in konuya ilişkin açıklamaları şöyle:
“Devam etmekte olan işlerin ve imza aşamasında olan ihalelerin akıbetlerinin ne olacağı hususunda gözümüz ve kulağımız Maliye Bakanlığında. Hükümetin yaşanan gelişmeler karşısında kriz masasını oluşturmasını bekliyoruz. Kulağımız Maliye Bakanlığında ancak bakanlıktaki sessizlik hepimizi endişelendirmeye başladı. Çağrı bekliyoruz. Bir kez daha topun taça atılmasını veya acizlik sergilenmesini kabul etmeyeceğiz. Çare her zaman vardır. Yeter ki irade ortaya konsun. Yeter ki niyet olsun. Yeter ki arayışımız hak, hukuk, adalet temelinde çözüm üretme arayışı olsun.”