Kapat

Tag kıbrıs türk inşaat müteahhitleri birliği

Gürcafer: Sonuç alıcı, sonuç odaklı teknik bir çalışma yaptık

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı ve Ekonomik Örgütler Platformu (EÖP) Dönem Sözcüsü Cafer Gürcafer, EÖP’ün Ankara temaslarını değerlendirdi, bugün de yapılacak olan temaslara ilişkin BRT’ye açıklamalarda bulundu.

Kıbrıs Türk Ticaret Odası, Kıbrıs Türk Sanayi Odası, Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği ve Kıbrıs Türk Otelciler Birliği tarafından oluşturulan Ekonomik Örgütler Platformu üyeleri, Ankara’da, dün Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Ankara Ticaret Odası ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği başkanları ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde bir araya geldi.

Ekonomik Örgütler Platformu’nun (EÖP) Ankara’daki temasları bugün de devam edecek.

Kıbrıs Türk Müteahhitler Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, bugün saat 16,30’da TC. Karayolları Genel Müdürü ile bir toplantı yapacak.

Kıbrıs Türk Ticaret Odası (KTTO) Başkanı Turgay Deniz ve Kıbrıs Türk Sanayi Odası (KTSO) Başkanı Candan Avunduk ise TC. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığında bir toplantıya katılacak.

“TÜM DETAYLARI KONUŞTUK, ÇOK VERİMLİ BİR TOPLANTI YAPTIK”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, TC. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ekonomisinin pandemi dönemi ve sonrasında nasıl ayağa kaldırılabileceği ve sürdürülebilir bir yapıya nasıl kavuşturulabileceğini konuştuklarını ve çok verimli bir toplantı yaptıklarını söyledi.

Cafer Gürcafer, Oktay ile yapılan toplantıda masaya yatırılan konuları şöyle aktardı:

“Sayın Oktay ile KKTC ekonomisi için nelerin yapılabileceği, nelerin doğru, nelerin yanlış yapıldığı, nelerin yapılmaması gerektiğini tüm detayları ve tüm çıplaklığı ile konuştuk. Ekonomide planlamanın ne kadar önemli olduğunu, gerekli kaynak tespiti için bir türlü planlarımızı yapmamış olduğumuzu konuştuk. Ülkesel planlamanın nedenli önemli olduğunu konuştuk. İhalelerin Ankara’da çıkması konusunda tabi ki bizim gelmezden önce bir tepkimiz vardı onları da konuştuk. Organize sanayi bölgelerinin oluşturulmasının ne denli önemli olduğunu, esnaf sitelerinin ne denli önemli olduğunu da konuştuk.  Ayağa kalkmak için sosyo ekonomik planlamanın yapılması gerektiğini ve o plana uygun bir biçimde iktidarların her değişimi ile değişmeyecek uzun soluklu çalışmanın olması gerektiğini konuştuk. Elbette ki bizim ülkemizden sürekli teknik heyetler Ankara’ya gidiyor ve burada çalışıyorlar. Onlar tarafından dile getirilen konuları biliyorlar ama bir de reel sektör tarafından ve reel sektörün kalbi ile yöneticileri tarafından nasıl görüldüğünü, değerlendirildiğini geniş bir biçimde masaya yatırdık. Açıkçası çok çok iyi ağırlandık ve dinlendik. Gerçek anlamda sonuç alıcı, sonuç odaklı teknik bir çalışma yaptığımızı söyleyebilirim.”

“TEMASLAR DEVAM EDECEK”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, Ankara temasları çerçevesinde, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Ankara Ticaret Odası ve Türkiye Müteahhitler Birliği ile de bir görüşme yaptıklarını söyledi.

Gürcafer, Ankara’daki bu STÖ’ler ile yaptıkları görüşmede KKTC’nin sürdürülebilir sosyal ekonomik ve sağlıklı bir yapıya kavuşturulabilmesi için neler yapılabileceğinin masaya yatırılması gerektiğini konuştuklarını kaydetti.

Ekonomik Örgütler Platformu’nun (EÖP) Ankara’daki temaslarının bugün de devam edeceğini söyleyen Gürcafer, bu görüşmelere ilişkin ise şu detayları verdi:

“Bugün 16.30’da TC. Karayolları Genel Müdürü ile benim bir görüşmem olacak. Yollarımızın Kıbrıs Türk Müteahhitleri tarafından yapılabilmesi veya ihalelerde dışa açılabilmesi hususunda neler yapılabilir, teknik olarak bunun önündeki engellerin ne olduğunu, Ankara’da çıkmasına sebebiyet veren teknik veya yapısal sorunların ne olduğu tartışmasının önünü açmak için bir toplantı yapacağız.

Sanayi Odası başkanımız ile Ticaret Odası başkanımız da özel sanayi bölgelerinin oluşumu ile ilgili bugün TC. Sanayi Bakanlığında bir toplantıya katılıyorlar.”

“BU KÖPRÜ YIKILMAMALI”

 Ankara temasları kapsamında çok iyi bir ilişki, bir köprü kurulduğunu vurgulayan KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, bu köprünün devam ettirilmesinin çok önemli olduğunu aktardı.

Cafer Gürcafer, şunları söyledi: “Biz birlikte çalışmanın ne kadar önemli olduğuna vurgu yaptık. Aslında karşı taraftan gelen talep de odur. Bir taraf yapar, öteki taraf da buna uyar görüntüsü hoş bir görüntü değil ve zarar verir. Yanlış anlaşılmalara da neden olur. Birlikte çalışmak, her zaman ve tüm kesimler tarafından kabul gören neticelerin çıkmasına yol açar. Bunun için doğru diyaloga ihtiyaç vardı. Biz doğru diyalogun uzun süreceğini düşünüyoruz. Bizim kendi iç meselelerimiz vardır. Kendi devletimiz ile hükümette, iktidarda kim olursa olsun onunla konuşup çözmemiz gereken sorunlarımız vardır. Bunu da Ankara’ya taşımak doğru değildir. Bunu asla yapmayız. Bizim üzerinde durduğumuz konu KKTC ekonomik olarak ayağa kaldırmak için ve sürdürülebilir bir yapıya dönüştürmek için neler yapabilirizdir. Bu bağlamda, bu arzuda olan TC. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Fuat Oktay ile en doğrusunu nasıl yapabiliriz bunu konuştuk. Özellikle pandemi döneminde 1 milyar TL’ye varan yol ihalelerinin, 60-70 alt sektörü besleyen ihalelerin Lefkoşa’da çıkmasının ne anlama geldiğini konuştuk ve neden olamadığını sorguladık. Bunun olması için neler yapılabileceğini konuştuk. Bunu devam ettirmemiz çok önemlidir çünkü yanlış enformasyon, yanlış bilgi, her zaman yanlış ve sonradan dönüşü zor olan neticeler verir. Bu nedenle dolayı ilişkiyi iyi tutmak ve amaca hizmet edecek şekilde örgütlenmek çok önemlidir.”

“AŞI KONUSUNDAKİ TÜM ÖNGÖRÜLERİMİZ, ÖNERİLERİMİZ KABUL VE DESTEK BULDU”

Aşı konusuna da değinen Gürcafer, bu konudaki öngörülerinin ve önerilerinin kabul ve destek bulduğunu ifade etti.

Başbakan Ersan Saner’in Cuma günü Ankara’ya yapacağı ziyareti anımsatarak, “tahmin ederim ki aşı konusunda kamuoyuna daha somut bilgiler verilir” dedi.

Gürcafer’in aşı konusundaki açıklaması aynen şöyle: “Aşı talebimizin ne anlama geldiğini doğru bir şekilde anlatmak çok önemli. KKTC eğer açılamazsa ortaya çıkacak olan enkazın boyutu 5-6 milyar belki de daha fazladır. Bu enkaz olursa gidilecek olan kapı yine Türkiye kapısıdır. Dolayısıyla bunun olamaması için önceden yapılması gerekenler konuşuldu. Aşı ve aşılanma, KKTC’nin kapılarının turizme aşılanmış olan kişilere açılması çok çok önemli. Bunu doğru anlatmazsanız bu Anadolu insanının aşı hakkını elinden almak gibi görünür. Benim aşı konusunda şu an için söyleyebileceğim; çok çok olumlu olunduğudur. Tüm öngörülerimiz ve önerilerimiz kabul ve destek buldu. Cuma günü Sayın Başbakan protokol için Ankara’ya geliyor. Tahmin ederim ki Cuma günü kamuoyuna bu hususta daha somut bilgiler verilir.”

 

Gürcafer: Sapla samanı karıştırmak yalnızca popülizme hizmet eder

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, bu ülkede çok kısa süre içerisinde büyük kazançlar elde etmiş, vergi ödememiş iş insanları olduğunu, işe gitmeden maaş çeken kamu çalışanları bulunduğunu kaydetti.

Gürcafer, bunlara karşı mücadele vermenin hem sendikaların hem de ekonomik örgütlerin görevi olduğunu söyledi.

Cafer Gürcafer, “Bu mücadelede sapla samanı karıştırmak yalnızca ve yalnızca ülkeye esas zarar veren popülizme hizmet eder. Özellikle bu dönemde sap ile  samanı karıştırmamak çok önemlidir” diyerek aydınlığa çıkabilmek için dayanışma içerisinde olmanın önemine dikkat çekti.

KTİMB Başkanı Gürcafer,  “kapanma nedeniyle iş yapamayacak özel sektör çalışanlarına kaynak yaratmak için kamu maaşlarından kesinti yapılsın” diyen Kıbrıs Türk Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Ali Başman’a yönelik eleştirilere yanıt verdi.

Gürcafer, “Başman ailesi bu ülkede  yıllardır vergisini ödeyerek, yüzlerce insanımıza iş imkanı yaratarak ülke gelişimine katkı koyan, nerden gelip nere gittiği belli olan bir ailedir. Belli ki sapla saman yine karışmıştır” dedi.

 

 

Gürcafer: Kapanmak yetmez, planlama şart

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, ekonomi ile sağlığın paralel biçimde yürütülebilmesinin tek yolunun aşılanmak olduğunu kaydetti.

KKTC’ye tek seferde 300-400 bin aşının gelmesi gerektiğini söyleyen Gürcafer, aksi halde hem sağlıkta hem de ekonomide büyük kayıpların yaşanacağını belirtti.

Gürcafer, “Ekonomi ile ilgili kilit aşıdır. Yarına kalmadan, ülkedeki tüm muhalefet partileri, iktidarı, milletvekilleri Ankara’ya gitsinler bir şekilde diplomasi sergilesinler. Gerekirse 72 saat oradan hiç ayrılmasınlar ama 300 bin aşıyı alıp gelsinler. Brüksel’e de gidelim. Ondan sonra kapanalım, kapanma ile birlikte süratli bir aşı programı uygulayalım ve yeniden açılalım” diye konuştu.

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, Kıbrıs Genç TV’de Nazar Erişkin’in hazırlayıp sunduğu  “Bugüne Dair” programına konuk oldu, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

“AŞIYA ULAŞILAMAZSA HİÇBİR FORMÜL İŞE YARAMAZ”

Ülkenin sağlık altyapısının yorgun, doktorların panik halinde olduğunu söyleyen Cafer Gürcafer, tüm bunların bir kapanma olacağına dair bir sinyal olduğunu ancak kapanma durumunda da çok iyi bir planlamaya ihtiyaç olduğunu kaydetti.

Gürcafer, “planlanan kapanma 10 gün ile sınırlı kalacaksa bu bir şekilde göğüslenebilir. Ancak süre uzayacaksa devlet maaş vermeyi bir kenara bırakıp hane halkına göre katkı vermeli ve bu noktada adil olmalıdır” dedi.

Ülke ihtiyacı kadar aşı gelmeden kapanıp yeniden açılmanın ise hiçbir fayda sağlamayacağına dikkat çeken Gürcafer, “Aşı gelmedi, kapandık, ne olacak? Tekrar açılmayacak mıyız? Açılacağız ve tekrardan sıfır noktasına geleceğiz. Aynı filmi tekrar tekrar yaşayacağız. Dolayısıyla kapanmak yeterli değildir. Bir program, plan yapılması ve o çerçevede hareket edilmesi laızmdır” ifadelerini kullandı.

Ekonominin çarklarının yeniden dönebilmesi için sağlıkla ekonominin birlikte yürütülmesi gerektiğini kaydeden Cafer Gürcafer, bunun tek yolunun aşılanmak olduğunu dile getirdi.

Gürcafer, “Devlet gidip 5-6 milyar TL borçlanır ve salgın geçene kadar herkesi evine kapatır, hane başına da aylık 5-6 bin TL maaş verirse sorun yok ama böyle bir devlet, bununla ilgili en ufak bir sinyal de yok.  Dolayısıyla kendi yağımız ile kendi ciğerimizi kavuracağız. Bunu ölmeden, toplumu hasta etmeden yapabilmek için de tek yol aşıdır. Ekonomimizi yeniden hareketlendirmek için bir an önce aşılanmalı ve ülkeyi aşılanmış insanlara açmalıyız” diye konuştu.

“OKTAY KKTC’YE GELİYOR, EÖP OLARAK KENDİSİYLE BİR GÖRÜŞMEMİZ OLACAK”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın birkaç gün içerisinde KKTC’ye geleceğinin bilindiğini bu ziyaretin gerçekleşmesi halinde EÖP’nun Oktay ile aşı gündemi ile bir görüşme yapacağını dile getirdi.

Gürcafer, “Aşının ne anlama geldiğini, aşılanmanın ekonomimizi nasıl olumlu etkileyeceğini ve bu olumlu etkilenme ile KKTC’nin Türkiye’ye daha fazla külfet olmaktan kurtulacağını doğru bir dille anlatmamız lazımdır. Ayda 20 bin aşı olayının doğru olmadığını, tek seferde aşılanmamız gerektiğinin gerekçelerini anlatacağız ve bu aşıya ulaşmaya çalışacağız. Eğer oradan olmazsa AB, oradan da olmasza karaborsadan dahi aşı alabilmeyi düşünmemiz lazım” diye konuştu.

 “İŞ DÜNYASININ TEK DERDİ ÇALIŞANIDIR”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, iş dünyasının çalışanı için tüm imkanlarını seferber ettiğini dile getirdi ve şunları söyledi:

“Zaman zaman ‘rant kesimleri’ diye nitelendiriliyoruz. Sanki iş dünyası büyük paralar yapıp da bir kenara koymanın derdinde. İş dünyasının tek derdi vardır oda yanında çalışan 10 binlerce insanı kapının önüne koymamaktır. Bu insani bir durumdur. Herkes imkanlarını, insanlarımızın aç kalmaması için seferber etmiş durumdadır. Dolayısıyla bizler aynı yaklaşımı sergilemeye devam edeceğiz. Hükümet ve muhalefet ile uyum içerisinde çalışmaya devam edeceğiz ve bu işi bir proje çerçevesinde sonlandırmaya çalışacağız.”

 

Gürcafer: 1974 öncesi inşa edilen binalar elden geçirilmeli, yarın çok geç olabilir

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, 1974 öncesi inşa edilen binaların deprem yönetmeliğine göre yeniden elden geçirilmesi gerektiğini kaydetti.

Gürcafer, 1974 öncesinde inşa edilip birçoğu kamu ve okul binası olan bu yapıların yeni deprem kurallarına göre hemen güçlendirilmesi gerektiğini söyleyerek ‘yarın çok geç olabilir’ uyarısında bulundu.

Gürcafer, bugün meydana deprem sonrasında Bayrak Radyo Televizyonu’na (BRT), konuk olarak çok önemli açıklamalar yaptı.

Cafer Gürcafer, binaların depreme dayanıklılığı konusunda İnşaat Mühendisleri Odası’nın ciddi denetimlerinin olduğunu kaydetti. Bu denetimler çerçevesinde yeni yapılmış olan binalarda depreme dayanıklılıkla ilgili konulmuş olan kurallara uyulduğunu ve bu konuda hiçbir endişesinin olmadığını kaydetti.

1974 öncesinde inşa edilen binaların depreme dayanıklılığı konusunda ciddi uyarılarda da bulunan Cafer Gürcafer şunları kaydetti:  “1974 öncesinde inşa edilen ve birçoğu kamu ve okul binası olan bu yapıların yeni deprem kurallarına göre güçlendirilmesi gerekmektedir. Örneğin Namık Kemal Lisesi, Dr. Fazıl Küçük Endüstri Meslek Lisesi’nin kolej binası ve Lefkoşa’daki daha birçok bina yeni deprem kurallarına göre güçlendirilmelidir. Bu çok büyük bir tehlikedir ve biz  bir süredir bu tehlikeye dikkat çekiyoruz. Ülkemiz yönetimi, hükümetlerimiz, devletimiz önceliklerini belirlerken bunu en üst sıraya koymalıdır. Defa defa söylüyorum. KTİMB olarak bu hususta sürekli açıklama yapıyoruz. Bugünkü deprem bize bir işarettir. Son pişmanlık fayda etmez. Yarın itibari ile tüm yatırımlar buna yönlendirmeli, kamu binalarımız ve okullarımız deprem yönetmenliğine göre elden geçirilerek tümü için güçlendirme projesi yapılmalıdır.”

Gürcafer: Mart sonunda aşılanmış insanlara kapıları karantinasız açmalıyız

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, hükümetin pandemi sürecindeki  performansını değerlendirdi. Aşı konusunda önemli açıklamalarda bulundu.

Kıbrıs Net Haber’de İsmet Özgüren’in konuğu olan Gürcafer, pandeminin ülke ekonomisine etkilerini yorumladı, Kıbrıs Konusu ve Maraş açılımına ilişkin soruları yanıtladı.

“Avantajlarımızı kullanmadık, ekonomiyi doğru yönetemedik”

KTİMB Başkanı Gürcafer, pandemi döneminin daha önce deneyimlenmediğinden dünyada olduğu gibi ülkemizde de bir çok hususta hatalar yapıldığını kaydetti.

Hata yapmanın deneyimlenmemiş olan bu süreçte çok da anormal bir durum olmadığını söyleyen Gürcafer, buna karşın ülkenin avantajlarının da doğru değerlendirilebileceğini ama bunun yapılamadığını kaydetti.

Gürcafer, “Bu dönem kimsenin deneyiminin olduğu bir dönem değil. Hata yapılması normaldi. Örneğin İngiltere,  ‘sürü bağışıklığı’ dedi, hata yaptı ve ekonomisi darmadağın oldu. Bunu bilerek yapmadı. DSÖ farklı yaklaştı, ABD farklı yaklaştı. Biz bir İngiltere, Güney Kıbrıs değildik ama kendi imkan ve olanaklarımızı o savaş döneminde olabildiğince iyi değerlendirmeliydik. Diğer ülkelere göre avantajımız ada ülkesiyiz, ‘kapattık’ dediğimiz zaman insanlar ülkeye yüzerek gelemezdi. Küçük bir toplumuz, kontrol etmek çok daha kolaydır. Neticede biz bu dönemde çok şanslı çıktık ama ekonomiyi ve kaynaklarımızı yeterince doğru yönettiğimizi de söyleyemeyiz” dedi.

“Topluma adil davranılmadı”

KTİMB Gürcafer,  kaynakların kullanımında da  adil davranılmadığını söyledi.

Halkın bu süreci kendi birikimlerini sonuna kadar kullanarak attlattığını hatırlatan Gürcafer,  “Bu birikimlerin tükeneceğini öngörüp kamu kaynaklarını tüketmememiz gerekirdi. Biz biraz bonkör davrandık, 2 ayda hayatın normale dönüşeceğini temenni ettik, temennilerimiz öngmörülerimizin önüne geçti. Tükettik. Olabildiğince adil dağıtmadık. Bu noktadan sonra ekonominin doğru yönetilmemesi felaket getirir” dedi.

“Ortaya çıkacak ekonomik pastadan pay alabilmeyiz”

Pandemi nedeni ile bir çok ülkenin ekonomisinin çöktüğünü dile getiren Cafer Gürcafer,  bu ülkelerin bir an önce aşılanıp ekonomilerinin yaralarını sarmanın peşinde olduğunu, ortaya çıkacak ekonomik pastadan pay alamabilmek için tüm ülkelerin ayağa kalktığını dile getirdi.

Ortaya çıkacak ekonomik pastadan KKTC’denin de pay alaması gerektiğini söyleyen Gürcafer, “Bu ülkeler, ekonomik olarak ayağa kalkmak için, aşılanacak ve kapılarını aşılanmış kişilere açacak. Zaten travma yaşamış insanlar kendini dışarı atacak, ya tatile gidecek ya yaşı ilerlemiş insanlar güvenli gördüğü ülkeye yerleşecek. Dolayısıyla bu pastadan bizim de pay almamız lazımdır” dedi.

“Ekonomik Örgütler Platformu’nun talebi aşı”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer,  Ekonomik Örgütler Platformu olarak aşı talebi ile Başbakanla görüştüklerini, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a ulaşmaya çalıştıklarını ve Avrupa Birliği (AB) Büyükelçisinden randevu talep ettiklerini ifade etti.

Gürcafer, “Bizim talebimiz aşıdır ancak bunu Türkiye’deki yetkililere de doğru anlatmamız lazımdır. Türkiye,  Çin’den 50 milyon aşı alacak ve bu aşıdan oran orantı yöndemi ile KKTC’ye de verecek. Yani ayda 3 milyon aşı alırsa 80 milyonluk nüfus, 500 binlik nüfusa bunun 10-20 bini gelecek. Bu yakllaşım ile biz ne kurtulabiliriz ne açılabiliriz aksine Türkiye’ye ekonomik külfet olmaya devam ederiz. Bizim açılmamız lazım ki ekonomik olarak ayağa kalkabilelim. Turizmi, yüksek öğretimi, yap-sat ve inşaat sektörünü harekete geçirmemiz lazımdır.  Bunun için de bize bikaç yüz bin aşının tek seferde verilmesi lazımdır” ifadelerini kullandı.

Toplumun iyi bir planlama ile yüzde 50’sinin aşılanması durumunda pazarlama kısmının da doğru bir şekilde yapılması gerektiğini söyleyen Gürcafer, “Bu programı yapabilirsek 2021 sezonunu kurtarırız ve Annan Planı dönemindeki gibi bir sıçrama dönemi yaşanır. Ben bunun başarılabileceğine inanıyorum” dedi.

“Bundan sonraki süreç için hükümetle ilgili noktada endişeliyim”

İş dünyasının Kıbrıs Türk siaysetine kırgın olduğunu söyleyen Cafer Gürcafer, bu dönemde ülke yararı için arzu edilen birlikteliğin sağlanamadığını ifade etti.

Gürcafer, “Bu dönemde siyasetin çok daha farklı yaklaşmasını beklerdik. Canlarını yaksa da, prensiplerine aykırı olsa da, tüm farklılıklarını bir kenara bırakarak ülke için yapılması gerekeni yapmalarını beklerdik. İktidar, muhalefet, ana muhalefet… Herkes kendi penceresinden haklı ama bir gerçek vardır. Eğer biz önümüzdeki treni kaçırırsak, 2021 sezonunu kaybederiz. Turizmdeki, inşaattaki firmalar batar, bankalar batar, sokakta ciddi bir açlık olur” diye konuştu.

Önceliğin seçim, mevki, makam olmaması gerektiğini dile getiren Gürcafer, “Bu dönemde olabildiğince konusunda uzmandan oluşan bir kabine olmalıydı. Gönüllü olarak tüm siyasi partilerin bu işin içerisine girmelerini isterdim. Ülkenin öncelikleri ön planda tutulmalıydı. Kendi adıma konuşmuyorum, tüm iş dünyası olarak söylüyorum. Bu ülke hepimizin, el birliği ile uğraşmalıyız. Siyasetin tam gereğini yapabildiğini söyleyemem ve bundan sonraki süreçten endişeliyim” ifadelerini kullandı.

“Siyaset kurumundaki verimlilik arttırılmalıdır”

Siyaset kurumundaki verimliliğin artması gerektiğini söyleyen Gürcafer, “Sistemin bütünlüklü olarak ele alınmalıdır, değiştirilmelidir. Ülkeyi yöneten siyaset kurumudur. Siyaset kurumu insan kaynakları bakımından bir zenginlik içerirse ülke yönetiminde pozitif rol oynar.  Bu işin formülünü bulmalı, insanların siyasete ilgi duymasını sağlamamız, milletvekilliği ile bakanlığı ayrıştırmamız lazımdır.  Milletvekilli yasama ile ilgili mecliste olacak, bakan teknokrat olacak. Milletvekili, bakan olacaksa milletvekillliğini yitirmelidir. Bunu yaptığımız zaman yürütmede ve yasama da verimliliği ciddi şekilde arttıracaktır” dedi.

Savunduğunun mevcut sistemin daha iyiye evrilmesi olduğunu dile getiren Cafer Gürcafer, “Ben ille de ‘başkanlık sistemi’, ‘diktatörlük olsun’ demiyorum. Kuvvetlerin ayrımı, yargının bağımsız olması çok çok önemlidir” şeklinde konuştu.

Muhalefet ile iktidarın illa kavga etmeleri gerekmediğini söyleyen Gürcafer, ülke yararı söz konusu ise uzlaşılması gerektiğini kaydetti.

“2021’i kaybedersek çökeriz”

KTİMB Başkanı cafer Gürcafer, pandeminin inşaat sektöürüne etkilerini de değerlendirdi. Gürcafer, turizm ve yüksek öğretimin durduğunu ancak inşaatta çarkların yavaş da olsa döndüğünü belirtti.

Gürcafer,  “2007-2008’deki o dik çöküşten biz ders aldık, firmalarımız şimdi çok daha kurumsal, disiplinli. Tahsis edilmiş krediler ve başlayan projeler vardı. O tahsis edilmiş krediler başlayan projelerle devam etti. Neticede ortaya 25 bin civarında bir konut, ürün çıktı. Bu ana kadar da alt tüm sektörleri hareketli tuttu, şimdi bu konutları paraya dönüştürmemiz bununla birlikte turizmi hareketlendirmemiz lazım çünkü turist gelir görür beğenir ve alır. Yüksek öğretim de bir yerde turizmin bir parçasıdır ve bu noktada ayrı tutamayız” diye konuştu.

Bu noktada aşılanmanın kilit olduğunu söyleyen Gürcafer,  “En geç 3 ay içerisinde toplumun yüzde 50’sini aşılayamazsak, Mart ayının sonunda aşılanmış insanlara kapıları karantinasız açmaz ve önceden bunu ilan etmezsek 2021’i kaybettik demektir bu da bir felakettir” dedi.

 “Bulaş otellerden olmadı”

KTİMB Başkanı Gürcafer, ülkede bulaşın nasıl olduğuna ilişkin sorgulamak istemediğini ancak, devletin denetim noktasındaki zafiyetinin bu hususta oldukça etkili olduğunu  söyledi.

“Devlet bir takım kurallar koyuyor ama kendi koyduğu kuralların ne kadar uygulandığını denetlemiyor” diyen Cafer Gürcafer, ülkedeki bir çok kurumda olduğu gibi kara kapılarında da denetimin çok doğru yapılmadığını ve bulaşın ağırlıklı olarak bu noktadan olduğunu ifade etti.

Gürcafer, “Limanlar ve havayolu olabildiğince kontrol altında tutuldu. Kara kapılarını çok doğru kontrol edemedik , bulaş ağırlıklı oradan oldu. Türkiye’den gelen 3 günlük de gelse PCR’sini yaptı ve verilere bakıldığında otellerden bir bulaş olmadı. Öte yandan bugün halen Güneyden kuzeye elini kolunu sallaya sallaya kaçakçılık da yapılıyor” dedi.

“Sayın Oktay’dan şu aşamada isteyeceğimiz şey aşıdır”

İstenilenin şuan için Kovid-19 aşısı olduğunu dile getiren Cafer Gürcafer, Türkiye ile konuşulacak konuların hayatın normale dönmesinden sonra da konuşulabileceğini belirtti.

Gürcafer, şöyle dedi: “Hayat normale dönünce elbette görüşmemiz gereken konular var.  Mesela maraş, askeri birliklerin şehir içerisinden çekilmesi gibi. 1974’te bir savaş oldu, asker geldi Girne’nin içerisine konuşlandı ama üzerinden neredeyse yarım asır geçti artık bir devlet olduk,  savaş hali konuşlanmasından normal konuşmaya dönülmelidir. Bu talebimiz yanlış anlaşılmasın. Turizmin incisi Girne içerisinde, ‘şurada duramazsın, fotoğraf çekemzsin’ gibi ihtarlar turizm ile bağdaşmaz. Asker de bundan rahatsız. Öteyandan İskele… İskele bizim turizm ile ilgili esas incimiz olacak. O bölgede düşünülen bir askeri peoje var. Bu projenin dana ileriye ötelenmesi konusunda bir talebimiz vardır. Bunların dışında Sayın Oktay ile kendi iç meselemimizi konuşmamamız lazımdır.”

“Maraş’ın eski sahiplerine iade edilerek açılmasını isterim”

Özgüren’in sorusu üzerine Kapalı Maraş konusunda da değerlendirmelerde bulunan KTİMB Başkanı Gürcafer,  Maraş’ın kapalı olmasının Mağusa’nın  gelişimini engellediğini, göçlere sebep olduğunu ve travmalara yol açtığını kaydederek Maraş’ın eski sahiplerine iade edilerek açılmasını istediğini kaydetti.

Gürcafer, “Mağusa’da yaşayan biri olarak, Maraş’ın eski sahiplerine iade edilerek açılmasını isterim. Bundan ekonomik olarak ülkemin ve toplumumun olabildiğince kazanacak şekilde düzenleme yapılmasını isterim. Hem barış hem Mağusalı hem Kıbrıs Türk insanı hem de dünya nemalansın” dedi.

“Maraş’ta büyük bir siyasi mesaj verildi”

Türkiye’den Kapalı Maraş’a yapılan ziyareti de yorumlayan Gürcafer,  konuşmasını şu sözlerle tamamladı:  “O ziyaret ile sanki TOKİ geldi ve Maraş’ı yapıyor gibi bir algı oluştu ve karmaşa oldu. Oysa yapılan Sayın Cumhurbaşkanının gezeceği güzergahta bir düzenleme yapmak karşı tarafa bir ciiddiyet mesajı vermekti. Bana göre de bu tuttu. ‘Maraşı açacağız’ dedimizde, ‘siz temizliğini bile yapamazsınız’ derlerdi. Orada büyük bir mesaj verildi. Bu siyasi bir mesajdı, bana göre de doğru bir mesajdı . Kıbrıs Konusu  ile uğraşmaya başladığımda çocuktum.  Kıbrıs sorununun daha fazla ötelenmesine tahammülümüz yoktur. Bu noktada 5+1’den bir şey çıkacağını umut ediyorum.”

 

 

Cafer Gürcafer: Mart sonunda aşılanmış insanlara kapıları karantinasız açamazsak 2021’i kaybederiz

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, hükümetin pandemi sürecindeki performansını değerlendirdi. Gürcafer, “Mart sonunda aşılanmış insanlara kapıları karantinasız açamazsak 2021’i kaybederiz” ifadelerini kullandı.

Haberin ayrıntıları için tıklayınız >>>https://www.kibrispostasi.com/c35-KIBRIS_HABERLERI/n363989-cafer-gurcafer-mart-sonunda-asilanmis-insanlara-kapilari-karantinasiz-acamazsak-2021i-kaybederiz?fbclid=IwAR1-JEYOI9AObnt29_B30HiOupL7R6HHsLwLQaSkKkXD9oYSp7pCPCYoQLU

Gürcafer: Bulaş otellerden olmadı

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, hükümetin pandemi sürecindeki  performansını değerlendirdi. Aşı konusunda önemli açıklamalarda bulundu.

Kıbrıs Net Haber’de İsmet Özgüren’in konuğu olan Cafer Gürcafer, pandeminin ülke ekonomisine etkilerini yorumladı, Kıbrıs Konusu ve Maraş açılımına ilişkin soruları yanıtladı.

Haberin ayrıntıları için tıklayınız >>>https://www.havadiskibris.com/gurcafer-bulas-otellerden-olmadi/?fbclid=IwAR12d6av8z517Mzequ_vFyXttnSE-dBkmzpPRzO716kbpoP6dxjsC6dn7N0

Gürcafer: Birbirimizi karşılıklı incitmenin zamanı geldi de geçiyor

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, ülke ekonomisi ve sağlık konusunda acil alınması gereken kararlar ve atılması gereken adımlar olmasına karşın Cumhuriyet Meclisi’nde belirleyici çoğunluğun gündeminin erken seçim olduğunu kaydetti.

Gürcafer, “Birbirimizi karşılıklı incitmenin zamanı geldi de geçiyor artık” ifadelerini kullandı.

Haberin ayrıntıları için tıklayınız >>>https://haberkibris.com/gurcafer-birbirimizi-karsilikli-incitmenin-zamani-geldi-de-geciyor-1640-2021-01-14.html?fbclid=IwAR2huj2u1D-0-SCuAb3wjKqBbRWIHX1rVn_i_qgmfeD61-SiCo1lsgG2yJ4

Gürcafer: Siyasi istikrarsızlık ülkeyi kaosa sürükleyecek, bardak taşıyor

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, “Biz iş dünyası olarak ısrarla ‘siyasi istikrar’ diyoruz. Siyaset de ısrarla siyasi istikrarsızlık sergiliyor” eleştirisinde bulundu, “pandemi döneminde, siyasi istikrarsızlık ülkenin en son ihtiyacı olan şeydir” dedi.

Dünyada, aşı ile birlikte bir normalleşme rüzgarının esmeye başladığına dikkat çeken Gürcafer, ülkelerin bu süreçte becerilerini ortaya koyacaklarını ve yara alan ekonomilerini düzeltmeye, sosyal yaşamlarını düzenlemeye çalışacaklarını söyledi, Kuzey Kıbrıs’ın da buna hazır olması gerektiğini belirtti.

KTİMB Başkanı Gürcafer, Kıbrıs TV’de Manşet programında, dün Elif Şen Çatal’ın konuğu oldu. Başkan Gürcafer, ülkedeki siyasi gelişmeleri yorumladı, Kovid-19 pandemisinin ekonomiye etkilerini değerlendirdi.

“Tiyatro izledik”

Gürcafer, Cumhuriyet Meclis’inde Salı günü yaşanan tartışmalara “tiyatro” benzetmesi yaptı.

Gürcafer, “Ekonomik Örgütler Platformu olarak, Salı günü, 4 saat toplantı yaptık ve aynı anda ekranda meclisi izledik. Biz aşıları almak için ne tür bir girişim yapmamız lazım, ne tür bir diplomasi takip etmemiz lazım, buna paralel ülkede bulaşa sebebiyet vermeden nasıl ekonomiyi iyileştirebiliriz hususlarına kafa yorarken ekranda neredeyse tiyatro izledik” dedi.

Gürcafer, “Bana göre yapılması gereken; tıpkı Vatikan’da Papa seçer gibi kapanacaklar meclisin içerisine çözüm bulmadan da çıkmayacaklar” dedi.

“Erken seçim çöküntü demek”

“En son ihtiyacımız olan şey erken seçimdir” diyen Gürcafer, erken seçimin nelere mal olabileceğini, milletvekillerinin de öngörebildiğini düşündüğünü kaydetti.

Cafer Gürcafer, “Erken seçim demek 2021 yaz sezonunun turizm için heba edilmesi, binlerce işletmenin iflas etmesi, kamu maliyesinin çökmesi demektir. Peki hükümeti kuracak olan ve çözüm üretecek olan, seçimden sonra yine parlamentoya girecek olan 50 milletvekili değil mi, şuanda mecliste 50 milletvekili var mı? Otursunlar, çözsünler. Ancak yine de  ‘erken seçim’ diyorlarsa, seçime gitsinler ama meclisteki 50 vekil de evlerine gitsin, bir kere daha da vekil olmasınlar” diye konuştu.

“Bardak taşıyor!”

Dünyanın bir salgın dönemi, bir savaş yaşadığına işaret eden Gürcafer, “Bu noktada, sağlığımız, ekonomimiz, geçimimiz, çocuklarımızın geleceği hem de ülkemiz ile ilgili endişeliyiz. Böyle endişeler varken,  milletvekilleri bunun çözümünü bulmak zorundadır. Parti ayrımı yapma, bencillikleri ön plana çıkarma zamanı değildir. Tüm farklılıkları bir kenara bırakmaları lazımdır. Canları acısa da ilkelerine ters düşse de dünyaya bakış açılarından taviz vermek zorunda olsalar bile bu ülke için doğru olanı yapmaları gerekmektedir” dedi.

Gürcafer, “Aksi halde hem iş dünyası olarak hem de halk olarak sokağa döküleceğiz. Meclise gideceğiz” uyarısında bulundu.

Cafer Gürcafer, şöyle konuştu: “Biz STÖ’ler olarak, bu salgında, Türkiye’ye gitmeye karar aldık. Sağlık Bakanlığı ile Kıbrıs’tan sorumlu Cumhurbaşkanı Yardımcısı ile görüşelim ve toplumumuzu aşılamak için ihtiyaç olan aşının daha erken bir zamanda bize gelmesini sağlayalım. Aynı şekilde AB Büyükelçisinden randevu talep ettik. Aşıdan payımıza düşeni alalım ve bir an önce aşılanalım da kapılarımızı ona göre kontrollü bir şekilde açalım, yaşamı tekrardan filizlendirelim. Biz buna uğraşırken mecliste ne var? Bardak taşıyor.

Bu tehdit olarak algılanmasın ancak halkın vereceği tepki, STÖ’lerin vereceği tepki her zamankinden farklı olacak, bu kez çok sert olacak.”

“Aşılanma noktasında biz avantajlarımızı fırsata dönüştürebiliriz”

Gürcafer, aşılanma noktasında Kuzey Kıbrıs’ın avantajlarını fırsata dönüştürebileceğini belirtti.

Cafer Gürcafer, “80 milyonluk Türkiye Cumhuriyeti’ne göre 500 bin nüfusluk bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni aşılamak çok daha kolaydır ve bu bizim için büyük bir avantajdır. Önümüz yaz, bizim turizmimizi hareketlendirmemiz lazımdır. Turistin ülkesinde de salgın vardır ve onun ülkesinde de travma yaşanmıştır. Milyonlarca kişi bu travmayı bir tatil planı ile atlatmayı planlayabilir. Biz eğer toplumu aşılarsak yanı sıra ülkemize gelecek kişiler için aşılı kişilerin gelmesi yönünde bir kural koyarsak bu bizim avantajımıza olacaktır” dedi.

Gürcafer, “Bunu Sayın Sağlık Bakanı ve bakanlıktaki yetkililerle de konuştuk. Aşı kilittir. Gelecek olan insanlar gideceği ülkenin de güvenli olmasını isterler. Ekonomiyi ve sağlığı bütün olarak düşünüyoruz ve birlikte bir planlama yaparak öngörüde, talep de bulunuyoruz. Bunun için tabi aşıya ulaşmamız lazım” diye konuştu.

Birlik Başkanı Gürcafer, ülkenin tanınmamışlığının ise dezavantaj olduğunu belirtti.

Gürcafer, “İki kapımız var. AB’deki statümüzden dolayı AB’dir. Bunu hızlandırmak, aşı güneye geldiği oranda bir diplomasi, girişim başlatmak çok önemlidir. Bunun için bir baskı, kamuoyu oluşturmak lazımdır. İkincisi Türkiye’ye gidip bunu anlatmamız lazım. Türkiye’den 100 bin ve yukarı bir aşı miktarının tek seferde gelmesini sağlamamız lazımdır. Bunun için de bir hükümete ihtiyacımız vardır” dedi.

 “Bugün çok daha kurumsal bir inşaat sektörü var”

Pandeminin genelde ekonomiye etkilerini değerlendiren Gürcafer, özelde inşaat sektörüne etkilerini de yorumladı.

Anan Planı’nın kabul edilmemiş olması ile çözüm umutlarının tükenmesi ve Orams davasının yabancı pazarda yarattığı olumsuz etkiden dolayı 2007-2008 yıllarında sektörde çok dik bir iniş yaşandığını hatırlatan Gürcafer, “Çok ciddi bir tahribat ortaya çıkmıştı. Bugün çok daha kurumsal bir inşaat sektörü vardır. O kurumsal yapıları sayesinde bu krizde sektör dimdik ayakta kaldı. Hiçbir proje atıl kalmadı. Şimdi ortaya 25 binin üzerinde bir ürün çıktı. Şuanda milyar doların üzerinde pazara çıkmak üzere bir değer, ürün var” dedi.

Üretilenin yerli ve yabancı olmak üzere 2 tüketicisi olduğuna dikkat çeken Gürcafer, “Yabancı tüketicinin gelebilmesi için bu ülkenin güvenli olması lazım. O zaman inşaat sektöründe yeni projeler hayat bulacak ve bu sektörden beslenen 70 alt sektör yeniden hareketlenecek” diye konuştu.

İç piyasada da dövizin yükselmesi ile alım gücünün çok düştüğünü söyleyen Cafer Gürcafer,  şuanda insanların alım gücünü yükseltecek bir devlet yapısının olmadığını, dolayısıyla bazı argümanlarla insanların cebine inmek gerektiğini belirtti.

“Mevcut sistem verimliliğe engel oluyor”

Başkanlık sitemi konusunda da değerlendirmelerde bulunan Cafer Gürcafer, “Ben ille de başkanlık sistemi demiyorum. Parlamenter sistemde de yapılacak değişikliklerle çok daha kısa yoldan aslında düzenlemeye gidebiliriz” dedi.

Gürcafer, “Mesela, bir milletvekili bakan olursa milletvekilliğini yitirmesi lazımdır. Bu ülkede milletvekillerinin bakan olma arzusu ile çıkardıkları kavgalar, Cumhurbaşkanlığı ve Başbakan tartışmaları bu toplumda nelere mal oldu, buna da dönüp bakmak lazım. Ülkemiz çok uzun zamandır bir yozlaşma içerisindedir. Bu yozlaşmadan da payını almayan kurum yoktur. Bu ülkeye sahip çıkmalıyız. Sistemi bütünlüklü olarak ele alıp, revize etmeliyiz. Yoksa, ülkenin en değerli insanını meclise gönderin bu sistem onu da tüketir” diye konuştu.

 

 

Gürcafer: Dr. Küçük ve Denktaş için anma mesajı yayımladı

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, Kıbrıs Türkü’nün Lideri Dr. Fazıl Küçük ve Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın vefatlarının yıldönümü dolayısıyla anma mesajı yayımladı.

Gürcafer mesajında, “Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesine yaşamlarını adayan, Lider Dr. Fazıl Küçük’ün vefatının 37’nci ve Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın 9’uncu yıldönümünde kendilerini saygı ve rahmetle anıyorum” ifadelerini kullandı.

Gürcafer,  15 Ocak 1984’te hayatını kaybeden Dr. Fazıl Küçük’ün toplumuna önderlik yapmış, birlikte mücadele etmiş değerli bir lider olduğunu kaydetti.

13 Ocak 2012 tarihinde hayatını kaybeden Rauf Raif Denktaş’ın ise ömrünü Kıbrıs davasına adayan büyük bir devlet adamı olduğunu vurguladı.